Arşiv logosu
  • English
  • Türkçe
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
Arşiv logosu
  • Koleksiyonlar
  • Sistem İçeriği
  • Analiz
  • Talep/Soru
  • English
  • Türkçe
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
  1. Ana Sayfa
  2. Yazara Göre Listele

Yazar "Kara, Sadullah" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 2 / 2
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    An aggressive aneurysmal bone cyst of the proximal humerus and related complications in a pediatric patient
    (2012) Güven, Melih; Demirel, Murat; Özler, Turhan; Başsorgun, İbrahim Cumhur; İpek, Serdar; Kara, Sadullah
    Clinical behavior of aneurysmal bone cyst (ABC) in younger patients can be more aggressive than that in older children and adults. Angular deformity and shortening can occur due to growth plate destruction or tumor resection. A 11-year-old boy who had been operated twice in another center for an ABC located in the left proximal humerus presented to the author's institution with complaints of pain, deformity and shortening of the left arm. Plain radiographs revealed left proximal humerus nonunion with a large defect. Reconstruction with nonvascularized fibular autograft was applied and left upper extremity was immobilized in a velpou bandage. At the third-month follow-up, graft incorporation was observed in the distal part; however, proximal part did not show adequate healing on radiographs. Additional immobilization in a sling for 3 months was advised to the patient and his family. However, they were lost to follow-up and readmitted to the author's institution at the 12th month postoperatively. Radiographs showed failure of the fibular graft fixation and nonunion of the humerus. Autogenic bone grafts, either vascularized or nonvascularized are the best treatment method for the large defects after tumor curettage or resection. Nonvascularized grafts are technically much easier to use than vascularized grafts and provide excellent structural bone support at the recipient side. However, they may take several months to be fully incorporated. In addition, good therapeutic outcomes require patience and collaboration with the patient and parents. Most importantly, the patient should be monitored closely.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Epifiz kırıklarının N-BUTYL-2-cyanoacrylate(NBCA) ve vida ile tespitin kırık iyileşmesi üzerine etkilerinin radyolojik ve histolojik olarak karşılaştırılması: Tavşanlarda deneysel çalışma
    (Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi, 2013) Kara, Sadullah; Çakıcı, Hüsamettin
    Epifiz kırıkları sık karşılaşılan pediyatrik yaralanmalardır, uzun kemiklerde prematüre fiziyel kapanmaya sebep olur. Bugün için tedavisinde hala altın standart geliştirilememiştir. Epifiz kırıkları erişkin kemik kırıklarından hem oluş mekanizması hem de kırık iyileşmesi süreci ve komplikasyonları açısından önemli farklar içermektedir. Epifiz bölgesi kırıklarında kısmi veya total büyüme durmasına bağlı olarak ekstremite eşitsizlikleri ve açısal deformiteler meydana gelebilir. Üst ve alt ekstremitede ileri düzeyde fonksiyonel kısıtlılık yaratabilir. Salter Harris Tip 4 Epifiz kırıklarının (epifizden başlayıp metafize doğru uzanan kırık) tedavisinde; Kirschner (K) teli ile perkütan tespit veya açık redüksiyon + vida ile tespit sıkça kullanılan yöntemlerdir. Bu yöntemlerle tespit esnasında epifiz plağında kalıcı hasar oluşabilmekte ve implantın çıkartılması için ikinci bir cerrahi girişim gerektirmektedir. Ayrıca tedavi süresi boyunca pin dibi enfeksiyonu gelişebilmekte ve pin-vida çıkarımı gibi ek cerrahi işlem sonrasında enfeksiyon riski artabilmektedir. Çalışmamızda epifiz kırıklarının tespitinde; cerrahi komplikasyonlarını azaltmak veya tespiti sağlamlaştırıcı mevcut tedavi yöntemlerini desteklemek için , doku yapıştırıcısı olan N-Butyl-2-Cyanoacrylate?ı(NBCA) denedik. Hayvan deneyleri etik kurulu onayı alındıktan sonra ortalama ağırlıkları 1000 gr olan 7 haftalık 42 adet Yeni Zellanda Beyaz Tavşanlarının sol distal femurları çalışmaya dahil edildi. Tavşanlar grup 1 (NBCA) ve grup 2 (VİDA) olarak iki gruba ayrıldı. Her iki gruptaki tavşanların diz eklemine medial parapatellar insizyonla girilerek osteotom yardımıyla distal femurlarında Salter-Harris Tip 4 kırık oluşturuldu. Oluşturulan kırık Grup 1?de NBCA ile, Grup 2?de Vida ile tespit edildi. Postoperatif 1. , 3. ve 6. haftalarda her iki gruptaki tavşanlara ötenazi uygulandıktan sonra röntgenografileri çekildi. Daha sonra femurları deperioste edilerek histolojik çalışma için Na-EDTA ve formaldehit içeren saklama kaplarına konuldu.Elde edilen değerler SPSS 17.0 İstatiksel Programı Mann-Whitney-U yöntemi kullanılarak gruplar arası farklılıklar arştırıldı. p<0,05 anlamlı kabul edildi.Radyolojik sonuçlar değerlendirildiğinde, 6. hafta sonunda kaynama sonuçları açısından iki grup arasında fark saptanmadı. Histolojik sonuçlar değerlendirildiğinde, sadece postop 1. haftada kallus dokusunun Grup 2?de, Grup 1?e oranla daha erken oluştuğu istatistiksel olarak anlamlı bulundu (p< 0.004). Radyolojik ve histolojik sonuçlar birlikte değerlendirildiğinde Vida ile tedavi edilen grupta NBCA ile tedavi edilen gruba oranla daha erken iyileşme görülse de, postop 6. haftada tedavi tamamlandığında her iki grup arasında kırık iyileşmesi üzerine anlamlı bir fark görülmedi. Sonuç olarak; NBCA?in fiziyel bölge yaralanmalarında başarıyla kullanılabileceğini düşünüyoruz.Anahtar kelimeler: Epifiz kırıkları, Salter-Harris Tip 4, N-Butyl-2 Cyanoacrylate

| Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi | Kütüphane | Rehber | OAI-PMH |

Bu site Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile korunmaktadır.


Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Kütüphanesi, Bolu, TÜRKİYE
İçerikte herhangi bir hata görürseniz lütfen bize bildirin

DSpace 7.6.1, Powered by İdeal DSpace

DSpace yazılımı telif hakkı © 2002-2025 LYRASIS

  • Çerez Ayarları
  • Gizlilik Politikası
  • Son Kullanıcı Sözleşmesi
  • Geri Bildirim