Utility of platelet-to-lymphocyte ratio to support the diagnosis of acute deep vein thrombosis
Yükleniyor...
Dosyalar
Tarih
2019
Yazarlar
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
Erişim Hakkı
info:eu-repo/semantics/openAccess
Özet
Background: The aim of this study was to investigate whether routine complete blood count parameters such as the mean platelet volume, red cell distribution width, white blood cell and platelet counts, and novel inflammatory biomarkers such as platelet-to-lymphocyte ratio and neutrophil-to-lymphocyte ratio could be used as the predictors of acute deep vein thrombosis. Methods: This retrospective study included a total of 68 patients (29 males, 39 females; mean age 55.2±1.6 years; range, 22 to 80 years) with acute lower extremity deep vein thrombosis and 34 healthy controls (15 males, 19 females; mean age 52.8±2.5 years; range, 21 to 77 years) without acute lower extremity deep vein thrombosis between March 2016 and August 2018. Demographic and clinical characteristics of the participant and laboratory data including complete blood count parameters were recorded. Univariate and multivariate analyses were used to identify significant predictors of deep vein thrombosis. Results: Demographic and clinical characteristics were similar between the groups. According to the univariate analysis, platelet count and red cell distribution width were found to be significantly higher in the patient group compared to the control group. However, the red cell distribution width was not considered a significant predictor of acute deep vein thrombosis. According to the multivariate logistic regression analysis, the platelet-to-lymphocyte ratio and platelet count were significant predictors of acute deep vein thrombosis. Conclusion: Our study results show that the platelet-tolymphocyte ratio may be a useful biomarker to support the diagnosis of acute deep vein thrombosis.
Amaç: Bu çalışmada, ortalama trombosit hacmi, kırmızı hücre dağılım genişliği, beyaz kan hücresi ve trombosit sayısı gibi rutin hemogram parametreleri ve trombosit/lenfosit oranı ve nötrofil/lenfosit oranı gibi yeni enflamatuvar biyobelirteçlerin akut derin ven trombozunun öngördücüleri olup olmadığı araştırıldı. Çalışma planı: Bu retrospektif çalışmaya Mart 2016 ve Ağustos 2018 tarihleri arasında akut alt ekstremite derin ven trombozu olan toplam 68 hasta (29 erkek, 39 kadın; ort. yaş 55.2±1.6 yıl; dağılım, 22-80 yıl) ve akut alt ekstremite derin ven trombozu olmayan 34 sağlıklı kontrol (15 erkek, 19 kadın; ort. yaş 52.8±2.5 yıl; dağılım 21-77 yıl) dahil edildi. Katılımcıların demografik ve klinik özellikleri ve hemogram parametreleri dahil olmak üzere laboratuvar verileri kaydedildi. Derin ven trombozunun anlamlı öngördürücülerini belirlemek için tek değişkenli ve çok değişkenli analizler yapıldı. Bulgular: Demografik ve klinik özellikler gruplar arasında benzerdi. Tek değişkenli analizde, trombosit sayısı ve kırmızı hücre dağılım genişliği, kontrol grubuna kıyasla, hasta grubunda anlamlı düzeyde yüksek bulundu. Ancak, kırmızı hücre dağılım genişliği, akut derin ven trombozunun anlamlı bir öngördürücüsü olarak belirlenmedi. Çok değişkenli lojistik regresyon analizine göre, trombosit/lenfosit oranı ve trombosit sayısı akut derin ven trombozunun anlamlı öngördürücüleri idi. Sonuç: Çalışma sonuçlarımız, trombosit/lenfosit oranının akut derin ven trombozu tanısını destekleyen yararlı bir biyobelirteç olabileceğini göstermektedir.
Amaç: Bu çalışmada, ortalama trombosit hacmi, kırmızı hücre dağılım genişliği, beyaz kan hücresi ve trombosit sayısı gibi rutin hemogram parametreleri ve trombosit/lenfosit oranı ve nötrofil/lenfosit oranı gibi yeni enflamatuvar biyobelirteçlerin akut derin ven trombozunun öngördücüleri olup olmadığı araştırıldı. Çalışma planı: Bu retrospektif çalışmaya Mart 2016 ve Ağustos 2018 tarihleri arasında akut alt ekstremite derin ven trombozu olan toplam 68 hasta (29 erkek, 39 kadın; ort. yaş 55.2±1.6 yıl; dağılım, 22-80 yıl) ve akut alt ekstremite derin ven trombozu olmayan 34 sağlıklı kontrol (15 erkek, 19 kadın; ort. yaş 52.8±2.5 yıl; dağılım 21-77 yıl) dahil edildi. Katılımcıların demografik ve klinik özellikleri ve hemogram parametreleri dahil olmak üzere laboratuvar verileri kaydedildi. Derin ven trombozunun anlamlı öngördürücülerini belirlemek için tek değişkenli ve çok değişkenli analizler yapıldı. Bulgular: Demografik ve klinik özellikler gruplar arasında benzerdi. Tek değişkenli analizde, trombosit sayısı ve kırmızı hücre dağılım genişliği, kontrol grubuna kıyasla, hasta grubunda anlamlı düzeyde yüksek bulundu. Ancak, kırmızı hücre dağılım genişliği, akut derin ven trombozunun anlamlı bir öngördürücüsü olarak belirlenmedi. Çok değişkenli lojistik regresyon analizine göre, trombosit/lenfosit oranı ve trombosit sayısı akut derin ven trombozunun anlamlı öngördürücüleri idi. Sonuç: Çalışma sonuçlarımız, trombosit/lenfosit oranının akut derin ven trombozu tanısını destekleyen yararlı bir biyobelirteç olabileceğini göstermektedir.
Açıklama
Anahtar Kelimeler
Acute Deep Vein Thrombosis, Complete Blood Count Parameters, Platelet Count, Platelet-To-Lymphocyte Ratio, Akut Derin Ven Trombozu, Hemogram Parametreleri, Trombosit Sayısı, Trombosit/Lenfosit Oranı
Kaynak
Türk Göğüs Kalp Damar Cerrahisi Dergisi
WoS Q Değeri
Q4
Scopus Q Değeri
Q3
Cilt
27
Sayı
4