Yönetim ve Organizasyon Bölümü

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 13 / 13
  • Öğe
    Hafez Assad's decisions: a study in the context of prospect theory
    (Hale Sivgin, 2022) Canyurt, Dilek
    Hafez Assad, who ruled Syria for nearly 30 years, draws attention as an important leader in the political history of the country. Assad was not only a leader, but also the sole power in the country. The regime he built was shaped under the umbrella of the Baath party, and this party became the institutionalized version of Assad, as it were. After his death, the Baath regime continues with his son Bashar Assad in Syria, despite the Civil War environment. Hafez Assad's ability to be this strong is owing to the decisions he made both in his personal life and in his political life Assad's strategic decisions determined the future of Syria as well. Analyzes of leaders have drawn attention as one of the most important fields in political studies. Leadership studies are generally included in decision making theories. In this study, Assad's decisions were analyzed from the perspective of prospect theory through analytical examples, Prospect theory is included in decision-making theories. As a result, it was determined that the important decisions Assad made in his life supported the assumptions of prospect theory.
  • Öğe
    Kazananı olmayan savaş “Suriye iç savaşı”: Neden bitmedi, barış nasıl gelebilir?
    (2018) Canyurt, Dilek
    Suriye krizi 2011 yılından günümüze bir iç savaşa dönüşmüş ve giderek daha da kaotik bir hale gelmiştir. Bu güne kadar ise henüz barış gelmemiştir. Bu çalışma Suriye krizinin neden bitmediğini açıklayarak, arabuluculuk faaliyetlerinde bulunanların barışın gelebilmesi için dikkat etmesi gereken bazı konulara değinmektedir. Bunlar: Beşar Esad’a sembolik bir liderliğin verilmesi, Suriye’yi bilen objektif bilim adamlarının ve toplumun önde gelenlerinin ve tüm tarafların hazır bulunduğu toplantılar yoluyla, ülkenin geleceğinin inşa edilmesi ve radikal kesimler içerisinden diyaloğa açık olanların da barış sürecine katılarak normalleştirilmeleri ve ekonomik yardımlar gibi dikkat çeken önerileri kapsamaktadır.
  • Öğe
    Konaklama sektöründe krizle mücadele stratejileri
    (2011) Bahar, Emel; Kaya, Ferudun; Keklik, Ferah
    Değişim bir yandan sorunlara çözüm getirirken, diğer yandan da yeni sorunların çıkmasına neden olmaktadır. Ekonomik krizler bu sorunlardan bazılarıdır ve Türkiye’nin de çok sık karşı karşıya kaldığı durumlardır. Bu durumlar, tüm sektörler gibi turizm sektörünü de olumsuz etkilemiştir. Ulusal boyutta yaşanan krizlerin yanında içinde bulunduğumuz dönemde yaşanan global kriz de turizmi önemli derecede etkilemektedir. Turizm sektörünün krizden etkilenme derecesini incelemek için konaklama işletmeleri iyi bir gösterge oluşturacaktır. Bu çalışmada, konaklama işletmelerinin krizin etkilerini minimize etmek için uyguladıkları krizle mücadele stratejilerinin belirlenmesi amaçlanmıştır.
  • Öğe
    Ermenistan dış politikası ve konstrüktivizm: Türkiye örneği
    (2016) Canyurt, Dilek
    1991 yılında Soğuk Savaş'ın ardından kurulan genç Ermenistan Devleti'nin, Türkiye ile normal bir ilişki kurması bu güne kadar mümkün olamamıştır. Bunun en temel nedenlerinden biri Ermeniler ve Türkler arasında var olan ortak geçmiştir ve geçmişten günümüze gelen bir takım sorunlardır. Jeopolitik konumu olarak kapalı bir havzada olan Ermenistan'ın Türkiye ile iyi ilişkiler kurması kendi çıkarına olmasına rağmen, gerçekte durum tam tersi gelişmiştir. Özellikle Ermenistan'ın dış politikasını Türkiye ile tarihi yaşanmışlıklar şekillendirmiş ve diasporanın etkinliğinin de katkılarıyla Türk düşmanlığı üzerine bir kimlik inşası ile dış politikalarını kurgulamışlardır. Ermenistan'ın bu kimlik endeksli dış politikası ise uluslararası ilişkiler teorilerinden konstrüktivist yaklaşıma önemli bir örnek olay olmaktadır. Bu makalede, Ermenistan'ın dış politikasının temel bazı özelliklerinin konstrüktivist yaklaşıma iyi bir örnek oluşturduğu gösterilmektedir.
  • Öğe
    Avrupa Birliği'nin komşu bölgelere yönelik siyasal açılımı: Avrupa komşuluk politikası
    (2010) Sönmez, A. Sait
    Soğuk Savaş sonrası dönemde Avrupa Birliği (AB) iki önemli politikaya yoğunlaşmıştır: siyasal bütünleşme ve genişleme. Bu iki politikanın doğal bir sonucu olarak AB bir yandan sıkı bir entegrasyon politikası izlemiş, diğer yandan genişleyerek yeni bölgelere komşu olmuştur. Özellikle 2004 ve 2007 yıllarında 12 yeni üyenin AB'ye üye olmalarıyla beraber genişlemenin doğu ayağı önemli ölçüde tamamlanmıştır. Ancak son genişleme dalgası ile komşu olunan bu bölgeler, AB için bir takım fırsat ve tehditler içermektedir. Fırsatlardan yararlanmak ve tehditleri asgari düzeye indirgemek için AB tarafından Avrupa Komşuluk Politikası (AKP) geliştirilmiştir. Çalışmada ekonomik siyasi ve güvenlik gerekçeleriyle AB'nin komşu bölgelere yönelik geliştirdiği politikalar analiz edilmektedir.
  • Öğe
    Bolu kent markası oluşturma sürecinde aşçılık kültürü ve gastronomi turizminin önemi: BOLGAMER önerisi
    (2016) Hoşcan, Nail; Genç, Koray; Şengül, Serkan
    Bolu ve Mengen denildiğinde akla gelenlerin başında köklü bir aşçılık kültürü yer almaktadır. Birçok turizm destinasyonu yerel yemeklerini ve yemek kültürünü ön plana çıkarır, ancak birçoğunun gerçekten rakiplerinden ayıran bir özelliği olduğu söylenemez. Bolu'da aşçılık kültürünün deneyimle bir araya getirilmesi ve bu köklü kültürün üzerine inşa edilecek olan markalaşma çalışmalarına dönük faaliyetler, ziyaretçilerin ve medyanın ilgisini artırıp, kentin popülerliğine katkı sağlayabilir. Özellikle gastroturistlerin sayısı ve yaptıkları harcamalar, kentler için önemli bir gelir kaynağı oluşturmakta ve istihdamı artırmaktadır. Bireylere ve topluma sağladığı katkıların ise, uzun vadede ekonomik gelişmeyi beraberinde getirme potansiyeli vardır. Bolu, sosyal, ekonomik, kültürel, altyapı verileriyle ve özellikle doğa ve kültür turizmi kaynaklarıyla büyük ölçüde markalaşmaya hazır bir kent olarak göze çarpmaktadır. Mevcut değerlerine ek olarak, aşçılık kültürü merkezli bazı çalışmaların markalaşmasında önemli bir katkısı olacağı öngörülmektedir. Bu çalışma, dünyada aşçılık mesleğinin bir yöre geleneği olduğu tek yer olan Mengen'in Bolu'ya sağlayacağı olanakları mevcut literatür taramasıyla ortaya koyarken, aynı zamanda Bolu'nun kent markalaşması potansiyeline olası katkılarını da değerlendirmektedir
  • Öğe
    Swot analizi tekniği ile Suriye'de demokrasi imkanı
    (2019) Canyurt, Dilek; Dalar, Mehmet
    Suriye krizinin çözu?mu? ile u?lkedeki kalıcı barışın tesis edilmesinde önemli bir faktör olarak göru?len demokrasiyi kısaca analiz eden bu çalışma, Suriye için nasıl bir demokrasinin olabileceğini SWOT (Strengths, Weaknesses, Opportunities, Threats - Gu?çlu? yönleri, Zayıf yönleri, Fırsatlar, Tehditler) analiz bağlamında incelemektedir. Suriye’deki toplumlar arasındaki çatışmalara yol açan faktörlere ve Suriye’deki hu?ku?met ve muhalif unsurlarının demokrasiyle ilgili yaklaşımlarına değinen bu çalışma, Suriye’nin toprak bu?tu?nlu?ğu? dahilinde bu?tu?n farklı etnik, dinsel ve mezhepsel unsurların barış içinde demokratik bir yapıda yaşamaları konusunda fırsat alanlarını araştırmaktadır. Çok katmanlı toplum göru?ntu?su?nu? veren Suriye toplumunun sosyal yapısı ile siyasal özelliklerini dikkate alarak demokrasi yönu?nden Suriye’nin gu?çlu? ve zayıf yönlerini inceleyen çalışmamız bu konuda fırsatların ve tehditlerin neler olduğunu ortaya koymaktadır.
  • Öğe
    Küresel finans krizi karşısında islami finans sektörünün mevcut durumuna bir bakış
    (2011) Akın, Faruk; Kaya, Ferudun
    İslami finans günümüzde küresel finans endüstrisinde en hızlı gelişen segmentlerden birisidir. Son yıllarda hızla büyüyen ve gelişen islami finans sistemi, günümüzde 50’yi aşkın ülkede faaliyet göstermektedir. Küresel finans piyasasının ayrılmaz bir parçası olan islami finans kurumları, 2007 yılında ABD’de başlayan ve diğer ülke ve bölgeleride etkileyerek küresel bir hal alan küresel finansal krizden doğal olarak etkilenmişlerdir. Ancak, islami finans kurumlarının geleneksel emsallerine göre krizden daha az etkilenmeleri islami finans sisteminin mevcut sisteme bir alternatif olup olmayacağı tartışmalarınıda beraberinde getirmiştir. Bu çalışmada amaç küresel finansal krizi hazırlayan nedenleri ve krizin etkilerini belirterek, islami finans sektörünün küresel finansal kriz karşısındaki mevcut durumunu ortaya koymaktır. Bu amaçla küresel islami finans varlıklarının gelişimi yıllar itibariyle ele alınacak ve krizin islami finans sisteminin gelişimi üzerindeki etkileri değerlendirilecektir.
  • Öğe
    Sovyet sonrası dönemde Rus siyasi düşüncesinde ortaya çıkan akımlar ve bunların Rus dış politikasına etkileri
    (2010) Sönmez, A. Sait
    Tarihsel süreçte büyük güç haline gelen Rusya, belirli dönemlerde iç ve diş politikada birçok sorunla karşilaşmiş ve bu dönemlerde aidiyet bunalimi yaşamiştir. XVII. Yüzyilda Batili güçlerin işgal tehdidi, I. Dünya Savaşi'nin devam ettiği dönemde gerçekleştirilen Bolşevik Devrimi ve son olarak Sovyetler Birliği'nin dağilmasi bu bunalim dönemlerinin başta gelenleridir. Bahsedilen dönemlerde Rus kimliği ve diş politikasina ilişkin kapsamli felsefi görüşler ortaya atilmiş ve tartişilmiştir. Tarihte Rus Diş Politikasina ilişkin en kapsamli siyasi tartişma, Baticilar ve Slavofiller (Slav Milliyetçileri) arasinda yaşanmiştir. Sovyet sonrasi dönemde ise Rus Diş Politikasina yön verecek olan yeni "ideallerin" neler olmasi gerektiği ve Rusya Fedrasyonu'nun yaşadiği aidiyet krizine ilişkin tartişmalar, Yeni Baticilar ve Yeni Avrasyacilar arasinda geçmektedir. Çalişmada, Yeni Baticilik ve Yeni Avrasyacilik akimlarinin temel görüşleri ve bunlarin Rus Diş Politikasi'na yansimalari incelenmektedir.
  • Öğe
    Yakın çevre doktrini bağlamında Yeltsin dönemi Rusya Federasyonu’nun bağımsız devletler topluluğu ülkeleriyle ilişkileri
    (2010) Sönmez, A. Sait
    Yaklaşık iki yüz yıl boyunca Rusya’nın egemenliğinde bulunan bölgeler, Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla beraber Moskova’nın kontrolünden çıkmışlardır. Sovyetler Birliği döneminde Moskova ile Birlik cumhuriyetleri arasındaki ilişkiler eyalet-merkez seviyesinde yürütülmekteydi. Sovyet sonrası dönemde ise uluslararası politikada “aktör” haline gelen bu ülkeler ile Rusya’nın ilişkileri yeni bir biçim almıştır. Sovyet sonrası dönemde Rus Dış Politikası’nın en önemli boyutlarından birisini de eski Sovyet Cumhuriyetleriyle olan ilişkiler oluşturmaktadır. Yeltsin yönetimi 1991 ve 92 yıllarında Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) ülkelerine yönelik kapsamlı bir dış politika geliştirememiştir. 1993 yılında kabul edilen Yakın Çevre Doktrini bağlamında bu ülkelerle ilişkiler yeni bir zemine oturtulmuştur. Çalışmada Yakın Çevre Doktrini ekseninde Yeltsin dönemi Rusya-BDT ilişkileri incelenecektir.
  • Öğe
    Moskova'nın kutuplaşma çabaları: Putin dönemi Rus dış politikası
    (2010) Sönmez, Sait
    Soğuk Savaş sonrası dönemde, Rusya Federasyonu sancılı bir geçiş süreci yaşamıştır. Bu süreçte ekonomik, sosyal ve siyasi alanlarda birçok buhran ortaya çıkmıştır. Bu buhranlar sonucunda ülkenin ekonomisi gerilemiş, iç ve dış politikasında ise bir takım belirsizlikler baş göstermiştir. Böylece Rusya için dışarıda olumsuz bir ülke imajı oluşmuştur. Pragmatist bir çizgi takip eden Vladimir Putin yönetimi ise öncelikli olarak Rusya’nın ekonomik durumunu düzeltmiş ve iç politikada merkezi idarenin gücünü artırıcı önlemler almıştır. Böylece içerde güçlenen Rusya dışarıda da etkin bir dış politika izleme imkânına kavuşmuştur. Bu makalede Putin yönetiminin Rus dış politikasında önceliği olan aktörlerle kurduğu ikili ilişkiler analiz edilmektedir.
  • Öğe
    Putin yönetimi'nin Güney Kafkasya politikası
    (2011) Sönmez, A. Sait
    999yılında Rusya'da başbakanlık 2000yılında ise cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturan Vladimir Putin Rus Dış Politikası 'nda önemli değişiklikler yapmıştır. Öncelikle ekonomik alanda sağlanan başarı Rus dış politikasına yansımış, bu doğrultuda daha aktif bir dış politika izlenmiştir. Rus dış politikasında yaşanan revizyonun en önemli boyutu Rusya'nın Batı dünyası ile olan ilişkilerinde görülmektedir. Zira Batı'nın ekonomik yardımlarına muhtaç olmaktan kurtulan Putin yönetimi, birçok konuda Batıyla rekabet etmeye başlamıştır. Diğer yandan Rusya'nın Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) ülkeleriyle olan ilişkileri yeni bir zemine oturtulmuştur. BDT içinde özellikle Güney Kafkasya ülkelerinin Rus dış politikasında farklı bir yeri vardır. Çalışmada Putin döneminde Rusya'nın Güney Kafkasya 'daki üç bağımsız ülke ile geliştirdiği ilişkiler analiz edilmektedir.
  • Öğe
    Agonistik demokrasinin Suriye için olasılıkları
    (2020) Canyurt, Dilek; Dalar, Mehmet
    Bu çalışmada Suriye krizinin çözülmesi ve Suriye’nin geleceğiyle ilgili önerilen yönetim modellerinden agonistik demokrasi anlayışı üzerinde durulmuştur. Suriye’nin toplumsal yapısını ve yönetim durumu ele alan bu çalışma, özellikle farklı dinsel, mezhepsel ve etnik gruplardan oluşan ülkelerde ortak yaşam biçimi olarak önerilen agonistik demokrasi modelinin Suriye bağlamında mümkün olup olmayacağını analiz etmektedir. Dış güçler tarafından bir devlete müdahale aracı olarak kullanılan ve bilinen demokrasinin tanımı dışında agonistik demokrasi ile hegemonya ilişkisine değinen bu çalışma, üniter Suriye bağlamında agonsitik demokrasinin zayıf ve güçlü yönlerini incelemektedir.