Yazar "Sezen, Gülbin" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 9 / 9
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe The comparison of dexmedetomidine and midazolam used for sedation of patients during upper endoscopy: A prospective, randomized study(Hindawi Ltd, 2007) Demiraran, Yavuz; Korkut, Esin; Tamer, Ali; Yorulmaz, İlknur; Kocaman, Buket; Sezen, Gülbin; Akcan, YusufThe aim of the present prospective, randomized study was to investigate and compare the safety and efficacy of dexmedetomidine versus midazolam in providing sedation for gastroscopy. A total of 50 adult patients (25 patients receiving dexmedetomidine and 25 patients receiving midazolam), 18 to 60 years of age, and rated I and II on the American Society of Anesthesiologists physical status classification system were included. A brief questionnaire was used to collect demographic data; patients were asked to rate anxiety, satisfaction wit care to data and expected discomfort on a visual analogue scale. The following parameters were measured continuously and recorded every minute; heart rate, mean arterial pressure, hemoglobin oxygen saturation and respiratory rate. The two groups were similar with regard to age, body mass index, sex, education, duration of endoscopy, and ethanol or tobacco use. After the procedure, full recovery time, mean arterial pressure, heart rate, respiratory rate and hemoglobin oxygen saturation levels were similar in both groups. Both groups also had low levels of perceived procedural gagging, discomfort and anxiety scores (P > 0.05), and high satisfaction levels (90.1+/-3.0 for dexmedetomidine versus 84.9+/-4.5 for midazolam; P>0.05). Retching and endoscopist satisfaction were significantly different in patient receiving dexmedetomidine versus those receiving midazolam (88.8+/-6.5 versus 73.5+/-16.4, P<0.05; and 20.6+/-4.4 versus 45.2+/-6.0; P<0.001). In the midazolam group, the number of patients who had adverse effects was higher than the dexmedetomidine group (P<0.05). As a result, dexmedetomidine performed as effectively and safely as midazolam when used as a sedative in upper gastroscopy; it was superior to midazolam with regard to retching, rate of side effects and endoscopist satisfaction. It was concluded that dexmedetomidine may be a good alternative to midazolam to sedate patients for upper endoscopy.Öğe A comparison of intrathecal sufentanil combined with either hyperbaric bupivacaine or hyperbaric ropivacaine for cesarean deliveries(2006) Hayit, Feray; Demiraran, Yavuz; Sezen, Gülbin; Kocaman, Buket; Iskender, Abdulkadir; Özdemir, IsmailObjective: In this study, we aimed to compare the motor and sensorial block characteristics, maternal and fetal effects, of intrathecal sufentanil combinations including either hyperbaric bupivacaine or hyperbaric ropivacaine in pregnant women undergoing spinal block for elective cesarean deliveries. Method: Sixty pregnant women between 18 and 40 years undergoing elective cesarean section were studied in a randomized prospective design. In group HBS, 12.5 mg hyperbaric bupivacaine and 5 ?g sufentanil in 3 mL serum physiologic was applied intrathecally in 30 of the women. In group HRS, 12.5 mg hyperbaric ropivacaine and 5 ?g sufentanil in 3 mL serum physiologic was applied intrathecally to the other 30. Results: In group HRS, the duration for reaching the maximum sensorial block was shorter in comparison to group HBS, although the difference was not statistically significant. The two-segment regression time was shorter in group HRS, when compared to group HBS. Motor block development time and motor block recovery time were statistically shorter in group HRS (p<0.05). Conclusion: Sufentanil combinations with either intrathecal hyperbaric bupivacaine or intrathecal hyperbaric ropivacaine can be used safely on patients undergoing cesarean deliveries.Öğe Deksmedetomidinin hemodinamik yanıt,laringoskopi ve endotrakeal entübasyon kalitesine etkisinin değerlendirilmesi(2007) Demiraran, Yavuz; Sezen, Gülbin; Özer, Elif; Kocaman, Buket; Iskender, AbdulkadirAmaç: Çalışmamızda premedikasyon amacıyla kullanılan deksmedetomidinin entübasyon kalitesine, nöromusküler monitörizasyon kullanarak kas gevşemesine ve hemodinamik yanıtlar üzerine olan etkilerinin değerlendirilmesi amaçlandı. Yöntem: Çalışmaya 18-55 yaş arasında toplam 48 hasta alındı. Grup D'ye 10 dakika 0.7 mcg kg'saat'1 hızda deksmedetomidin infüzyonu, Grup K' da ise serum fizyolojik infüzyonu verildi. İndüksiyon öncesi ve sonrasında nöromusküler monitörizasyon yapılarak değerler kaydedildi. Entübasyon kalitesi, çene gevşemesi, laringoskopiye direnç, vokal kord pozisyonu, vokal kord hareketleri, gövde hareketi ve diyafragma reaksiyonu anesteziyolog tarafından üçlü skala (1-harika, 2=iyi, 3-kötü) ile değerlendirildi. Eş zamanlı olarak ortalama kan basıncı ve kalp atım hızı değerleri kaydedildi. Bulgular: İndüksiyon ve kas gevşetici sonrası, grup K'nın ortalama kan basıncı değerleri grup D'ye oranla anlamlı olarak düşüktü (p<0.05). Grup D'nin kalp atım hızı değerleri, grup K'ya oranla premedikasyonun 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10. dk'larında ve indüksiyon sonrası,, kas gevşetici sonrası anlamlı olarak düşük, entübasyon sonrasındaki 1,2 ve 5. dk'larda ise anlamlı olarak yüksekti. Entübasyon kalitesi ve kas gevşemesi açısından değerlendirme parametreleri karşılaştırıldığında gruplararası anlamlı fark yoktu. Sonuç: Bu çalışmada deksmedetomidinin entübasyon kalitesi ve kas gevşemesi üzerine olumlu bir etkisinin olmadığı, entübasyon sonrasındaki hemodinamik yanıtı baskıladığı gözlendi.Öğe Dilatasyon ve küretajda propofol ile birlikte kullanılan tramadol, diklofenak ve fentanil’in etkinliklerinin karşılaştırılması(2006) Demirakan, Yavuz; Somunkıran, Aslı; Sezen, Gülbin; Kocaman, Buket; Hayıt, Feray; Özdemir, İsmailObjektif: Küretaj operasyonlarında postoperatif ağrı, derlenme ve sedasyon düzeyi ile intravenöz anestetik ilaç kullanımı ve hemodinamiye etkileri açısından diklofenak, tramadol ve fentanilin karşılaştırılması amaçlandı. Planlama: Randomize prospektif klinik çalışma. Ortam: Üniversite hastanesi Hastalar: Fraksiyone küretaj planlanan 63 hasta Girişim: Hastalar 3 gruba ayrıldı. Grup 1’de indüksiyondan 30 dk önce im diklofenak 1 mg/kg, grup 2’de indüksiyondan 15 dk önce iv tramadol 1 mg/ kg, grup 3’de indüksiyonda iv fentanil 1 μg/ kg dozunda uygulandı. İndüksiyon için propofol 2 mg/ kg ile yüz maskesi uygulanarak % 50 hava ve O2 ile devam edildi, idame ihtiyacı olduğunda propofol indüksiyon dozunun % 20 si olarak tekrarlandı. Değerlendirme Parameteleri: Peroperatif ve postoperatif SKB, DKB, OKB, KAH ve SpO2 kaydedildi. Postoperatif olarak 1, 5, 15, 30 ve 120. dakikalarda; Visual Analog Skala 0-10 cm, sedasyon skoru 0-4 puan, Aldrete derlenme skoru 1-10 puan arasında değerlendirildi. SONUÇ: İndüksiyon için fentanil kullanılan grupta indüksiyon öncesi tramadol ya da diklofenak kullanılan gruplara göre anlamlı olarak daha az propofol ihtiyacı izlendi ( p= 0.012 ve p=0.013). YORUM: Fentanil kullanımı, tramadol ve diklofenak kullanımına göre propofol tüketimini azaltmıştır. Buna rağmen, postoperatif ek analjezik ihtiyacının daha az olması ve narkotik analjezik olmamaları nedeniyle tramadol ve diklofenak’ın daha avantajlı olduğunu düşünmekteyiz.Öğe Effect of chronic obstructive pulmonary disease on washout time of sevoflurane anesthesia: a placebo controlled randomized trial(E-Century Publishing Corp, 2016) Şeker, İlknur Suidiye; Demiraran, Yavuz; Haftacı, Engin; Cangür, Şengül; Sezen, Gülbin; Karagöz, İbrahimBackground: Respiratory functions and gas exchange deteriorates in patients with COPD. In our study, we aimed to investigate if there is any relationship between the washout time of sevoflurane and chronic obstructive pulmonary disease (COPD). Method: Sixty patients, American Society of Anesthesiology (ASA) 1-3 status; aged between 18-60 years old who underwent general anesthesia for an operation were enrolled in our study. Patients were divided into two groups: Group N (non-COPD n = 33), group COPD (patients with COPD, n = 33). Two patients were excluded from the study, a total of 31 patients in Group COPD. Pre-operative respiratory function tests were performed and standard monitoring was provided in the operation room. Both groups received propofol 2 mg/kg, fentanyl 1.5-2 mcg/kg and rocuronium 0.6 mg/kg intravenously, and an oxygen-air mixture of 50%/50% with a tidal volume of 6 ml/kg (ideal body weight) and sevoflurane of 1 MAC. Remifentanil was administered at 0.05-0.1 mcg/ kg/min intravenously in the maintenance of anesthesia. All patients were monitored by an anesthesia machine until extubation. A sevoflurane vaporizer was closed at the end of the operation and the measurement time was started. FiO2, Fi(ins), Fi(exp) of sevorain, End-tidal CO2 were recorded during the operation and Fins (Sevo)/Fexp (Sevo) ratio, MAC1, MAC2, MAC3, MAC4, extubation times were recorded. Fi(ins)1: percentage of sevorain filiation in inspirium before closing 1 MAC vaporizer. Fi(exp)1: percentage of sevorain filiation in expirium before closing 1 MAC vaporizer. Fi(ins)2: percentage of sevorain filiation in inspirium after closing 0.1 MAC vaporizer. Fi(exp)2: percentage of sevorain filiation in expirium after closing 0.1 MAC vaporizer. Results: There was no significant relationship between the respiratory function tests of individuals with or without COPD and MAC1, MAC2, MAC3, MAC4 and extubation time (P > 0.05). The cut-off criterion for MAC4 was determined to be 210 seconds. Conclusion: Although there was no difference between the washout and extubation times of both groups, increased BMI and decreased intraoperative hemoglobin values should be carefully considered during anesthetic management in the COPD group.Öğe Elektif sezaryen girişimlerinde intratekal hiperbarik bupivakain ile ropivakain'e eklenen sufentanil'in karşılaştırılması(2006) Hayıt, Feray; Demiraran, Yavuz; Sezen, Gülbin; Kocaman, Buket; İskender, Abdulkadir; Özdemir, İsmailAmaç: Bu çalışmada elektif sezaryen için sufentanil eklenen hiperbarik ropivakain ve bupivakain kombinasyonlarının intratekal verilmesinin motor ve duyusal blok özellikleri, anne ve bebek üzerine etkilerinin karşılaştırılması amaçlandı. Yöntem: Çalışma, ASA I-II, 18-40 yaşları arasında elektif sezaryen operasyonu geçirecek miadında 60 gebe kadında, prospektif ve randomize olarak planlandı. İntratekal olarak 30 gebeye 12.5 mg hiperbarik bupivakain+5 pıg sufentanil 3 mL serum fizyolojik içinde (Grup HBS) ve diğer 30 gebeye de 12.5 mg hiperbarik ropivakain+5 pıg sufentanil 3 mL serum fizyolojik içinde (Grup HRS) kullanıldı. Bulgular: HRS grubunda, HBS grubuna göre maksimum duyusal bloğa ulaşma süresi istatistiksel olarak anlamlı çıkmasa da daha kısa idi. İki segment regresyon süresi HRS grubunda, HBS grubundan daha kısa bulundu. Gruplar arası karşılaştırmada motor blok oluşma süresi ve motor blok kalkış süreleri HRS grubunda anlamlı daha kısa idi (p<0.05). Sonuç: Sezaryen ile gerçekleştirilen doğumlarda, intratekal hiperbarik bupivakain ve hiperbarik ropivakaine sufentanil ilavesinin güvenle kullanılabileceği kanısına varılmıştır.Öğe Hearing loss after spinal anaesthesia: comparison of 22 and 25 G quincke needles in a non-elderly population(Wiley, 2006) Güçlü, Ender; Demiraran, Yavuz; Sezen, GülbinSpinal anaesthesia is an alternative method to generalanaesthesia for the surgery of lower extremities, pelvicregion and lower abdomen.Öğe Subanestezik konsantrasyonlarda solutulan desfluran ve sevofluranın sıçanlarda; karaciğer ve böbrek toksisitesi ile davranışları üzerine etkileri(2007) Sezen, Gülbin; Demiraran, Yavuz; Kocaman, Buket; Aksoy, K. AylinAmaç: Subanestezik konsantrasyonlarda anestezik gazlara kronik maruziyetin, ameliyathane personeli için zararlı olduğu birçok çalışmada gösterilmiştir. Bu çalışmadaki amacımız; desfluran ve sevofluranın subanestezik konsantrasyonlarda solutulmasının, sıçanların davranışları üzerine etkileri, karaciğer ve böbrek toksisiteleri ile biyokimyasal ve histopatolojik değişikliklerinin incelenmesiydi. Gereç ve Yöntem: Toplam 24 sıçan çalışmaya dahil edildi ve sevofluran (% 0.1), desfluran (% 0.04) ve kontrol (3 lt dk-1 O2) olmak üzere 3 gruba ayrıldı. Anestezi odasında, 4 ay süresince 09.00-13.00 saatleri arasında sıçanlar anestezik gazlara maruz bırakıldı. Anksiyete değerlendirmesi için Plus Maze Testi uygulandı; deney öncesi ve sonrasında kan örneklerinde üre, BUN, kreatinin ve GGT incelemeleri yapıldı. Deney bitiminde sıçanlar sakrifiye edilerek, karaciğer ve böbrekler histopatolojik olarak incelendi. Bulgular: Sevofluran grubunda GGT, üre ve BUN değerlerinde anlamlı artış gözlendi. Kapalı kollarda hareketsiz kalma süreleri, sevofluran ve desfluran grubunda anlamlı uzamış bulundu. Karaciğerde konjesyon, sevofluran ve desfluran grubunda kontrol grubuna göre anlamlı fazla bulundu, aynı zamanda sevofluran grubunda fokal nekroz diğer gruplardan anlamlı fazla gözlendi. Sevofluran grubunda, böbrekte fokal lenfositik infiltrasyon ve tubuler epitelde yassılaşma diğer gruplardan anlamlı fazla gözlendi. Sonuç: Bulgularımız incelendiğinde, sıçanlarda subanestezik konsantrasyonlarda sevofluran ve desfluran kullanımının anksiyeteyi arttırdığı ve bu konsantrasyondaki sevofluranın subklinik düzeyde böbrek ve karaciğerde hasara yol açabileceği sonucuna varıldı.Öğe Subanesthetic concentration of sevoflurane and desflurane were inhalated in rats; Liver and kidney toxicities and behavioural effects(2007) Sezen, Gülbin; Demiraran, Yavuz; Kocaman, Buket; Aksoy, K. AylinAim: Numerous studies have suggested that chronic exposure to trace levels of anesthetic gas is harmful to operating room personel. In this study, we aimed to the effects of subanesthetic doses of sevoflurane and desflurane on anxiety and hepatic and renal toxicities according to biochemical and histopathological changes in rats. Material and Methods: Total 24 rats were included study and three groups were formed as sevoflurane (% 0.1), desflurane (% 0.04) and control (3 L min -1 O 2). During four months, every day between 09.00-13.00 hours in the morning were inhaled with anesthetic agent determined concentrations. Anxiety were examined with Plus Maze Test; pre and post study urea, BUN, creatinine and GGT were examined in blood supplies. At the end of the study, rats were sacrificed for examined of kidney and liver histopathologically. Results: In the sevoflurane and desflurane groups increased the time spent within the closed pathways without motion. In the sevoflurane group; GGT, urea and BUN levels were elevated significantly. In the sevoflurane and desflurane groups hepatic congestion were examined significantly increased more than control group, focal necrosis increased in the sevoflurane group more than others. In the sevofluran group; focal lymphocytic infiltration and flatting in the tubuler epithelium were examined significantly higher than other groups. Conclusion: Our results were examined, subanesthetic doses of sevoflurane and desflurane were used increased to anxiety, caused of renal and hepatic damage at subclinic levels in rats.