Yazar "Sezer, Cemal" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 17 / 17
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe 1893 Büyük Bolu yangını(2015) Sezer, Cemal12 Kasım 1893 tarihinde Bolu çarşısında çıkan yangın ile onlarca hân, yüzlerce dükkân, yüzün üzerinde ev ve saat kulesi ile topların korunduğu bina yanmış, Yıldırım Beyazıt Cami ile üç Sıbyan Okulu zarar görmüştür. Bu yangın sebebiyle yangınzedelere ihtiyaçlarını karşılamaları, evlerini ve işyerlerini onarmaları için nakdî yardımlarda bulunulduğu gibi, onlardan birtakım vergiler de alınmamıştır. Yangınzedelere yapılan nakdî yardım içerisinde Sultan II. Abdülhamit'in bizzat göndermiş olduğu paranın yanı sıra halkın da yardımları yer almaktadır. Toplanılan miktar, Bolu'nun yerel yetkililerinden oluşan bir komisyon tarafından dağıtılmıştır. Yazışmalarda, yardım paralarının adaletli bir şekilde ve herhangi bir yolsuzluğa izin verilmeksizin muhtaç kimselere dağıtıldığı özellikle belirtilmiştir. Bu durum, yardımların yerine ulaştığını göstermesi bakımından önemlidir. Araştırmada; 1893 yılında yapılan yazışmalardan hareketle Büyük Bolu Yangınının boyutu ve etkileri incelenmeye çalışılmıştır.Öğe 1897 OSMANLI-YUNAN SAVAŞI’NDA GÖNÜLLÜ OSMANLILAR(2023) Sezer, Cemal1897 Osmanlı-Yunan Savaşı, Yunanların Megalo İdea’yı gerçekleştirme yolunda Girit Adası’nı ilhak etmek ve Osmanlı sınırlarına yaptığı saldırılar nedeniyle çıkmıştır. Osmanlı’ya karşı üstün olduğunu düşünen Yunan idarecileri, savaşı kazanacaklarından oldukça emin bir hâldeyken savaş umdukları gibi gitmemiş; kısa süre içerisinde Türk askerlerine Atina yolu açılmıştır. Bu sıralarda Yunanların yardımına başta Rusya olmak üzere Büyük devletler koşmuş, Osmanlı Devleti ile Yunanistan arasında mütareke görüşmelerinin başlamasını sağlamışlardır. Savaşta Osmanlı ordusu; nizamiye, redif ve müstahfız sınıflarının dışında, gönüllü askerlerden oluşmuştur. Gönüllü asker yazılmak için Müslümanların yanı sıra gayrimüslimler de başvuruda bulunmuşlardır. Gönüllü kayıtları çocuk denebilecek yaştan yaşlısına kadar her kesiminden olmuştur. Başvuruları olumlu sonuçlanan gönüllüler belirlenen yerlere yani cephelere halkın katıldığı coşkulu törenlerle uğurlanmış, zafer kazanılmasının verdiği gururla asker dönüşleri de aynı şekilde gerçekleşmiştir. Ayrıca gönüllü askerlere ve gönüllülerin geride bıraktıkları ailelerine yerel makamlar ile ekonomik durumu iyi olan bölgenin ileri gelenleri tarafından nakdî, yiyecek ve giyecek yardımında bulunulmuştur. Osmanlı Devleti’nin cephelerde elde ettiği başarılarda askerî sınıfların olduğu gibi gönüllülerin de katkıları vardır. Gönüllü askerlerin cephelerde gösterdiği başarı ve sadakat, değişik rütbelerde nişanlar almasını ya da sadece bu savaş için yapılmış olan “Yunan Harbi Madalyası” ile onurlandırılmalarını sağlamıştır. Dolayısıyla araştırmada; 1897 Osmanlı-Yunan Savaşı sırasında Osmanlıların gönüllü asker kaydı, kayıtları kabul edilenlerin cephelere sevki ve cephelerden dönüşleri incelenmiştir.Öğe THE ACTIVITIES OF AMERICAN RED CROSS (SALIB-I AHMER) ORGANIZATION IN OTTOMAN STATE DURING BALKAN WARS(Selcuk Univ, Inst Turkish Studies, 2017) Sezer, CemalBalkan Wars took place during the alliance of Ottoman State with Bulgaria, Greece, Serbia and Montenegro between the years of 1912-1913. Balkan Wars resulted in quite heavy consequences in terms of Ottoman State. The most important of these is the extermination of the Ottoman State's existence in Balkans and emigration of hundreds of thousands of Muslim population that do not want to suffer atrocities into Istanbul and Anatolia. During Balkan Wars, among many foreign and domestic associations conducting aid activities for Ottoman soldiers and emigrants, American Red Cross Organization attracts attention. In this study, the activities of American Red Cross Organization for Ottoman soldiers and especially for emigrants. The areas the organization helped to improve were food, clothing, fuel, accommodation, employment and health..Öğe Avlonyalı İsmail Kemal Bey’in Mutasarrıflığı Döneminde Bolu Sancağı (16 Mayıs 1884- 13 Mart 1890)(2022) Sezer, CemalOsmanlı Devleti’nin son dönemlerinde siyasi faaliyetleriyle dikkati çeken İsmail Kemal Bey, Arnavutluk Devleti’nin kurucusu ve ilk hükümet başkanı olarak bilinmektedir. Fakat kendisi siyasi geçmişinin yanı sıra devletin değişik kademelerinde yani bürokratik görevlerde de yer almıştır. Yerel düzeyde sürdürdüğü valilik veya mutasarrıflık makamlarının en uzun süreli olanı 16 Mayıs 1884-13 Mart 1890 tarihleri arasında gerçekleştirdiği Bolu mutasarrıflığıdır. İsmail Kemal Bey’in sağlık, eğitim, bayındırlık gibi alanlardaki bazı faaliyetleri, sancakta ilkleri oluşturmuştur. Ayrıca İsmail Kemal Bey henüz görevine başladığı dönemlerde onu uğraştıran en önemli sorunların başında eşkıya hareketleri gelmiştir. Aldığı önlemlerle asayişi sağlamış ve sancakta güvenliği arttırmıştır. Sancaktaki faaliyetleri, İsmail Kemal Bey’in merkezi yönetim tarafından takdir ve terfi edilmesini sağlamıştır. Bolu’ya gelen yabancı görevliler ve seyyahlar da şehirde İsmail Kemal Bey’in izlerinin görüldüğünü aktarmışlardır. Fakat İsmail Kemal Bey’in başta keyfi uygulamaları olmak üzere hakkında yapılan şikâyetler devamlı olmuş, dolayısıyla kendisine yönelik açılan soruşturmalar da görevinin sonuna kadar sürmüştür. Bu araştırmada; İsmail Kemal Bey ile ilgili yapılan siyasi çalışmalardan farklı olarak yerel üst yönetici kimliğiyle Bolu sancağındaki faaliyetleri incelenmiştir.Öğe Balkan Savaşlarında Amerikan Kızılhaç (Salib-i Ahmer) Teşkilatı’nın Osmanlı Devleti’ndeki faaliyetleri(2017) Sezer, CemalBalkan Savaşları; Osmanlı Devleti ile Bulgaristan, Yunanistan, Sırbistan ve Karadağ ittifakı arasında 1912-1913 yılları arasında gerçekleşmiştir. Balkan Savaşlarının Osmanlı Devleti açısından çok ağır sonuçları olmuştur. Bunlar içerisinde en önemlisi Osmanlı Devleti'nin Balkanlardaki varlığının ortadan kalkması, bunun yanı sıra mezâlime uğramak istemeyen yüzbinlerce Müslüman ahalinin İstanbul ve Anadolu'ya göç etmesidir. Balkan Savaşları sırasında Osmanlı askerlerine ve muhacirlere yardım faaliyetlerinde bulunan yerli ve yabancı birçok cemiyet içerisinde Amerikan Kızılhaç Teşkilatı faaliyetleriyle dikkati çekmektedir. Bu çalışmada; Amerikan Kızılhaç Teşkilatı'nın Osmanlı askerlerine ve özellikle muhacirlere yönelik gerçekleştirdiği faaliyetler incelenmiştir. Teşkilatın yaptığı yardımlar yiyecek, giyecek, yakacak, barınma, istihdam ve sağlık alanlarında olmuştur.Öğe Balkan Savaşlarından Milli Mücadeleye Hilâl-i Ahmer Cemiyeti'nin yardım faaliyetleri (1912-1922)(2013) Sezer, Cemal; Metin, ÖmerHilâl-i Ahmer Cemiyeti, kurulduğu 1868 yılından itibaren hem Osmanlı Devleti hem de Türkiye Cumhuriyeti için çok önemli yardım faaliyetlerinde bulunmuştur. Kuruluş amacı sadece savaş döneminde yaralı askerlere yardım etmek olmasına rağmen Hilâl-i Ahmer; muhacirlere, fakir ve evsiz kalanlara da sahip çıkarak faaliyet alanını geniş tutmuştur. Bu bağlamda ilk yardım faaliyetleri 1877-1878 Osmanlı-Rus savaşı sırasında başlamıştır. II. Meşrutiyet döneminde yeniden teşkilatlanan Cemiyet, Trablusgarp Savaşı’nda sıhhiye teşkilatları vasıtasıyla kendini gösterecektir. Hilâl-i Ahmer Cemiyeti, Balkan savaşları, Birinci Dünya Savaşı ve Milli Mücadele döneminde azim ve kararlı bir şekilde yaptığı yardımla asıl dikkati üzerine çekecektir. Bu zorlu savaş dönemlerinde kurulan aşevleri, çayhaneler, seyyar ve sabit hastahaneler ile asker ve sivillerin ihtiyaçları karşılanmıştır. Bundan başka bulaşıcı hastalıklarla da mücadele edilmiştir. Mondros Mütarekesi sonrasında Anadolu toprakları, İtilaf kuvvetlerinin işgaline uğradığında Hilâl-i Ahmer Cemiyeti, daha güvenli yerlere giden halka yardım etmek için sıhhiye heyetleri kurmuştur. Yine Milli Mücadele sonrasında imzalanan Lozan Barış Antlaşması gereğince mübadeleye uğrayan Yunanistan’daki Türklerin anayurda dönmelerini ve bu nedenle ortaya çıkan sorunları çözme görevini Türk hükümeti ile koordineli olarak çalışan Cemiyet gerçekleştirmiştir. Bu çalışmada, Hilâl-i Ahmer Cemiyeti’nin Türkiye için yorucu savaşlar dönemi olarak da bilinen 1912-1922 yılları arasındaki faaliyetleri incelenmiştir.Öğe Birinci Dünya Savaşı Sırasında Ermeni Hınçak ve Taşnaksutyun komitelerinin Romanya'daki faaliyetleri(2015) Sezer, CemalErmenilerin önde gelen komitelerinden olan Hınçak ve Taşnaksutyun, Birinci Dünya Savaşı sorasında bağımsız bir devlet kurma amacıyla İtilaf Devletlerinin yanında faaliyetlerini yoğun bir şekilde sürdürmüştür. Bu faaliyetlerin başında İtilaf Devletleri içerisinde özellikle Rusya'n safında savaşmak için gönüllü asker toplamak ve Osmanlı Devleti ile ilgili her türlü bilgiye ulaşarak, bunları İtilaf Devletlerine bildirmek olmuştur. Osmanlı Devleti, Komite üyelerinin yürütmüş olduğu yıkıcı davranışlara karşı kayıtsız kalmamış, onların kimliklerini tespit etmeye ve onlardan gelebilecek zararlı faaliyetleri engellemeye çalışmıştır. Osmanlı Devleti, komiteciler hakkında bilgi edinmek için parayla tuttuğu Ermeni muhbirlerden özellikle faydalanmıştır. Yalnız Rusların, Osmanlı Devleti ile ilgili istihbarat toplanmasında Ermenilerin yanısıra Türklerden de yararlandığını belirtmek gerekmektedir. Dolayısıyla bütün bu ifade edilenler doğrultusunda Hınçak ve Taşnaksutyun komitelerinin faaliyet yürüttüğü yerler içerisinde Romanya önemli bir ülke olarak yerini almaktadır. Araştırmada; adı geçen komitelerin Romanya'daki faaliyetleri incelenmiştir.Öğe Birinci Dünya Savaşı’nda Hilâl-i Ahmer Cemiyeti’nin esir Osmanlı askerlerine yaptığı yardımlar: Bolu örneği(2019) Sezer, CemalBirinci Dünya Savaşı’nda esir düşen Osmanlı askerlerine Hilâl-i Ahmer Cemiyeti’nin savaş sırasında ve sonrasında yardım faaliyetleri olmuştur. Tarafsız ülkelerin Kızılhaç teşkilatlarının da katkılarıyla yapılan yardımlardan bazıları; esirlere para, yiyecek ve giyecek dağıtmak, esir ailelerinin gönderdikleri havaleleri ya da ücretini ödedikleri yardım paketlerini esirlere ulaştırmak, mektup ve kartpostallar aracılığıyla esirlerin aileleriyle haberleşmesini sağlamaktır. Cemiyetin gerçekleştirdiği yardımlardan Bolulu esir askerler de faydalanmıştır. Bu çalışmada; Hilâl-i Ahmer Cemiyeti’nin Bolulu esirlere yaptığı yardım faaliyetleri ele alınmıştır.Öğe Birinci Dünya Savaşı’nda Hilâl-i Ahmer Cemiyeti’nin sağlık alanındaki faaliyetleri(2012) Sezer, CemalBu makale Osmanlı Devleti’nin de dahil olduğu Birinci Dünya Savaşı yıllarında Hilâl-i Ahmer Cemiyeti’nin faaliyetlerini incelemektedir. Cemiyet tarafından yaralı ve hasta askerlere hizmet amacıyla açılan hastane ve nekahethâne gibi sağlık kurumları gerektiğinde sivillere de hizmet vermişlerdir. Hilâl-i Ahmer Cemiyeti İ. Dünya Savaşı sırasında görülen ölüm, yaralanma, açlık ve bulaşıcı hastalıklara karşı hem ordu hem de sivillere yardımcı olarak çekilen sıkıntıları azaltmaya çalışmıştır. Gerek cephede gerekse cephe arkasında Hilâl-i Ahmer yetkililerinin o zor şartlar altında sergilemiş oldukları davranışlar takdire şayandır.Öğe Birinci Dünya Savaşı’nda Pontusçu Rum Çetelerinin Bafra Ve Çevresindeki Faaliyetleri (1914-1918)(2021) Sezer, CemalOsmanlı Devleti’nin Birinci Dünya Savaşı’nda İttifak Devletlerinin yanında yer almasıyla Anadolu’da bağımsız bir devlet kurmak isteyen Ermeni ve Rumların kendilerini gösterdikleri yollardan biri de çetecilik faaliyetleri olmuştur. Ermeni ve Rumlar, çetecilik faaliyetleriyle Osmanlı Devleti’ni cephe gerisinde zor durumda bırakıp İtilaf Devletlerini memnun ederek hedeflerine ulaşabileceklerini düşündüler. Bu amaçla Bafra’daki Rumlar, savaş sırasında vatandaşı oldukları Osmanlı Devleti’nin seferberlik çağrısına uymayarak Rum çetelerine katıldılar. Samsun merkezli Kastamonu’dan Batum’a hatta Erzincan’ın bir kısmını içine alacak şekilde bir Pontus Devleti kurma amacına hizmet eden bu çetelerin yoğun olarak faaliyet yürüttüğü coğrafyalardan birisi de Canik (Samsun) sancağına bağlı Bafra kazası olmuştur. Bafra ve çevresindeki çeteler Bafra, Alaçam, Kavak ve Samsun bölgeleri arasında kalan Nebyan dağlarını merkez edindiler. Bafra adliye kayıtlarına göre Rum çetelerinin faaliyetleri sonucunda; öldürme, yaralama, gasp, yol kesme, hırsızlık, yağmalama gibi suçlar işlenmiştir. Dolayısıyla amaç ve yöntem açısından aralarında bir farklılık bulunmayan Ermeni çetelerin yaptıkları katliamların bir benzerini Karadeniz’de Pontusçu Rum çeteleri gerçekleştirmiştir. Bu çalışmada; Pontusçu Rum çetelerinin Bafra ve çevresindeki faaliyetleri Osmanlı arşiv belgeleri referans verilerek ve bununla ilgili çalışmalar göz önünde bulundurularak incelenecektir. Böylece Birinci Dünya Savaşı sırasında Osmanlı topraklarının diğer yerlerinde olduğu gibi Bafra ve çevresinde Türklere yönelik bir katliamın yaşandığı gerçeği ortaya konulacaktır.Öğe Birinci Dünya Savaı Sırasında Ermeni Hınçak ve Taşnaksutyun Komitelerinin Romanya'daki Faaliyetleri(2015) Sezer, CemalErmenilerin önde gelen komitelerinden olan HÖnçak ve Taûnaksutyun, Birinci Dünya SavaûÖ sÖrasÖnda baİÖmsÖz bir devlet kurma amacÖyla ùtilaf Devletlerinin yanÖnda faaliyetlerini yoİun bir ûekilde sürdürmüûtür. Bu faaliyetlerin baûÖnda ùtilaf Devletleri içerisinde özellikle Rusya'nÖn safÖnda savaûmak için gönüllü asker toplamak ve OsmanlÖ Devleti ile ilgili her türlü bilgiye ulaûarak, bunlarÖ ùtilaf Devletlerine bildirmek olmuûtur. OsmanlÖ Devleti, Komite üyelerinin yürütmüû olduİu yÖkÖcÖ davranÖûlara karûÖ kayÖtsÖz kalmamÖû, onlarÖn kimliklerini tespit etmeye ve onlardan gelebilecek zararlÖ faaliyetleri engellemeye çalÖûmÖûtÖr. OsmanlÖ Devleti, komiteciler hakkÖnda bilgi edinmek için parayla tuttuİu Ermeni muhbirlerden özellikle faydalanmÖûtÖr. YalnÖz RuslarÖn, OsmanlÖ Devleti ile ilgili istihbarat toplanmasÖnda Ermenilerin yanÖsÖra Türklerden de yararlandÖİÖnÖ belirtmek gerekmektedir. DolayÖsÖyla bütün bu ifade edilenler doİrultusunda HÖnçak ve Taûnaksutyun komitelerinin faaliyet yürüttüİü yerler içerisinde Romanya önemli bir ülke olarak yerini almaktadÖr. AraûtÖrmada; adÖ geçen komitelerin Romanya'daki faaliyetleri incelenmiûtir.Öğe BOLU SANCAĞINDA FRENGİ (1912-1918)(2021) Sezer, CemalZührevi bir hastalık olan frengi, Balkan Savaşları döneminde Bolu sancağında oldukça etkili olmuştur. Bu sıralarda Bolu’da bulunan Tanin gazetesi yazarı Ahmet Şerif’in izlenimleri bunu doğrulamaktadır. Kastamonu vilayeti ve Bolu sancağı Mart-Ekim 1914 tarihleri arasında frengi taramasından geçirilmiştir. Belirtilen bölgeleri muayene eden sağlık heyetinin başında bulunan Mehmet Suat’ın raporu, seyyar doktorların ve hastanelerin faaliyetleri hakkında önemli bilgiler vermektedir. Gerçekleştiren taramalar sonucunda 400 binin üzerinde köylü muayene edilmiş, köylülere kinin ve ilaç dağıtılmış, çocuklara çiçek aşısı vurulmuştur. Ayrıca mevcut hastanelerde binlerce frengili hasta tedavi edilmiştir. Birinci Dünya Savaşı sırasında da etkisini sürdüren frengiyle mücadele kapsamında, Kastamonu vilayeti ve Bolu sancağını içeren bir nizamname çıkarılmıştır. Savaştan sonra terhis olan ya da esir düşen askerlerin memleketlerine yani Bolu sancağına dönmesiyle frengili hasta sayısında ciddi bir artış olmuştur. Hem Balkan Savaşları hem de Birinci Dünya Savaşı dönemlerinde halkın hastalığa karşı bilinç düzeyinin düşüklüğü, şüphesiz hastalığın yayılmasında önemli bir faktör olduğu da belirtilmelidir. Dolayısıyla bu makalede; Bolu sancağında, Balkan Savaşlarından Birinci Dünya Savaşı’nın sonuna kadarki dönemde (1912-1918), frenginin etkileri ve hastalığa karşı alınan tedbirler incelenmiştir.Öğe Çanakkale Cephesinde Gelibolu-Şarköy-Tekirdağ (Tekfurdağı) Hilâl-İ Ahmer hastanesinin faaliyetleri(2015) Sezer, CemalHilâl‐i Ahmer Cemiyeti, yaralı ve hasta Osmanlı askerlerine yardım etmek amacıyla, 1868 yılında “Mecrûhîn ve Mardayı Askeriyeye İmdât ve Muâvenet Cemiyeti” adıyla kurulmuş ve ilk yardım faaliyetlerini 1877‐1878 Osmanlı‐Rus Savaşı’nda göstermiştir. Osmanlı Devle‐ tinin Birinci Dünya Savaşı’na girmeye karar vermesi üzerine, Hilâl‐i Ahmer Cemiyeti de yardım faaliyetlerini gerçekleştirmek için kısa sürede teşkilatlanmış ve gerekli hazırlıkları yapmıştır. Cemiyetin yardım faaliyetleri Osmanlı askeri yetkililerinin talepleri dikkate alınarak gerçekleştirildiğinden, onlarla koordineli olarak yürütülmüştür. Cemiyetin varlık gösterdiği cephelerden birisi de Çanakkale’dir. Buradaki faaliyetler içerisinde sırasıyla Gelibolu‐Şarköy ve Tekirdağ’da açmış olduğu hastane bulunmaktadır. Askeri makamların isteği ve görülen ihtiyaç üzerine 19 Nisan 1915 tarihinde ilk olarak Gelibolu’da bir hastane açan Cemiyet, İtilaf Devletlerinin yoğun bombardımanı ve hastane ihtiyaçlarını karşılamada yaşanılan zorluklar nedeniyle 8 Mayıs’ta Şarköy’e, buradan da 5 Ağustos’ta Tekirdağ’a taşınmak zorunda kalmış ve aralık ayının sonuna kadar Tekirdağ’da hizmet vermiştir. Bu süre içerisinde 1000’den fazla askere bakılmıştır. Türk ve Dünya tarihi içeri‐ sinde çok önemli bir yere sahip olan Çanakkale savaşlarında, cephede bizzat görev yaparak varlığını ortaya koyan Cemiyetin kazanılan başarıdaki etkisi göz ardı edilemez. Bu çalışmada; Çanakkale savaşlarında Hilâl‐i Ahmer Cemiyetinin birçok alanda gerçekleştirdiği yardım faaliyetleri içerisinde yer alan Gelibolu‐Şarköy ve Tekirdağ Hilâl‐i Ahmer Hastanesinin faaliyetleri ele alınmıştır.Öğe ÇANAKKALE CEPHESİNDE GELİBOLU-ŞARKÖY-TEKİRDAĞ (TEK- FURDAĞI) HİLÂL-İ AHMER HASTANESİNİN FAALİYETLERİ(2015) Sezer, CemalHilâl-i Ahmer Cemiyeti, yaralı ve hasta Osmanlı askerlerine yardım etmek amacıyla, 1868 yılında \"Mecrûhîn ve Marda-yı Askeriyeye İmdât ve Muâvenet Cemiyeti\" adıyla kurulmuş ve ilk yardım faaliyetlerini 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı'nda göstermiştir. Osmanlı Devle- tinin Birinci Dünya Savaşı'na girmeye karar vermesi üzerine, Hilâl-i Ahmer Cemiyeti de yardım faaliyetlerini gerçekleştirmek için kısa sürede teşkilatlanmış ve gerekli hazırlıkları yapmıştır. Cemiyetin yardım faaliyetleri Osmanlı askeri yetkililerinin talepleri dikkate alınarak gerçekleştirildiğinden, onlarla koordineli olarak yürütülmüştür. Cemiyetin var- lık gösterdiği cephelerden birisi de Çanakkale'dir. Buradaki faaliyetler içerisinde sırasıyla Gelibolu-Şarköy ve Tekirdağ'da açmış olduğu hastane bulunmaktadır. Askeri makamla- rın isteği ve görülen ihtiyaç üzerine 19 Nisan 1915 tarihinde ilk olarak Gelibolu'da bir hastane açan Cemiyet, İtilaf Devletlerinin yoğun bombardımanı ve hastane ihtiyaçlarını karşılamada yaşanılan zorluklar nedeniyle 8 Mayıs'ta Şarköy'e, buradan da 5 Ağustos'ta Tekirdağ'a taşınmak zorunda kalmış ve aralık ayının sonuna kadar Tekirdağ'da hizmet vermiştir. Bu süre içerisinde 1000'den fazla askere bakılmıştır. Türk ve Dünya tarihi içeri- sinde çok önemli bir yere sahip olan Çanakkale savaşlarında, cephede bizzat görev yapa- rak varlığını ortaya koyan Cemiyetin kazanılan başarıdaki etkisi göz ardı edilemez. Bu çalışmada; Çanakkale savaşlarında Hilâl-i Ahmer Cemiyetinin birçok alanda gerçekleş- tirdiği yardım faaliyetleri içerisinde yer alan Gelibolu-Şarköy ve Tekirdağ Hilâl-i Ahmer Hastanesinin faaliyetleri ele alınmıştır. Anahtar Kelimeler Hilâl-i Ahmer Cemiyeti, Çanakkale Cephesi, Gelibolu, Şarköy, Tekirdağ, Hastane ACTIVITIES OF GELİBOLU -ŞARKÖY- TEKİRDAĞ (TEKFURDAĞI) RED CRES- CENT HOSPITAL IN ÇANAKKALE FRONTÖğe Deportation of Armenians and Precautions Taken by the Ottoman State(Hacettepe Univ, 2011) Sezer, CemalIn accordance with the Law on Transfer and Settlement, generally known as the Law on Emigration prepared by the Ottoman state, some of the Armenians were transferred from various parts of Anatolia to provinces such as Damascus, Aleppo, Deyr-i Zor as well as Mosul and let there settle. The problems challanged, casualties and the governmental actions in the course of the transfer and settlement were regarded as the means of extermination of Armenians by some local and foreign writers. However, the present study proves that such a circumstance never happened. Because, despite the economic problems and the state of war there was a money flow from centre to the provinces and mutasarrifliks in order to meet the requirements and to provide a trouble-free transfer and settlement. In the study few original documents are referred from the Ottoman archival records.Öğe Hilâl-i Ahmer Cemiyeti hanımlar merkezi Dâr-üs-Sanâ'ası(2014) Sezer, CemalBu çalışma İstanbul'da açılan Hilâl-i Ahmer Cemiyeti Hanımlar Merkezi'nin açtığı Dâr-ussanâ'a müessesini inceleyerek, bu müessesenin Balkan Savaşları sonunda muhacir durumuna düşen binlerce kadın ve çocuğa iş ve aş karşılanması konusunda başarılı çalışmalar yürüttüğünü tespit etmektedir.Öğe MİLLİ MÜCADELE SONRASI 13. HİLÂL-İ AHMER SAĞLIK İMDAT HEYETİ’NİN BANDIRMA, KİRMASTİ (MUSTAFAKEMALPAŞA) VE KARACABEY’DEKİ YARDIM FAALİYETLERİ (1922-1923)(2021) Sezer, CemalI. Dünya Savaşı sonrası Anadolu’nun dört bir tarafı İtilaf Kuvvetleri tarafından işgal edildi. İşgal edilen yerler arasında Bursa ve Balıkesir çevresi de vardı. Bölge halkı Yunan işgali altında öldürme, yaralama, tecavüz, gasp, yağma gibi zulümlere uğradı. Mustafa Kemal Paşa’nın liderliğinde başlayan Milli Mücadele’nin son askerî safhası Büyük Taarruz’un (26 Ağustos-30 Ağustos 1922) sonunda elde edilen büyük başarıyla Türk ordusu, Batı Anadolu’da ilerlemeye başladı. Türk ilerleyişi karşısında Yunanlar geri çekilirken halka yönelik zulümlerini sürdürerek her tarafı yakıp yıktılar. Yunanların Bursa ve Balıkesir’den çekildikten sonra geride bıraktıkları acıların hafifletilmesi için vakit kaybedilmeden halkın yaraları sarılmaya çalışıldı. Bu amaçla Hilâl-i Ahmer Sağlık İmdat Heyetleri bölgeye gönderildi. Gönderilenlerden biri de 13. Hilâl-i Ahmer Sağlık İmdat Heyeti idi. Heyet; Bandırma, Kirmasti (Mustafakemalpaşa) ve Karacabey’de halkın yiyecek, giyecek, barınma, sağlık gibi ihtiyaçlarını karşılamak için Ekim 1922-Mayıs 1923 tarihleri arasında görev yapmıştır. Zor şartlar içerisinde başarıyla görev yapan Sağlık İmdat Heyeti, yerel makamların ve halkın takdirini kazanmıştır.