Yazar "Rayimbekova, Dinara" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 4 / 4
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Kazak erkeklerinin boşanmaya bakışı(2015) Gündüz, Samettin; Bulut, Sefa; Yıldırım, Remzi; Rayimbekova, DinaraAile, insan ve toplum hayatında vazgeçilmez öneme sahip en küçük sosyal kurum olarak kabul edilmiştir. Toplumların farklılıklarına rağmen aile kurumu evrenseldir. Dünya’da ailenin kurulması, sürdürülmesi farklı şekilde olmasına rağmen bütün aileler “toplumun kültürünü kuşaktan kuşağa aktarması, yeni nesilleri geleceğe hazırlaması ve soyun saf olarak devamını sağlaması” açısından bakıldığın da amaçlarının ve felsefelerinin ortaklığı ile dikkat çekmektedir. Ailenin çözülmesi veya boşanmasıyla birlikte aile fonksiyonlarını etkin şekil de yerine getiremediği için birey ve toplumu sorunların kuşattığı görülmektedir. Boşanma ile ortaya çıkan sorunlar karşısında ailenin fonksiyonlarını yerine getirmeye çalışan sosyal kurumlar (koruyucu aile, kreşler vb) olsa da ailenin fonksiyonları etkin olarak yerine getirmesi mümkün değildir. Böyle bir durum bireylerin ve toplumsal sorunların artması, çeşitlenmesi sosyal ilişkileri ve sosyal dengeleri alt üst etmektedir. Boşanmaların toplumların yapılarına göre değişmektedir. Modern toplumlarda boşanma oranları geleneksel toplumlara göre daha fazladır. Kazak toplumu geleneksel yapıya sahip olmasına rağmen boşanma oranlarındaki yükseklik dikkati çekmektedir. Öncelikle boşanmaları kontrol edebilmek veya minimize edebilmek için Kazak devletinin yasal ve sosyo-kültürel düzenlemeler yapması gerekir. Bu çalışma, Kazakistan, Taraz bölgesindeki boşanmış erkeklerin boşanma olgusuna bakışları ele alınarak çok yönlü olarak analizi yapılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre erkeklerin evlilikleri ilk on yıl içerisinde boşandıkları belirlenmiştir. Boşanma nedenleri arasında aldatma, sevginin kaybolması, alkol kullanımı, ekonomik sıkıntı, hastalık, şiddet uygulaması, aile çevresi, çocuk sahibi olamama olarak tespit edilmiştir. Boşanan erkeklerin ikinci evliliği yapma oranı % 80, kadınlarınki ise %3, ve çocukların velayeti %95 annede kaldığı tespit edilmiştir. Çocukların tek ebeveynli aile ortamında büyüdükleri, yaşadıkları ve karakterlerinin de tek ebeveynli aile içerisinde şekillendiği görülmektedir. Bölünmüş aile çocuklarının geleceğe bakışı, topluma uyum sağlayamaması Kazak aile yapısını ve toplumunu tehdit eden en önemli faktörlerden birisi olduğu tespit edilmiştir.Öğe Kazak kadınların tek ebeveyinli aileye bakışı(2015) Gündüz, Samettin; Bulut, Sefa; Yıldırım, Remzi; Rayimbekova, DinaraAile, “ toplumun en küçük birimi” olarak tanımlanmaktadır. Tarihsel süreçte kutsallığı ve kurumsallığı ile vazgeçilmez öneme sahip sosyal bir birim olduğu dünyada kabul görmüştür. Ailenin vazgeçilmezliği grup ve toplumun devamını sağlayan bir mekanizmaya sahip olmasından kaynaklanmaktadır. Böyle bir durum toplumda ailenin alternatifi olmadığını göstermektedir. Her toplumda farklı yapılanmış olsa da amaçları ve fonksiyonları açısından bakıldığında çok farklı sonuçların ortaya çıkmaması dikkat çekmektedir. Aile hayatındaki beklenmedik sorunların çözümüne yönelik karşılıklı anlayışın zayıflığı ailenin fonksiyonlarını yerine getirmesini engellemektedir. Karşılaşılan zorluklar aşılamadığı için ailedeki çözülmeler boşanma sürecini etkinleştirmektedir. Boşananların ikinci evliliği yapmamaları veya yapamamaları nedeniyle tek ebeveynli aile yapısının ortaya çıkmasına, yaşam biçimine yeni aile biçimi olarak sosyolojik literatürde yerini almasına katkı sağlamıştır. Tek ebeveynli ailenin artışı birey ve toplumu olumsuz etkilediği için öncelikli olarak araştırma konusu seçilmiştir. Bu çalışmada Kazakistan’ın Taras şehrinde boşanma sonucu ortaya çıkan tek ebeveynli aileye boşanmış kadınların bakışı ele alınarak incelemesi yapılmıştır. Bu araştırma sonucu elde edilen yaklaşık sonuçlar ise, boşanmaların %46,80 mahkeme kararı, %41,20’si evli çiftlerin kendi aralarında anlaşarak ayrılma, %12,00 ise terk etme ile sonuçlanmıştır. Boşanan kadınların yaklaşık % 45’i nafaka almadıkları ya da alamadıkları tespit edilmiştir. Boşanan kadınların ise %98 çocuklarını babalarına göstermedikleri tespit edilmiştir. Araştırma sonuçlarına göre Kazakistan-Taras’da tek ebeveynli aile yapısı artış eğilimi göstermektedir. Gelecekte ise çok ciddi sosyolojik aile dramları, aile yapısında ciddi değişmelere ve sosyolojik olarak toplumsal yeni katmanların oluşmasına uzun vade de neden olabileceği ifade edilmiştir.Öğe Üniversite öğrencilerinin video-telekonferans ders uygulamasına bakışı(2014) Gündüz, Samettin; Yıldırım, Remzi; Karakırık, Erol; Capparova, Ravşan; Rayimbekova, DinaraEğitim, insanlık tarihi kadar eski en önemli faaliyetlerden birisidir. Her çağda toplumların kendisine uygun eğitim sistemini geliştirmeye çalıştığı görülmektedir. Fakat endüstrileşme sürecinin başlamasıyla birlikte gelişen ülkelerle diğer ülkeler arasındaki gelişmişlik düzeyindeki farkın artmasıyla birlikte endüstrileşen ülkelerin eğitim modellerini diğer ülkeler tarafından takibi ve transferi söz konusu olmuştur. Dünyada 20 yüzyılın ikinci yarısından itibaren bilim ve teknolojik gelişmelerle birlikte çok yönlü değişimler doğrudan eğitim kurumlarını da etkisi altına almıştır. Bu değişimlere entegre olabilmek eğitim programlarında ve modellerinde değişikliğe gidilmiştir. Teknolojik başlanmasıyla görülmektedir. Zamanla teknolojinin eğitimde etkin kullanılmasıyla sosyal, kültürel ve ekonomik verimliliği artırmıştır. Teknolojiyi eğitim sürecinde etkin kullanmayı başaran ülkeler eğitim kalitesinde ve verimliliğinde diğer ülkelere farkındalık oluşmayı başarmışlardır. Yesevi Üniversitesi ise uzaktan eğitim tekniğini yeterli akademik kadroya sahip olmadığı için Türkiye'nin seçkin tıp fakültelerinin akademik alt yapısından yaralanmak amacıyla eğitim kalitesini artırmak amacındadır. Uygulamalardan öğrencilerin memnun oldukları farklı dillerde de (Rusça ve Kazakça) uygulamanın genişletilmesi yönünde talepleri bulunmaktadır. Bu çalışma da Hoca Ahmet Yesevi Üniversitesi Tıp Fakültesi üçüncü sınıf öğrencilerinin video-telekonferans (telekonferans) uzaktan eğitim sistemiyle almış oldukları derslere yönelik bakışları analiz edilmiştir. Öğrenciler Türkçe telekonferans yoluyla verilen derslerin devamı yönünde talepleri bulunmaktadır. Uzaktan öğretimde altı altın kuralın dışında dil problemi tespit edilmiştir. Video-telekonferans yoluyla uzaktan eğitimdeki sorunların tespiti yapılmış ve çözümleri de önerilmiştir.Öğe ÜNIVERSİTE ÖĞRENCİLERİNİN VİDEO-TELEKONFERANSDERS UYGULAMASINA BAKIŞI(2014) Gündüz, Samettin; Yildirim, Remzi; Karakirik, Erol; Capparova, Ravşan; Rayimbekova, DinaraEğitim, insanlık tarihi kadar eski en önemli faaliyetlerden birisidir. Her çağda toplumların kendisine uygun eğitim sistemini geliştirmeye çalıştığı görülmektedir. Fakat endüstrileşme sürecinin başlamasıyla birlikte gelişen ülkelerle diğer ülkeler arasındaki gelişmişlik düzeyindeki farkın artmasıyla birlikte endüstrileşen ülkelerin eğitim modellerini diğer ülkeler tarafından takibi ve transferi söz konusu olmuştur. Dünyada 20 yüzyılın ikinci yarısından itibaren bilim ve teknolojik gelişmelerle birlikte çok yönlü değişimler doğrudan eğitim kurumlarını da etkisi altına almıştır. Bu değişimlere entegre olabilmek eğitim programlarında ve modellerinde değişikliğe gidilmiştir. Teknolojik başlanmasıyla görülmektedir. Zamanla teknolojinin eğitimde etkin kullanılmasıyla sosyal, kültürel ve ekonomik verimliliği artırmıştır. Teknolojiyi eğitim sürecinde etkin kullanmayı başaran ülkeler eğitim kalitesinde ve verimliliğinde diğer ülkelere farkındalık oluşmayı başarmışlardır. Yesevi Üniversitesi ise uzaktan eğitim tekniğini yeterli akademik kadroya sahip olmadığı için Türkiye'nin seçkin tıp fakültelerinin akademik alt yapısından yaralanmak amacıyla eğitim kalitesini artırmak amacındadır. Uygulamalardan öğrencilerin memnun oldukları farklı dillerde de (Rusça ve Kazakça) uygulamanın genişletilmesi yönünde talepleri bulunmaktadır