Lisansüstü Eğitim Enstitüsü Tez Koleksiyonu

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 20 / 4830
  • Öğe
    Michelin yeşil yıldızlı restoranların sürdürülebilirlik uygulamalarının incelenmesi: İspanya Venta Moncalvillo örneği
    (Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi, 2024) Aydemir, Zeynep; Çavuş, Osman
    Restoran sektörü çevre ile doğrudan ilişkili bir yapıya sahiptir. Bu yönüyle sürdürülebilirlik hareketine katkı sağlayabilecek oluşumlardır. Zaman içerisinde sürdürülebilirlik kavramının giderek önem kazanmasıyla, restoran sektörüne etki etmeye başladığı görülmektedir. Bu etkiyle restoran değerlendirme kuruluşları sürdürülebilir restoranları desteklemek ve motive etmek amaçlarıyla yeni ödüller ortaya koymuşlardır. Yalnızca sürdürülebilir restoranları vurgulamak amacıyla oluşturulan ödüllerden bir tanesi Michelin Rehberi tarafından geliştirilen Yeşil Yıldız ödülüdür. Michelin Rehberi'nin bu ödül için değerlendirme kriterlerini şeffaf olarak açıklamaması, bu çalışmanın amacını oluşturmaktadır. Bu çalışma İspanya'nın Daroca de La Rioja köyünde yer alan iki Michelin Yıldızı ve Yeşil Yıldız ödüllerine sahip Venta Moncalvillo restoranda gerçekleştirilmiştir. Araştırmacı tarafında üç ay süreyle katılımcı gözlem yöntemi kullanılarak örnek olay incelemesi yapılmıştır. Bu bağlamda Venta Moncalvillo restoranda benimsenen uygulamalar veri olarak kaydedilmiş, gözlem süresinin sonunda bu veriler Birleşmiş Milletler tarafından yayınlanan 2030 Sürdürülebilirlik Kalkınma Hedefleri ile analiz edilerek, sürdürülebilir olarak nitelendirilebilecek uygulamalar ortaya çıkarılmıştır. Çalışmanın sonucunda elde edilen veriler Michelin Yeşil Yıldızı'nın verilmesinde etkili olan uygulamalar olarak aktarılmıştır. Çalışmanın bahsi geçen ödülü hedefleyen restoranlar için bir kaynak görevi de görebileceği düşünülmektedir. Çalışmanın sonunda elde edilen veriler ve ilerleyen dönemlerde gerçekleştirilebilecek çalışma önerileri literatüre sunulmuştur.
  • Öğe
    Çamur içeriğindeki kirleticilerin elektro-susuzlaştırma işlemi sonrasında oluşan fazlar arasındaki dağılımının belirlenmesi
    (Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi, 2024) Demir, Tuğçe; Pakdil, Nazlı Baldan; Karakaş, Duran
    Dünya'yı kapsayan enerji krizi, gıda rezervi eksikliği ve tehlikeli atık oluşumu sosyo-ekonomik ilişkilerde sorunlara sebep olan ve çevresel sürdürülebilirliği engelleyen büyük zorluklardır. Hızla gelişen teknoloji ve şehirleşme beraberinde atık oluşumunu da getirmektedir. Bu durum da atıksu arıtma tesislerinin sayısını ve ihtiyacını arttırmaktadır. Atıksuların arıtımı sonucunda yan ürün olarak büyük miktarlarda çamur oluşur. Oluşan çamur yüksek miktarda su ve zararlı patojenler içermesinin yanında, aynı zamanda çeşitli temel malzeme ve besinler için bir kaynak görevi de görür. Son yıllarda elektrokimyasal prosesler, çamur susuzlaştırma ve kaynak geri kazanımı için etkili bir teknik olarak yerini almıştır. Elektro-susuzlaştırma (ES) prosesi, serbest ve bağlı suyu çamur matrisinden ayırarak çamur hacmini önemli ölçüde azaltır ve böylece daha uygun maliyetli ve sürdürülebilir bir çamur yönetimi haline gelir. ES işlemi sonrasında giriş ham çamuru; filtrat (1), susuz çamur (2) ve uçucu (gaz) faz (3) olmak üzere 3 kısımda incelenmektedir. Ancak proses sırasında meydana gelen gaz salınımı ve karakterizasyonu ihmal edilmektedir. Bu tez çalışmasında uçucu organik bileşiklerden doğrusal ve halkalı yapıdaki uçucu metil siloksanlar, toksik ağır metal bileşiklerinden Cu, Cd, Pb ve Zn ile kokulu gazlardan H2S ve NH3 bileşiklerinin proses sırasında oluşan fazlar arasındaki akıbeti belirlenmiştir. ES reaktöründe optimum işletim şartlarını belirlemek amacıyla Box-Behnken İstatistiksel Analizi kullanılmıştır. Uygulanan voltaj ve basınç değerlerindeki değişiklikler sonucunda, verimli katı-sıvı ayrımının yanında proses sonucunda en az % 9 ve en yüksek % 25 arasında değişen oranlarda reaktörden gaz çıkışı meydana geldiği hesaplanmıştır. Emisyon akışları ve beraberinde emisyon faktörleri üretilmiştir. Sonuç olarak ES prosesinde yüksek susuzlaştırma veriminin yanında, UMS ve ağır metal bileşikleri için ham çamur içerisinde % 40 ile % 70 aralığında arıtım yapılırken, % 30 ile % 60 oranında kirleticilerin susuz çamur içerisinde kaldığı tespit edilmiştir. Böylece ES işleminin çamur yönetimine ve atmosfer kirliliğine olan katkısı ortaya konularak bu sistemin pozitif ve negatif yönleri belirlenmiştir.
  • Öğe
    Determining agro-morpohological and molecular characteristics of Bolu province wheat landrace and bred wheats and modeling their spatial distribution by geographic information systems and remote sensing
    (Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi, 2024) Keskin, Çisem Nildem; Gürel, Ekrem
    Gerek ıslah çalışmaları gerekse insanların daha sağlıklı ve kaliteli ürünlere yönelmesi nedeniyle yerel çeşitler günümüzde her zamankinden daha fazla önem kazanmıştır. Islah ve üretim çalışmalarının ciddi bir şekilde yönetilmesi için yerel çeşitlerin coğrafi dağılımlarının yanı sıra genetik ve agromorfolojik yapılarının da bilinmesi ve anlaşılması gerekmektedir. Bu çalışmada Triticum monococcum L. ssp. monococcum (IZA), Triticum aestivum L. cv. Çalıbasan and Triticum aestivum L. cv. Sarı Serez yerel popülasyonlarının genetik, agro-morfolojik özellikleri ve coğrafi dağılımları araştırılmıştır. Genetik polimorfizm, bu iki türün popülasyonları ve varyantları arasında 5 SCoT belirteçler markörleri ile araştırıldı. Bin tane ağırlığı (BDA), bayrak yaprak alanı (BYA), bayrak yaprak uzunluğu (BYU), bayrak yaprak genişliği (BYG), başak uzunluğu (BU), bitki boyu (BB), üst boğum uzunluğu (ÜBU), başakta dane sayısı (BDS), metrekare başına düşen başak sayısı (MKBS) ve verim (VRM) agro-morfolojik değişkenler olarak araştırıldı. Ayrıca Bolu ilinin topografik (yükseklik, eğim, bakı), iklim (yağış, maksimum-minimum-ortalama sıcaklıklar ve biyoiklim), toprak (yığın yoğunluğu, iri parça, kum, silt, kil, katyon değişim kapasitesi (CEC), nitrojen, organik karbon) ve CORINE (arazi kullanımı/örtüsü) tamamlayıcı veri tabanı (raster haritaları) oluşturulmuş ve agro-morfolojik değişkenler ile bu çevresel değişkenler arasındaki ilişkiler korelasyon analizi ile araştırılmıştır. Sonuç olarak, IZA buğdayında BDA-BU, BDA-BYU, BDA-yükseklik, BYU-yükseklik, BU-yükseklik, VRM-yağış (Nisan ayında) arasında anlamlı (p<0.01) ve sırasıyla 0.692, 0.644, 0.793, 0.773, 0.702, 0.554 değerlerinde yüksek ilişki görülmüştür. SCoT analizleri sonuçlarına göre, ortalama 9.60 ile markörler 48 polimorfik bant üretmişlerdir. SCoT markörlerinin ortalama polimorfik bilgi içeriği (PIC) değeri 0.08 çıkmıştır. Dendrogram analizi sonucuna göre T. aestivum ve T. monococcum ssp. monococcum türleri %62 genetik benzerk ile iki ana kümeye ayrılmıştır. Bu çalışmanın sonunda verim ve verime güçlü bir şekilde etki eden çevresel değişkenler kullanılarak, IZA buğdayının potansiyel yetiştirme alanlarını gösteren bir verim modeli çoklu regresyonla geliştirilmiş ve CBS ile haritalandırılmıştır.
  • Öğe
    Fen bilimleri öğretmenlerinin eğitim bilişim ağı'nı (EBA) kullanma durumlarının incelenmesi
    (Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi, 2024) Arınmış, Kevser; Eroğlu, Eylem
    Bu araştırmada fen bilimleri öğretmenlerinin derslerinde EBA Platformu kullanım durumları ve platformdan yararlanmaya ilişkin görüşlerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Nicel araştırma yöntemlerinden betimsel tarama modeli kullanılmıştır. Çalışma grubunu Ankara' da görev yapan 229 fen bilimleri öğretmeni oluşturmaktadır. Öğretmenlere online anket uygulanmıştır. Araştırmada verilerin analizi için frekans, yüzde, aritmetik ortalama, t-testi ve Anova test sonuçlarından faydalanılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre; EBA Platformu fen bilimleri ders içeriklerinin kullanım oranının 5.sınıf seviyesinde daha yüksek iken 8.sınıf düzeyinde azaldığı belirlenmiştir. Uzaktan eğitim döneminde ise yüz yüze eğitim dönemine göre tüm sınıf kademelerinde EBA Platformu fen bilimleri ders içeriklerinin kullanım düzeyi artmıştır. EBA Platformu fen bilimleri ders içeriklerini öğretmenlerin yüz yüze eğitimde daha çok video gösterimi ve deney gösterimi en az düzeyde ise ders kitabından yararlanma amacıyla kullanırken uzaktan eğitimde en fazla video gösterimi, deney gösterimi, soru çözümü ve ödev vermek amacıyla kullandıkları belirlenmiştir. EBA Platform kullanımını yüz yüze eğitimde en fazla internet alt yapı sorunları, internet hızı, akıllı tahta arızaları, içerik yetersizliği ve ders süresinin yetersizliği etkilerken uzaktan eğitim döneminde öğrencilerin teknolojik ekipman eksikliği, internet alt yapı sorunları ve internet hızı etkilemektedir. Fen bilimleri öğretmenlerinin EBA Platformu' ndan faydalanmalarına ilişkin görüşleri ile cinsiyetleri arasındaki ilişkiye bağımsız t-testi ile bakılmış ve kadın öğretmenler lehine anlamlı bir fark oluştuğu belirlenmiştir. Fen bilimleri öğretmenlerinin EBA Platformu' ndan faydalanmalarına ilişkin görüşleri öğretmenlerin yaş, mesleki kıdem ve görev yeri değişkenine göre Anova testine tabi turulduğunda ise aralarında anlamlı bir farkın olmadığı belirlenmiştir. EBA Platformu hem yüz yüze hem de uzaktan eğitimde kullanım durumu ve fayda düzeyinin arttırılabilmesi için öncelikle okullarda eksik olan teknolojik ekipman, internet alt yapı ve internet hızı sorunları giderilmeli ve öğretmenlere teşvik çalışmalarına ağırlık verilmelidir.
  • Öğe
    Farklı dozlarda arı sütü ile beslenen etlik piliçlerin etleri ile yenilebilir iç organlarının kalite özelliklerinin belirlenmesi
    (Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi, 2024) Bayır, Esra; Yaman, Ahmet
    Bu çalışmada etlik piliç rasyonlarına liyofilize arı sütü eklenmesinin karkas performansına ve et kalitesineetkisi araştırılmıştır.Bu amaçla ticari işletmeden alınan bir günlük Ross 308 etlik erkek civcivler dört gruba ayrılmış, kontrol grubu bazal yemle, diğer gruplar ise bazal yeme farklı oranlarda arı sütü (25-50 ve 75 ppm) ilave edilen yemlerle ad-libitum olarak beslenmiştir. Etlik piliçler 35. ve 42. günlerde kesilmiş, soğutularak rigormortistensonra analize alınmıştır. Karkas, iç organlar ve karkas parçaları ağırlıkları, etlerinbileşim ve teknolojik özellikleri araştırılmıştır. Yeme ilave edilen arı sütününkarkas ağırlıklarındave iç organ ağırlıklarında bir değişime sebep olmadığıbelirlenmiştir. Arı sütü göğüs ve but etlerinde protein değerlerini ve kuru madde değerlerini etkilememiştir. Su tutma kapasitelerinde ise artış belirlenmiştir.pH değerlerinde ise artırıcı etki göstermiştir (P<0.05). Göğüs etlerinin 35 ve 42. gün pişirme kayıpları azalırken but etlerinin pişirme kayıpları artmıştır (P<0.05). Su tutma kapasitesi göğüs etlerinde artış göstermiştir.Örneklerin renk değerlerinde farklılık görülmemekle birlikte sadece a* değerinde artışlar belirlenmiştir. Tadım testi sonuçlarında ise ilave edilen arı sütünün tadı etkilemediği tespit edilmiştir. Sonuç olarak etlik piliçlerin beslenmesinde yeme ilave edilen arı sütü verim açısından karkas ağırlıklarını etkilemezken, etin teknolojik özelliklerinde olumlu gelişmeler meydana getirmiştir. ANAHTAR KELİMELER: Etlik Piliç, Performans, Arı Sütü, Karkas
  • Öğe
    Yoğun bakımda basınç yaralanması önleme bakım paketinin etkinliğinin değerlendirilmesi
    (Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi, 2023) Çor, Zeynep; Soysal, Ganime Esra
    Bu çalışmanın amacı yoğun bakımda yatan hastalarda oluşan basınç yaralanması (BY) önlemek için geliştirilen bakım paketinin (BP) etkinliğini ve hemşirelere verilen eğitiminin bilgi düzeyleri ve tutumlarına ilişkin etkisini değerlendirmektir. Bu çalışma deneysel tipte Düzce Atatürk Devlet Hastanesi anestezi ve reanimasyon yoğun bakım ünitesinde gerçekleştirildi. Hastalar ile yapılan kısımda 36 kontrol, 36 uygulama grubu olmak üzere toplam 72 hasta ile tamamlandı. Kontrol grubu ve uygulama grubu arasında BY oluşma oranı karşılaştırıldı. Hemşireler ile ilgili yapılan kısımda örneklem seçilmedi ve yoğun bakımda çalışan 50 hemşirenin tamamı çalışmaya dahil edildi. Eğitim öncesi ve sonrası hemşirelerin BY konusundaki bilgi ve tutumları karşılaştırıldı. Veriler bir istatistik programı kullanılarak analiz edildi. Kontrol grubundaki hastalara (38,9) göre uygulama grubundaki hastalarda (%13,9) anlamlı şekilde daha düşük oranda BY (p?0,05) oluştuğu görüldü. Tüm hastalar değerlendirildiğinde ödemi olan, albümin değeri düşük olan, tansiyon ortalaması daha düşük olan ve Braden Basınç Yarası Risk Değerlendirme Ölçeği (BBYRDÖ) puanı daha düşük olan hastalarda anlamlı şekilde daha düşük oranda BY oluştuğu görüldü (p?0,05). Yoğun bakımda çalışan hemşirelere BY'nı önlemeye yönelik bilgi ve tutumlarının değerlendirilmesine yönelik eğitim öncesi ve eğitim sonrası ön-test, son-test puanlarının değerlendirilmesi sonucu eğitim alanların puan ortalamaları anlamlı şekilde yüksek bulundu (p?0,05). Bu çalışma sonucunda ödem, deri turgoru, hemoglobin, tansiyon ortalamasının, BBYRDÖ puanının düşük olmasının BY oluşmasında önemli risk faktörleri olduğu görüldü. Kanıta dayalı uygulamalardan oluşan BP'nin BY önlemede etkili olduğu belirlendi. Yoğun bakımda çalışan hemşirelere verilen BY eğitiminin hemşirelerin bilgi ve tutumlarını arttırdığı görüldü.
  • Öğe
    Perinatal kayıp yaşayan kadınlara verilen web tabanlı eğitimin psikososyal iyilik haline etkisi
    (Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi, 2024) Ünal, Tuba; Bilgin, Nevin Çıtak
    Araştırma, perinatal kayıp yaşayan kadınlara verilen web tabanlı destekleyici bakımın; perinatal yas, depresyon, umutsuzluk ve stresle baş etme üzerine etkisini belirlemek için randomize kontrollü paralel gruplu deneysel desende yapılmıştır. Araştırma perinatal kayıp yaşamış 80 kadın ile gerçekleştirilmiştir. Araştırma verilerinin toplanmasında tanıtıcı bilgi formu, Perinatal Yas Ölçeği (PYÖ), Edinburgh Doğum Sonrası Depresyon Ölçeği (EDSDÖ), Beck Umutsuzluk Ölçeği (BUÖ) ve Stresle Baş Etme Tarzları Ölçeği (SBÇTÖ) kullanılmıştır. İstatistiksel analizler SPSS 27 programı kullanılarak yapılmıştır. Eğitim ve kontrol grubundaki kadınlar tanımlayıcı özellikler açısından homojen bulunmuştur (p>0,05). Grupların ön test PYÖ, BUÖ, puan ortalamaları benzer (p>0,05), EDSDÖ ön test puanları ise eğitim grubunda kontrole göre yüksek bulunmuştur (p<0,05). Web tabanlı eğitim sonrasında eğitim grubundaki kadınların perinatal yas, umutsuzluk ve depresyon düzeyleri azalmış ve gruplar arasındaki fark anlamlı bulunmuştur (p<0,001). Eğitim programı stresle başetmede; kendine güvenli yaklaşım (p<0,001), iyimser yaklaşım (p<0,001) ve sosyal desteğe başvurma yaklaşımını artırıp (p<0,05), çaresiz yaklaşımı azaltırken (p<0,001), boyun eğici yaklaşım açısından gruplar arasında fark saptanmamıştır (p>0,05). ANAHTAR KELİMELER: Perinatal Kayıp, Stresle Baş Etme, Doğum Sonu Depresyon, Perinatal Yas, Psikososyal İyilik Hali, Web Tabanlı Eğitim
  • Öğe
    Gıdalarda faj terapi yöntemi ile Escherichia coli O157:H7 ve salmonella typhimurium inhibisyonunda kullanılabilecek fajların izolasyonu ve karakterizasyonu
    (Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi, 2024) Akbaş, Selin; Çakır, İbrahim; Soykut, Esra Acar
    Gıda kaynaklı patojenlerin sebep olduğu enfeksiyonlar, dünyada birçok hastalığa, kronik komplikasyonlara ve dünyadaki ölümlerin üçte birine neden olan salgınlara yol açmaktadır. Bu ölümlerin başlıca nedenleri arasında ise gıda kaynaklı patojenlerin başında gelen Escherichia coli ve Salmonella serotipleri gösterilmektedir. Antibiyotiklerin fazla ve bilinçsiz kullanımı Salmonella serotipleri ve E. coli O157:H7'de antimikrobiyal direncin ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Dünya çapında artan antibiyotik direnci ile fajların gıda, çevre, tıp alanında biyokontrol elemanı olarak kullanımı yeniden hız kazanmıştır. Bakteriyofaj uygulamaları, gıdaların muhafazası ve güvenliğinde etkili bir araçtır. Faj kokteyleri gıda hazırlama yüzeylerinin dekontaminasyonunda ve Salmonella Typhimurium, E. coli O157:57 kontaminasyon düzeyini azaltmak için gıda işleme tesisi ve gıda zincirinin farklı noktalarında uygulanmaktadır. Bu çalışmada, Bolu ilinin çeşitli köylerinden toplanan 24 adet çiğ süt örneğinden, S. Typhimurium ve E. coli O157:H7'ye karşı yüksek litik aktivite gösteren 13 adet bakteriyofaj izole edilmiştir. Bu fajlar saflaştırılıp titreleri 108 PFU/mL'ye ulaştıktan sonra DNA'ları izole edilmiş ve RFLP profilleri belirlenmiştir. Restriksiyon profillerine göre gruplara ayrılan fajlardan S. Typhimurium Ssüt12.2.2, Ssüt16.1.1, Ssüt10.2.4, Ssüt10.1.1 fajları ve E. coli O157:H7 E12.2.1, E13.2.1 ve E13.3.2 fajları seçilerek karakterize edilmiştir. Bu fajların karakterizasyonu için enfeksiyon çoklukları, konakçı aralıkları, latent dönemleri ve patlama boyutları belirlenmiştir. Karakterize edilen E. coli O157:H7 ve S. Typhimurium fajları için iki ayrı faj kokteyli hazırlanmış ve hindistan cevizi sütü örneğinde fajların E. coli O157:H7 ve S. Typhimurium üzerindeki etkinliği belirlenmiştir. Elde edilen sonuçlar, faj kokteylinin MOI (Multiplicity of Infection): 1000 değerinde ortamdaki patojen varlığını tamamen ortadan kaldırdığını göstermiştir.
  • Öğe
    Jelatin – karragenan esaslı biyo-bozunur film üretimi ve bazı özelliklerinin belirlenmesi
    (Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi, 2024) Dülger, Berk Demir; Erge, Aydın
    Gıda ambalaj endüstrisindeki çevresel kaygılar, doğal ve yenilenebilir polimerler üzerine yapılan araştırılmaları artırmıştır. Diğer taraftan günümüz tüketicilerinin daha sürdürülebilir ve çevre dostu ambalajlara olan ilgisi giderek artmaktadır. Bu tez çalışmasında, petrol türevi plastik ambalajlara alternatif olarak tavuk jelatini ve karragenan temelli biyo-bozunur kompozit bir film geliştirilmiştir. Biyopolimer filmin fizikokimyasal özelliklerini iyileştirmek amacıyla doğal çapraz bağlayıcılar olan kafeik asit ve rutin kombinasyonu kullanılmıştır. Çalışmada tavuk jelatini / ?-karragenan (%0-2) kombinasyonunun, film kalınlığı, nem içeriği, opaklık, renk parametreleri, suda çözünürlüğü, su buharı geçirgenliği ve mekanik dayanıklılık gibi film özellikleri üzerindeki etkileri değerlendirilmiştir. Çalışmanın temel hedeflerinden biri, tavuk jelatini ve karragenan gibi yenilebilir kaynaklardan elde edilen biyopolimerlerin kullanımını teşvik ederek gıda ambalajlarının sürdürülebilirliğini artırmaktır. Ayrıca, bu çalışmada kanatlı sanayi atıklarının değerlendirilmesi ve plastik ambalajların alternatiflerinin geliştirilmesi yoluyla çevre dostu bir yaklaşım benimsenmiştir. Araştırma sonuçlarına göre karragenan eklenmesiyle tavuk jelatini özelliklerinin değiştiği gözlenmiştir. Gerilme direnci karragenan eklenmesiyle artmıştır. Karragenan konsantrasyonundaki artış, su buhar geçirgenliğini azaltmıştır. Bu çalışmada %2.0 karragenan içeren örneğin su buhar geçirgenlik değerinin (0.0012 g.mm/h.m2.kPa), kontrol örneğinin yaklaşık yarısı kadar olduğu görülmüştür. Renk ve opaklık özellikleri açısından, karragenan eklenmesi L* (parlaklık) ve opaklık değerlerini artırmıştır. Elde edilen sonuçlar, tavuk jelatini ve ?-karragenan kombinasyonuyla etkili bir film formülasyonu geliştirme firsatı olduğunu göstermiştir. ANAHTAR KELİMELER: Tavuk jelatini, karragenan, biyopolimer film, sürdürülebilir ambalaj, doğal çapraz bağlayıcılar, gıda ambalajı
  • Öğe
    Fabrication and applications of biosensor for early diagnosis of lung cancer and cancer metastasis
    (Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi, 2023) Yılmaz, Ozan; Yılmaz, Ercan
    Akciğer kanseri ölüm oranı en yüksek kanser türlerinden biridir. Dünyada ve ülkemiz de milyonlarca insan bu kansere yakalanmaktadır. Geleneksel yöntemler teşhis konusunda yetersiz olduğundan hastalığın tanısını koymakta maalesef geç kalınmaktadır. Bu nedenden dolayı hastalığın erken evrede taşhisini sağlayacak bir yöntem veya cihaza ihitiyaç vardır. Bu çalışmada, bu ihtiyaca binaen akciğer kanserini ve metastazını erken evrede teşhis edecek bir biyosensör üzerine çalışılınmıştır. GFET tabanlı biyosensör tercih edilmiştir. Çalışma ilk önce hummer methodu kullanılarak grafitten indigenmiş grafen oksit üretimi ile başlamıştır. Üretilen grafen oksit (GO) ve indirgenmiş grafen oksitin (rGO) karakteristik özellikleri FTIR, Raman spektroskopisi, TEM ve X ray diffraction analizleri ile incelenmiştir. Sonuçlar üretimin istenilen kalitede olduğunu göstermiştir. Sentezlenen rGO nun FET yapısına serilmesinde bu çalışma kapsamında bulunan bir yöntem ile yapılmıştır. Kansere özgü biyomarker olarak mikro RNAlar tercih edilmiştir. GFET biyosensörünün elektriksel özellikleri output karakteristik ve transfer karakteristik yaklaşımı ile yapılmıştır. Cihazın Id-Vd ölçümleri kaynak ve akaç arasındaki rGO katmanının başarılı bir ohmic kontak yaptığını göstermiştir. Id-Vgs ölçümlerinde önce iyonik bir solüsyonun pH bağlı ölçümleri alınmıştır ve bu sonuçlar lineerilk göstermiştir. Sonrada miRNA ileveli analitin ölçümleride benzer şekilde tutarlılık göstermiştir. Sonrasında cihazın seçiciliğinin tespiti için uyumsuz bir miRNA ilaveli analit ile test edilmiştir. Test sonucunda cihazın sadece kendi biyobelirtecine duyarlı olduğu bulunmuştur. En son olarakta biyosensörün hassasiyeti test edilmiştir. Analit çözeltisi 10µM mertebesinden 100 pM mertebesine kadar seyreltilmiş ve sensöre uygulanmıştır. Sonuçta üretilen biyosensör 100 pM mertebesinde anlamlı bir respons vermiştir. Çalışmanın sonunda geliştirilmesi halinde akciğer kanserini erken evrede teşhis edebilecek bir biyosensör üretilmiştir.
  • Öğe
    Yoğun bakım hastalarında deliryum önleme ve yönetme stratejileri protokolünün kullanımının hemşirelerin deliryumu tanıma durumlarına ve bakım uygulamalarına etkisi
    (Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi, 2024) Bilgin, Mine; Yılmaz, Arzu Akman
    bu kısım daha sonra doldurulacaktır.
  • Öğe
    Gelir eşitsizliği, grup statüsü ve olay değerliğinin empatik değerlendirmelere etkisi
    (Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi, 2024) Aydın, Büşra; Akben, Cantürk
    Gelir eşitsizliğinin olumsuz ekonomik etkilerinin yanında sosyal etkileri de kaçınılmazdır. Bu sosyal etkileri daha iyi anlamak için empati yol gösterici olabilir. Bundan ötürü bu çalışma gelir eşitsizliğinin empatik değerlendirmeler üzerindeki etkisini incelemeyi amaçlamıştır. Empatik değerlendirmeleri ölçmek için ilk olarak olumlu ve olumsuz olaylar pilot çalışma yapılmıştır. Ardından gelir eşitsizliğinin empatik değerlendirmeler üzerindeki etkisinin incelendiği asıl çalışma yapılmıştır. Deneysel bir çalışma olan bu çalışmada araştırma deseni 2 (Gelir düzeyi: yüksek gelir koşulu ve düşük gelir koşulu) x 2 (Grup statüsü: iç grup ve dış grup) x 2 (Olay değerliliği: olumsuz olay ve olumlu olay) olarak oluşturulmuştur. İlk olarak katılımcılar düşük gelir ve yüksek gelir manipülasyonuna uğramış ve ardından empatik değerlendirmeler ölçülmüş ve son olarak Sosyal Baskınlık Yönelimi ölçeğini tamamlamışlardır. Çalışmanın analizi için Tekrarlı Ölçümler ANOVA kullanılmıştır. Çalışma sonucunda dış gruba yönelik olumlu olaylar daha olumsuz değerlendirilirken olumsuz olaylar ise daha olumlu değerlendirilmiştir. Bu farklılık ise düşük gelir koşulundaki katılımcılarda daha güçlü bir şekilde gözlemlenmiştir. Yani dış gruba yönelik karşıt empatik değerlendirmeler, katılımcılar dezavantajlı grupta olduğunda daha yüksek bulunmuştur.
  • Öğe
    Fabrication and applications of biosensor for early diagnosis of lymphoma cancer and cancer metastasis
    (Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi, 2023) Gürer, Umutcan; Yılmaz, Ercan
    Dünyada beşinci sırada yer alan lenfoma kanseri tüm dünyada görülmekte ve lenfoma kaynaklı ölümler her geçen gün artış göstermektedir. Lenfoma kanserinin neden olduğu ölümleri önlemek için, yapılan çalışmada lenfoma kanserinin erken teşhisi için rGO-FET biyosensör cihazı üretilmiştir. Bunun için, algılama alanı olarak yığın grafitten indirgenmiş grafen oksit sentezlenmiştir. FET taban yapısının imalatı mikroelektronik teknolojisi kullanılarak yapıldı ve rGO algılama alanı olarak kullanılmak üzere FET yapısına aktarılarak kullanıldı. rGO'nun karakterizasyonu XRD, Raman, FTIR ve TEM analizleri incelenerek tamamlanmıştır. Bu analiz sonuçları, sentezlenen rGO'nun algılama için uygun olduğunu göstermiştir. rGO-FET biyosensörünün ilk denemeleri çeşitli pH çözeltileri ile tamamlanmıştır. pH denemeleri, rGO-FET biyosensör cihazının kullanılabilirliğini ortaya çıkarmıştır. Lenfomanın erken tespiti için miRNA dizileri işlevselleştirme için kullanılmıştır. miRNA çalışmaları için, prob dizisi rGO algılama alanı üzerine immobilize edildi. miRNA-155 dizisi prob dizisi üzerine damlatılmış ve I-V eğrileri analiz edilerek elektriksel ölçümler tamamlanmıştır. I-V eğrileri, rGO üzerinde immobilize edilen prob dizisinin çeşitli konsantrasyonlarda miRNA-155 dizisi içeren örneklerle eşleştiğini ve artan konsantrasyonla birlikte sol tarafa doğru kayma gözlendiğini ortaya koymuştur. Özgüllük çalışması, prob dizisinin sadece miRNA-155 dizisi ile eşleştiğini ortaya koymuştur. Seçicilik çalışmaları, rGO-FET biyosensörünün çeşitli konsantrasyonları ayırt edebildiğini göstermiştir. Sonuçlar, rGO-FET'in 100 pM ile 10 µM arasındaki miRNA-155 konsantrasyonlarını tanımlayabildiğini göstermiştir. LOD 100 pM olarak belirlenmiştir. Genel sonuçlar, rGO-FET biyosensör cihazının başarıyla üretildiğini ve lenfoma kanseri ve kanser metastazının erken tespiti için kullanılabileceğini göstermiştir.
  • Öğe
    PSE ve normal özellik gösteren kanatlı göğüs etlerinin su tutma kapasitelerinin farklı metotlarla belirlenmesi ve karşılaştırılması
    (Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi, 2024) Eroğlu, Şeyda; Yaman, Ahmet
    Bu çalışma normal ve PSE'li etlik piliç ve hindi etlerinin su tutma kapasiteleri için farklı analiz metotlarını araştırmak ve cihaz ile kimyasal madde olmadan, her yerde bulunabilen ambalajlı su ve kahve filtresi gibi materyallerle su tutma kapasitesi analizi yapmak ve bulunan sonuçları diğer kimyasal cihaz ile yapılan analizlerin sonuçları ile kıyaslamak amacıyla yapılmıştır. Bu amaçla, erkek etlik piliç eti ile hindi eti kullanılmıştır. PSE'li hale getirilen etlik piliç ve hindi göğüs etleri ile normal etlik piliç ve hindi etleri pH ve renk durumlarına göre ayrılmış ve on iki ayrı analiz metodu ile su tutma kapasiteleri araştırılmıştır. Ölçüm yöntemlerinden santrifüj yöntemlerinin sonuçları çok tutarlı bulunmamıştır (P>0.05). Fırında pişirme ile su içinde pişirme yöntemleri sonuçları birbirleri ile tutarlı bulunmuştur. Tekstür cihazı ile yapılan ölçümlerin sonuçları ile 5 ve 10'ar kg ağırlık koyarak bekletme sonuçları karşılaştırılmış ve özellikle kahve filtresinin de su tutma kapasitesi analizinde kullanılabileceği tespit edilmiştir (P<0.05). Sonuç olarak etlik piliçlerin ve hindilerin göğüs etlerinin su tutma kapasitesi analizinde kahve filtresi ve ağırlık kombinasyonunun sürdürülebilir ve ekonomik bir yöntem olarak kullanılabileceği tespit edilmiştir.
  • Öğe
    Trüf mantarı bileşiminin, trüf mantarı ve rizosfer örneklerinden izole edilen laktik asit bakterilerinin antimikrobiyal, antioksidan ve antikanserojen etkilerinin belirlenmesi
    (Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi, 2024) Önbaş, Tuğçe; Çakır, İbrahim; Kıran, Fadime
    Bu çalışmanın amacı, Tuber aestivum trüf mantar ekstraktları ile meyve ve rizosfer tabakasından izole edilen laktik asit bakterilerinin (LAB) hücre bağımsız ekstraktlarının (HBE) antimikrobiyal, antioksidan, antikanser özelliklerini belirlemek ve kimyasal bileşimlerini incelemektir. Trüf mikrobiyotasından ve rizosfer örneklerinden 14 bakteri izole edilmiş olup 12 tanesi Enterococcus faecium, 2 tanesi Lactobacillus sakei olarak tespit edilmiştir. Çalışma dahilinde izole edilen LAB izolatlarına ait HBE'lerin ve T. aestivum türünün hekzan, etil asetat, etanol, metanol ve su ekstraktlarının önemli patojenlere karşı inhibitör etkisi kuyu difüzyon yöntemi ile belirlenmiştir. T. aestivum etil asetat ve su ekstreleri ile (+)Tr1, (+)Tr2, (+)Tr3, (-)Tr1 LAB HBE'lerinin tüm patojen suşlar üzerinde inhibisyon etki sergilediği tespit edilmiştir. Seçilen ekstraktların antioksidan aktiviteleri fenolik, flavonoid içerik ve DPPH yöntemi kullanılarak değerlendirilmiştir. En yüksek fenolik madde içeriği, 4.85 mg/g gallik asit eşdeğeri (GAE) olarak trüf mantarı etil asetat ekstresinde, flavonoid madde içeriği ise 3.19 mg/g kuersetin eşdeğeri (QE) olarak trüf mantarı su ekstresinde tespit edilmiştir. Aerobik koşullarda kültüre edilen (+)Tr1 örneğinin fenolik içeriği en yüksek 16.94 mg/g GAE olarak saptanırken; (-)Tr1 anaerobik koşullarda kültüre edilen bakteri HBE'sinin fenolik içeriği en yüksek 18.24 mg/g GAE olarak belirlenmiştir. En yüksek flavonoid içeriğine 3.99 mg/g QE olarak (+)Tr4 HBE'sinin sahip olduğu görülmüştür. Tüm ekstraktların DPPH radikalini giderici etkisi ise %100 olarak tespit edilmiştir. Ekstrelerin kolon kanser hücre hattı (HT-29) ve hepatoselüler kanser hücre hattı (Hep40) üzerindeki sitotoksik etkileri MTT analizi neticesinde belirlenmiştir. Trüf etil asetat ekstresi kontrole kıyasla HT-29 hücrelerinin canlılığını %47 oranında, Hep40 hücrelerinin ise canlılığını %34 oranında azaltmıştır. Etil asetat ekstraktı, yüksek biyolojik aktivite göstermiş ve ellajik asit, naringenin, kateşin, 4-hidroksibenzoik asit, klorojenik asit gibi fitokimyasallar içerdiği belirlenmiştir. Seçilen LAB ekstraktlarının sitotoksik etkilileri (+)Tr1, (+)Tr2, (+)Tr3, (+)Tr4 ve (-)Tr1 olarak bulunmuştur. Sonuç olarak, trüf mantarı etil asetat ekstresi ve bazı E. faecium (+Tr1, +Tr2, +Tr3, +Tr4) ile L. sakei (-Tr1) HBE'lerinin doğal etken madde olarak kullanım potansiyeline sahip olduğu sonucuna varılmıştır.
  • Öğe
    İbn Kudame'nin al-Muğni kitabında yemin kefaretleri ve yerine getirilmesi
    (Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi, 2021) Mahmood, Abdulfattah Nasıf; Dede, Nusret
    Kefaret, fakihlerin görüşüne göre caiz olduğundan ve bazı günahların ve kanuna aykırılıkların giderilmesi gerekli olduğundan, kefaretler kulu günahtan ve isyandan caydırır ve ona perde olur. Bunlar Allah'ın haram kıldığı şeylerden ve genel olarak toplum ve hayat için bir koruma kalkanıdır. Cenab-ı Hak bu kefaretleri bu ümmete özgü kılmıştır, bunlar bir çeşit esneklik ve çeşitliliktir. Bu kefaretlerin özelliklerini, Allah'ın belirlediği ve bu son ümmete özgü kıldığı hükümleri araştırmak yararlı oldu. Bu yüzden bu ümmetin fertlerinin onu öğrenmesi, onlarla ibadet etmesi uygundur. Tez konumu İbn Kudâme'nin el-Muğni Kitabında Yemin Keffaretleri ve Yerine Getirilmesi adıyla belirledim. Çalışmamda Hanbelî imamlarının kefaretle ilgili görüşlerini gösterirken, mezhep içi rivayetlere uyan ve diğer fıkıh mezheplerinin imamlarından farklı olan görüşleri ortaya koydum. Bu tezde Hanbelî rivâyetlerinin kıyaslanması üzerinde çalıştım ve her rivayetin delilini diğer İslam mezheplerinin imamlarının rivâyetlerini ve delillerini zikrettim, ancak farklı mezheplerin alimleri arasındaki cevapları zikretmek konusunda detaya girmedim. Anahtar Kelimeler: İslam Hukuku, kefaret, Muğni, İbn Kudame, Fıkıh Mezhepleri
  • Öğe
    Mesleki ve teknik anadolu liselerinde görevli yöneticilerin yönetim becerileri ile örgüt sağlığı arasındaki ilişki (Bolu ili örneği)
    (Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi, 2024) Işlak, İlker; Memişoğlu, Salih Paşa
    Bu çalışmada Mesleki ve Teknik Anadolu liselerinde görev yapan yöneticilerin yönetim becerileri ile örgüt sağlığı arasındaki ilişkinin incelenmesi amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda çalışmada genel tarama modellerinden betimsel nitelikte ilişkisel tarama modeli kullanılmıştır. Araştırmanın örneklemini, Bolu ilindeki mesleki ve teknik Anadolu liselerinde 2020-2021 Eğitim Öğretim Yılında görev yapmakta olan 210 katılımcı oluşturmaktadır. Araştırma için gerekli olan veriler, araştırmanın değişkenlerine ilişkin maddeleri ve araştırmaya katılan katılımcılarla ilgili soruları içeren veri toplama aracı ile toplanmıştır. Araştırmada kullanılan veri toplama aracı üç bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde, katılımcıların sosyo-demografik özellikleri yer almaktadır. İkinci bölümde katılımcılara yönetim becerileri ölçeği üçüncü bölümde ise örgüt sağlığı ölçeği uygulanmıştır. Elde edilen veriler bağımlı ve bağımsız değişkenler dikkate alınarak, bilgisayar ortamında SPSS 22. 0 (Statistical package for the Social Sciences) paket programı kullanılarak veri tabanı oluşturularak analiz edilmiştir. Öğretmenlerin Yönetim becerileri algıları ile ilgili olarak cinsiyet değişkeni açısından anlamlı bir fark bulunmamıştır. Lisans eğitimi almış öğretmenlerin yönetim becerileri algı puanlarının yüksek lisans eğitimi almış öğretmenlere göre daha yüksek çıkmıştır. Mesleki kıdem değişkeni açısından kıdemi az olan öğretmenlerin, kıdemi fazla olan öğretmenlere göre daha düşük puanlı olduğu gözlemlenmiştir. Yönetim becerileri algıları hizmet içi eğitim almamış öğretmenlerde hizmet içi eğitimi almış öğretmenlere göre yüksek çıkmıştır. Öğretmen algılarına göre örgüt sağlığı ile ilgili olarak cinsiyet değişkeni açısından anlamlı bir fark gözlemlenmemiştir. Örgütsel sağlık ölçeği tüm alt boyutlar ve ölçeğin bütünü için lisansüstü mezunu öğretmenleri puanları, lisans mezunlarından daha yüksektir. Kıdem değişkeni açısından öğretmenlerin toplam algı puanları kıdemi az olan öğretmenlerde düşükken kıdemi fazla olan öğretmenlerde yüksektir. Hizmet içi değişkeni açısından öğretmenlerin örgüt sağlığı algı puanlarına bakıldığında hizmet içi eğitim almamış öğretmenlerin puanları hizmet içi eğitim almış öğretmenlere göre daha yüksektir. Araştırma sonucunda, öğretmen algılarına göre okul yöneticilerinin yönetim becerileri ile örgüt sağlığı arasında pozitif yönlü anlamlı bir ilişki görülmemiştir. Araştırmadan elde edilen sonuçlar çerçevesinde önerilerde bulunulmuştur.
  • Öğe
    Cırıtıc tabanlı EDAS ve SAW yöntemleriyle kurumsal sürdürülebilirlik performansının ölçülmesi: BİST'te işlem gören bir firma örneği
    (Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi, 2024) Çıplak, Tuncay; Şahin, Süleyman
    Sürdürülebilirlik kavramı en basit tanımı ile süreklilik ve devamlılık olarak tanımlanabilir. İnsanlar, diğer canlılar ve tüzel kişiler için sürdürülebilirlik kavramı;değişen çevre koşullarına karşı dinamik olmak ve değişen koşullara adapteolmaktır. Sürdürülülebilirlik insan yaşamı ile başlayan bir kavramdır. Bu tez çalışması BİST'te işlem gören, otomotiv sektöründe faaliyet gösteren A firmasının kurumsal sürdürülebilirlik performansını ölçülmesi için yapılmıştır. Performans ölçümleri için çok kriterli karar verme yöntemleri kullanılmıştır. CIRITIC yöntemi dikkate alınan kriterlerin ağırlıklarının bulunmasında kullanılmıştır. EDAS ve SAW yöntemleri ele alınan yıllar bazında sıralamalarının bulunmasında kullanılmıştır. CRITIC yöntemi analiz sonuçları; sosyal performans kriterlerinde önem derecesi en iyi olan kriter çalışan sayısı, çevresel sürdürülebilirlik kriterlerinde önem derecesi en iyi olan kriter doğrudan yenilenebilir olmayan enerji tüketimi, ekonomik sürdürülebilirlik kriterlerinden önem derecesi en yüksek olan kriter net kâr olarak bulunmuştur. SAW yöntemi analiz sonuçları; sosyal ve ekonomik sürdürülebilirlik performansının yıl bazında en iyi olduğu yıl2018 olarak bulunmuştur. Çevresel sürdürülebilirlik performansının en iyi olduğu yıl 2022 olarak bulunmuştur. EDAS yönteminin analiz sonucunda ekonomik, çevresel ve sosyal sürdürülebilirlik performansının en iyi olduğu yıl 2018 olarak bulunmuştur. Firmanın sürdürülebilirlik düzeyinde daha iyi adımlar atabilmesi için önem derecesi yüksek olan kriterlere dikkat ederek, bu kriterlerin daha iyi olması için çalışmalar yapmalıdır. ANAHTAR KELİMELER: Kurumsal Sürdürülebilirlik Performansı, Çok Kriterli Karar Verme Yöntemleri, CIRITIC, EDAS, SAW
  • Öğe
    Okul müzik eğitiminin analizi ve değerlendirilmesi
    (Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi, 1998) Girit, Zehra; Karkın, Kadir
    ÖZET OKUL MÜZİK E?İTİMİNİN ANALİZİ ve DE?ERLENDİRİLMESİ Girit, Zehra Yüksek Lisans, Müzik Eğitimi Anasanat Dalı Tez Danışmanı: Prof. Kadir KARKIN Kasım 1998,VII + 159 Sayfa Bu araştırmada, "İlköğretim Okulları'nda, günümüze değin uygulanan müzik eğitimi, araştırılıp incelenerek, analizi ve değerlendirilmesi yapılıp, okul müzik eğitiminin niteliğim artırıcı öneriler sunulması amaçlanmıştır. Bu araştırmada konu ile ilgili kaynaklar taranmış, İstanbul'da "Adnan Kahveci İlköğretim Okulu" ve "Hasan Şadoğlu ilköğretim Okulu'nda, Bolu'da "Atatürk İlköğretim Okulu" ve "50. Yıl İlköğretim Okulu'ndaki 64 sınıf öğretmenine anket uygulanmıştır. Taranan kaynaklar ve anket uygulamasından elde edilen veriler değerlendirilmiştir. İlgili kaynaklardan ve anketlerle ilgili tablolardan çıkan sonuca göre: Cumhuriyet döneminde giderek değişen ve gelişen müzik eğitiminin gerçekleştirildiği sonucuna varılmıştır. Anahtar Kelime: Müzik Eğitimi II
  • Öğe
    DENEME Sadece kayıt olusutuldu dosya yuklenmedi
    (Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi, 2024) Denemesi, Deneme; Gürdal, Oya