Kemalpaşazâde’ye göre müşâkele sanatı (problemler ve eleştirler)
Yükleniyor...
Dosyalar
Tarih
2020
Yazarlar
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
Hitit Üniversitesi
Erişim Hakkı
info:eu-repo/semantics/openAccess
Özet
This study focuses on Kamal Pashazade's evaluations and criticisms about mushakala and aims to reach his views on the mushakala's theory and practice through these. Because, besides being a literary art, mushakala is also related to al-karam and al-tafsir that Kamal Pashazade was well specialized in. So, his approach to this art is important in our opinion. The art of mushakala in Arabic language rhetoric that can be described shortly as using the same word with two different meanings in the same context contains many problems in it as its structure and examples. For example, metaphorical meaning in the second word, the relevance of this metaphor and the nature of this relevance have always been discussed. Kamal Pashazade also did not state his thoughts about the art of mushakala clearly. However, he inclined to the view that it was a kind of metaphor based on the companionship of meanings. So, he analyzed many examples of mushakala in the literature of Arabic language rhetoric in different ways without mentioning the art of mushakala. Naturally, mushakale art in his Tafsir has revealed as the last option in places where real meaning cannot be reached and strong literary arts are not applied. In this context, we can say that Kamal Pashazade has a tendency not to bring such a controversial type of metaphor closer to the Qur'anic commentary. On the other hand, Sari ad-Din al-Misri responded to his critiques against Mulla al-Fanari, Abu Ya'qub al-Sakkaki and al-Sayyid al-Sharif al-jurjani about the mushakala art in the same tone by establishing his arguments on solid foundations.
Bu çalışma Kemalpaşazâde’nin müşâkele hakkındaki değerlendirme ve eleştirilerini konu edinmiş, bunlar üzerinden onun müşâkelenin teorisi ve uygulanması noktasındaki görüşlerine ulaşmayı hedeflemiştir. Zira edebî sanat olmasının yanında tefsir ve kelam gibi ilim dallarını da ilgilendiren müşâkeleye tüm bu alanlara hâkim bir âlim olan Kemalpaşazâde’nin bakış açışı kanaatimizce önemlidir. Arap dili belâgatında kısaca bir mânayı ona işaret eden bir lafızla değil de söz içinde geçen başka bir lafızla ifade etme şeklinde tarif edilmesi mümkün olan müşâkele sanatı yapısı ve örnekleri itibariyle birçok tartışmayı beraberinde getirmiştir. Şöyle ki bu sanatta aynı söz içinde ikinci kez gelen lafzın mecazlığı, bu mecazı sahih hale getiren alâkanın ne olduğu ve bu alâkanın mahiyeti konusu hep tartışılmıştır. Bu noktada Osmanlı Şeyhülislâmı Kemalpaşazâde de müşâkele sanatına dair düşüncelerini açık ve net olarak ifade etmemiş ancak onun kelimelerin medlüllerinin müsâhabetine istinaden bir mecaz türü olduğu görüşüne meyletmiştir. Zira Arap dili belâgatı literatüründe geçen birçok müşâkele örneğini o, müşâkeleyi telaffuz etmeden farklı şekillerde tahlil etmiştir. Haliyle onun tefsirinde de müşâkele sanatı, hakikî mânaya hiçbir şekilde gidilemeyen ve istiare gibi muhkem edebi sanatların söz konusu olmadığı yerlerde başvurulacak son bir izah yolu olarak kalmıştır. Tabiri yerindeyse Kemalpaşazâde mecâzi ve hakikî anlam arasındaki alâkanın bu denli tartışmalı olduğu bir mecaz türünü Kur’ân âyetlerinin tefsirine yaklaştırmama eğilimindedir. Diğer yandan onun müşâkelenin alâkası, tarifi ve bazı örnekleri üzerinden Molla el-Fenârî, Ebû Yaʿkûb es-Sekkâkî ve Seyyid Şerif el-Cürcânî’ye yönelttiği sert eleştirilere Mısırlı âlim Seriyyüddîn ed-Derûrî aynı ton ve sertlikte ve argümanlarını sağlam temeller üzerine kurarak karşılık vermeye çalışmıştır.
Bu çalışma Kemalpaşazâde’nin müşâkele hakkındaki değerlendirme ve eleştirilerini konu edinmiş, bunlar üzerinden onun müşâkelenin teorisi ve uygulanması noktasındaki görüşlerine ulaşmayı hedeflemiştir. Zira edebî sanat olmasının yanında tefsir ve kelam gibi ilim dallarını da ilgilendiren müşâkeleye tüm bu alanlara hâkim bir âlim olan Kemalpaşazâde’nin bakış açışı kanaatimizce önemlidir. Arap dili belâgatında kısaca bir mânayı ona işaret eden bir lafızla değil de söz içinde geçen başka bir lafızla ifade etme şeklinde tarif edilmesi mümkün olan müşâkele sanatı yapısı ve örnekleri itibariyle birçok tartışmayı beraberinde getirmiştir. Şöyle ki bu sanatta aynı söz içinde ikinci kez gelen lafzın mecazlığı, bu mecazı sahih hale getiren alâkanın ne olduğu ve bu alâkanın mahiyeti konusu hep tartışılmıştır. Bu noktada Osmanlı Şeyhülislâmı Kemalpaşazâde de müşâkele sanatına dair düşüncelerini açık ve net olarak ifade etmemiş ancak onun kelimelerin medlüllerinin müsâhabetine istinaden bir mecaz türü olduğu görüşüne meyletmiştir. Zira Arap dili belâgatı literatüründe geçen birçok müşâkele örneğini o, müşâkeleyi telaffuz etmeden farklı şekillerde tahlil etmiştir. Haliyle onun tefsirinde de müşâkele sanatı, hakikî mânaya hiçbir şekilde gidilemeyen ve istiare gibi muhkem edebi sanatların söz konusu olmadığı yerlerde başvurulacak son bir izah yolu olarak kalmıştır. Tabiri yerindeyse Kemalpaşazâde mecâzi ve hakikî anlam arasındaki alâkanın bu denli tartışmalı olduğu bir mecaz türünü Kur’ân âyetlerinin tefsirine yaklaştırmama eğilimindedir. Diğer yandan onun müşâkelenin alâkası, tarifi ve bazı örnekleri üzerinden Molla el-Fenârî, Ebû Yaʿkûb es-Sekkâkî ve Seyyid Şerif el-Cürcânî’ye yönelttiği sert eleştirilere Mısırlı âlim Seriyyüddîn ed-Derûrî aynı ton ve sertlikte ve argümanlarını sağlam temeller üzerine kurarak karşılık vermeye çalışmıştır.
Açıklama
Anahtar Kelimeler
Arabic Rhetoric, Kamal Pashazade, Mushakala, Companionship, Ta'wil, Sari ad-Din al-Misri, Arap Dili Belâgatı, Kemalpaşazâde, Müşâkele, Müsâhabet, Te'vil, Seriyyüddin el-Mısrî
Kaynak
Hitit Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi-Journal Of Divinity Faculty Of Hitit University
WoS Q Değeri
N/A
Scopus Q Değeri
Cilt
19
Sayı
1