Yeşil kalkınma: Kalkınma yazınında süreklilik mi farklılaşma mı? Biyoçeşitlilik piyasası örneği

Yükleniyor...
Küçük Resim

Tarih

2017

Dergi Başlığı

Dergi ISSN

Cilt Başlığı

Yayıncı

Erişim Hakkı

info:eu-repo/semantics/openAccess

Özet

1940'lı yıllarda uluslararası gündemin konusu kalkınma sorunsalı, 1990'lı yıllarda "yeşil kalkınmacılık" adı altında "yoksulluk ve çevre" ilişkisi üzerinden uluslararası kuruluşların ve devletlerin tartışmalarında yeniden canlandırılmıştır. Kalkınma yazınının "azgelişmişliği" tanımlama ve buna "müdahale" yöntemleri bu süreçte yeniden şekillendirilmiştir. 1940'lı yıllarda "azgelişmiş"liğin kriterleri tasarruf, yatırım ve kişi başına düşen gelir üzerinden tanımlanırken; 1990'lı yıllarda yerel halkın ekolojik varlıkları birikim kaynağı değil geçimlik amaçla kullanımı, ortak kullanılan varlıklarda mülkiyetin belirgin olmaması, ekosistem piyasalarının kurulmaması yeşil kalkınma anlayışının "azgelişmişlik" kriterleri olarak sunulmuştur. 1940'lı yıllarda tasarruf oranının yetersizliği ve böylece dış borç üzerinden bir finansal müdahale zemini oluşturulurken; 1990'lı yıllarda ekosistem piyasalarının kurulması için gerekli fon ve ekipman dolayısıyla ortaya çıkan çevre kredileri üzerinden bir finansal müdahale oluşmuştur. "Azgelişmişliği yok etme" söylemi bu dönemde de devam ederken buna yeni söylemler, "fayda paylaşımı", "doğanın korunması" eklenmiş; ekolojik varlıklar üzerinden yeni piyasalar (biyoçeşitlilik piyasaları; bioprospecting sözleşmeleri, çevresel hizmet ödemeleri, biyoçeşitlilik kredileri/ofsetleri) yaratılmıştır. Çalışmanın amacı bu dönüşüm sürecinin (azgelişmişliği tanımlama, finansal müdahale, yeni ortaya çıkan söylemler), diğer kalkınma süreçleriyle olan benzerlik ve farklılıklarla nasıl bir seyir izlediğini, biyoçeşitliliğin nasıl bir paylaşım mücadelesine çekildiğini ve sürecin toplumların doğayla kurduğu ilişkiyi nasıl dönüştürdüğünü incelemektir
The international agenda’s issue of development in 1940s has been revived in the international organisations and states’ debates under the topic of “green development” in terms of the relationship between “poverty and environment” in 1990s. The development literature’s definition of the “underdevelopment” and the intervention methods to it has been reformulated in this process. Although in 1940s the criteria of “underdevelopment” have been defined in terms of savings, investment and per capita income; in 1990s the criteria of “underdevelopment” of green developmentalism have been presented as local people’s use of ecological entities as subsistence purposes instead of as a source of accumulation, deficiency of ownership in common use property and lack of ecosystem markets. While in 1940s, the inadequate saving rates and correspondingly external debt had formed a basis for the financial intervention; in 1990s, there has been a financial intervention in the environmental loans that is based upon the fund and equipment required for the constitution of ecosystem markets. There have been new expressions, such as “benefit sharing” and “conservation of nature”, in additions to the existing “destruction of underdevelopment” expression; the new markets (biodiversity markets; bioprospecting contracts, payments for ecosystem services, biodiversity credits/offsets) have been generated through the ecological entities/natural resources. The aim of this study is to investigate how this transition period proceeds with similarities/differences of the other development processes, and how biodiversity is absorbed to the distribution struggles, and how this process has changed the relationship between society and nature

Açıklama

Anahtar Kelimeler

Yeşil Kalkınma, Biyoçeşitlilik Piyasaları, Fayda Paylaşımı, Bioprospecting Sözleşmeleri, Ekosistem Hizmeti Ödemeleri, Green Development, Biodiversity Markets, Benefit Sharing, Bioprospecting Contracts, Payments for Ecosystem Services

Kaynak

Mülkiye Dergisi

WoS Q Değeri

Scopus Q Değeri

Cilt

41

Sayı

3

Künye