Yazar "Kara, Buket" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 2 / 2
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Febril konvülziyonda R43Q mutasyonu ve CYP2C19 polimorfizminin klinik korelasyona etkisi(Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi, 2016) Kara, Buket; Kabakuş, NimetGiriş: Febrilkonvülziyon (FK)'nın patogonezi tam olarak bilinmemekle birlikte, ateş ile birliktelik gösteren multifaktöryel nedensellik üzerinde durulmaktadır. Bunlar arasında, son yıllarda yapılan çalışmalarda, genetik yatkınlık ön plana çıkmaktadır.GABA–A reseptörünün ? 2 subünitindeki R43Q (rs211037) mutasyonunun FK gelişiminde etkili olduğu bulunmuştur.Ayrıca; sitokrom P450 (CYP450) sistemi, ilaç metabolizmasında önemli bir yeri olan enzim sistemidir ve antiepileptik ilaçların metabolizmasından sorumludur. CYP2C9 ve CYP2C19 polimorfizmiantiepileptik ilaç tedavisine yanıtı belirlemede önemli rol oynamaktadır; dolaysıyla nöbet türünün davranışına ait bilgiler de sunabilmektedir. FK genetiğinde çok önemli role sahip bu iki antite, bizim çalışmamızın konusu oldu. Gereç ve Yöntem:Ağustos-2015 / Ocak -2016 tarihleri arasında çocuk nöroloji, çocuk acil ve çocuk sağlığı hastalıkları kliniğine başvuran çocuk nöroloğu tarafından FK tanısı alan tedavi ve takip altında olan hastalar retrospektif ve prospektif olarak çalışmaya dahil edildi. Hasta grubu belirlenen kriterlere göre 102 kişiden oluşturuldu. Kontrol grubu belirlenen kriterlere göre 96 kişiden oluşturuldu. Hastaların genetik analizlerinin yanında EEG ve ilaç kullanma durumları da değerlendirildi. Bulgular:Çalışma sonuçlarımızda öne çıkan anlamlı bulgular arasında: (i). Hasta grubunda aile öyküsünde FK bulunması kontrol grubuna göre anlamlı bulundu (p=0,003). (ii). FK'lı hastalarımızın çoğunluğu 1-3 yaş arasında (%58) iken; 1 yaş altı ve 3 yaş üstü daha az sıklıkla belirlendi (sırasıyla %30; %12) (iii). Hastalarımızda erkek cinsiyet baskındı (1,56/1). (iv). Hastalarımızda rekürrens oranı yüksek bulundu (%62; ortalama nöbet sayısı 2,26) (v). Hastalarımız büyük çoğunluğu basit FK (%73) iken; daha az oranını komplike FK oluşturmaktaydı (%27). (vi). Hastalarımızın büyük çoğunluğuna EEG çekimi yapıldı (%92; 92/100) ve bunların yarıdan fazlasında anormal EEG sonuçları elde edildi (%56). (vii). EEG anormalliği olan hastalarımızda ilaç kullanma oranıda yüksekti (37/56, %66,7,p=0,001). (viii).Hasta ve kontrol gruplarımızda R43Q mutasyon dağılımı benzerdi (sırasıyla; hasta grubu: 58 wild tip, %36 heterozigot, %6 homozigot mutasyon ve kontrol grubu: %56,3 wild tip, %35 heterozigot, %7,3 homozigot) (p=0,927). (ix). Hasta grubunda R43Q mutasyonun kliniğe etkisine bakıldığında; EEG anormalliği ve ilaç kullanımını anlamlı bulduk (sırasıyla p=0,032; p=0,021). (x).R43Q homozigot mutasyonu olan hastaların hepsinin EEG anormalliği mevcuttu ve ilaç kullanma oranı da ( 5/6, %83,3) yüksekti. (xi). Hasta grubunda CYP2C19'a ait metabolizör sıklığı: hızlı metabolizör %77, orta metabolizör %22, yavaş metabolizör %1 oranında bulundu. Bu oranların kontrol grubuyla benzeştiği belirlendi (hızlı metabolizör %80,2, orta metabolizör %16,7, yavaş metabolizör %3) (p=0,393) (xii). CYP2C19 polimorfizmine ait hasta grubunda hiçbir anlamlılık bulamadık (cinsiyet, ilk FK yaşı, nöbet sayısı, nöbet tipi, aile öyküsü, akrabalık, EEG ve ilaç); (p>0,05). Sonuç:FK'lı hastalarda R43Q mutasyonu ile CYP2C19 polimorfizmin kontrol grubuna göre benzer dağılım göstermekteydi. Ancak hasta grubunda R43Q mutasyonuna sahip olma EEG anormalliği ve ilaç kullanım gerekliliği için olumsuz katkı sağlamaktaydı. Bu durum FK'lı hastalarda R43Q mutasyonun bulunmasının prognostik önemini gösterebilir. Anahtar Kelimeler:febrilkonvülziyon, R43Q mutasyonu, CYP2C19 polimorfizmi, elektroensefalografi (EEG), ilaç.Öğe Yenidoğan kabızlığında unutulmaması gereken bir tablo; Hirschprung hastalığı(2015) Bilir, Sevil Göksügür; Bekdaş, Mervan; Kara, Buket; Tarakçı, Nuriye; Altunhan, Hüseyin; Öztürk, Hülya; Demircioğlu, FatihHirschprung Hastalığı enterik sinir sisteminin gelişimsel bir bozukluğu olup distal kolondaki myenterik ve submukozal pleksuslarda ganglion hücrelerinin yokluğu ile karakteriz edir. Bu durum etkilenen barsak kısmında peristaltizmin yokluğuna ve fonksiyonel intestinal tıkanıklığa yol aç ar. Yaklaşık 5000 canlı doğumda bir görülmekte ve genellikle mekonyum çıkışında gecikme, karın distansiyonu, beslenme intoleransı ve safralı kusma ile karşımıza çıkmaktadır. Burada yenidoğan döneminde Hirschprung Hastalığı tanısı konulmuş erkek bebeğin kli niği ve radyolojik tetkikleriyle değerlendirilmesi sunulmuştur.