İnsani güvenlik kavramı bağlamında çevre güvenliği
Yükleniyor...
Dosyalar
Tarih
2016
Yazarlar
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
Hale Sivgin
Erişim Hakkı
info:eu-repo/semantics/openAccess
Özet
Güvenlik çalışmaları Soğuk Savaş’ın sona ermesinden sonraki dönemde giderek genişleyen bir gündeme sahip olmuştur. Bu makalede genişleyen güvenlik gündeminde yer alan insani güvenlik kavramı bağlamında çevresel güvenlik konusu incelenecektir. Çalışma öncelikle insani güvenlik kavramının ne zaman ortaya çıktığını ve farklı insanı güvenlik tanımlarından bahsetmektedir. 1994 yılı Birleşmiş Milletler Kalkınma Raporu insani güvenlik kavramının ortaya çıkışı açısından dönüm noktası olurken, tanımlar arasında iki tanesi ağırlık kazanmıştır. Geniş tanımlamada yoksulluk ve kalkınma temel dinamikler olarak alınırken dar insani güvenlik tanımlamasında fiziki şiddetin kullanılması baz olarak alınmıştır. Öte yandan, insani güvenlik etrafındaki tartışmaların önemli ölçüde normatif ve kuramsal boyutlara sahip olduğu görülmektedir. Bu sebeple makale başlıca uluslararası ilişkiler teorilerinin insani güvenlik olgusuna nasıl baktıklarına da yer vermektedir. Realist teoriler insani güvenlik kavramı ile ilgilenmezken liberal, inşacı ve eleştirel kuramların insani güvenlik olgusu ile ilgili oldukları görülmektedir. Çalışmanın daha sonraki bölümü başta küresel ısınma olmak üzere çeşitli çevre sorunlarının insani güvenlik ve devletlerarası ilişkiler açısından nasıl tehlike oluşturduklarını analiz etmektedir. Bu bağlamda önemli bir konu çevresel güvensizlik ya da çevre felaketlerinden kaynaklanan devlet içi ve uluslararası göçlerin devletlerin istikrarını bozabilecek olması ve devletlerarası çatışmalara yol açabilmesidir. Çevresel güvenlik sorunları Darfur ve Suriye’de olduğu gibi sıcak çatışmaların ortaya çıkmasında önemli bir etkiye sahip olabilmektedirler. Çalışmanın sonuç kısmı, insani güvenlik ve çevresel güvenlik kavramlarının güvenlik çalışmaları alanındaki potansiyeli ve sınırlılıklarına dair çeşitli öneri ve eleştirilere yer vermektedir.
Security studies have involved a widening extent of agenda in the period following the end of the Cold War. This article will discuss environmental security in the context of human security concept. In doing so, the study first discusses when human security notion has emerged and how different definitions of human security have risen. While the 1994 UN Human Development Report was a milestone document in the rise of human security phenomenon, two major definitions of human security have earned utmost attention. The broad definition has taken poverty and development as reference points while the narrow definition has considered the use of physical force as the fundamental dynamic to define human security Moreover, debates around human security concept have involved to a great extent normative and theoretical dimensions. For this reason, the paper also examines major theories of international relations in regard to their relevance for and position against human security phenomenon. Overall, realist theories have a skeptical approach while liberal, constructivist and critical IR theories consider human security as an important phenomenon in the realm of security studies. Thereafter, the paper analyzes how various environmental problems, particularly climate change, pose threats for human security and inter-state relations. In this regard, domestic and international migration arising from environmental catastrophes could result in domestic instabilities for states and lead to inter-state conflicts. Environmental insecurities also have potential for triggering hot conflicts such as happened in Darfur and Syria. In the concluding part, several suggestions and criticisms take place in regard to human security, environmental security and their potential and limits in the realm of security studies.
Security studies have involved a widening extent of agenda in the period following the end of the Cold War. This article will discuss environmental security in the context of human security concept. In doing so, the study first discusses when human security notion has emerged and how different definitions of human security have risen. While the 1994 UN Human Development Report was a milestone document in the rise of human security phenomenon, two major definitions of human security have earned utmost attention. The broad definition has taken poverty and development as reference points while the narrow definition has considered the use of physical force as the fundamental dynamic to define human security Moreover, debates around human security concept have involved to a great extent normative and theoretical dimensions. For this reason, the paper also examines major theories of international relations in regard to their relevance for and position against human security phenomenon. Overall, realist theories have a skeptical approach while liberal, constructivist and critical IR theories consider human security as an important phenomenon in the realm of security studies. Thereafter, the paper analyzes how various environmental problems, particularly climate change, pose threats for human security and inter-state relations. In this regard, domestic and international migration arising from environmental catastrophes could result in domestic instabilities for states and lead to inter-state conflicts. Environmental insecurities also have potential for triggering hot conflicts such as happened in Darfur and Syria. In the concluding part, several suggestions and criticisms take place in regard to human security, environmental security and their potential and limits in the realm of security studies.
Açıklama
Anahtar Kelimeler
human security, environmental security, security studies, climate change, environmental refugees, insani güvenlik, çevresel güvenlik, güvenlik çalışmaları, iklim değişikliği, çevresel mülteciler
Kaynak
Gazi Akademik Bakis-Gazi Academic View
WoS Q Değeri
N/A
Scopus Q Değeri
Cilt
10
Sayı
19