Yazar "Doğan, Yüksel" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 3 / 3
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Halkımızda abdominal obezitede risk faktörü kümelenmeleri ve demografik dağılımı(2005) Onat, Altan; Uyarel, Hüseyin; Karabulut, Ahmet; Albayrak, Sinan; Doğan, YükselAmaç: Türk erişkinlerinde abdominal obezitenin yaş gruplarına ve coğrafi bölgelerimize göre dağılımı; abdominal obezitenin yüksek total ve düşük HDL kolesterol düzeyleri, sigara içimi, hipertansiyon ve diyabet gibi başlıca risk faktörleriyle kümelenme sıklığı ve tipleri araştırıldı. Çalışma planı: Çalışmaya, Türk Erişkinlerinde Kalp Hastalığı ve Risk Faktörleri (TEKHARF) çalışmasının son üç taramasında bel çevresi ölçülmüş olan 3267 kişi (1607 erkek, 1660 kadın; ort. yaş 52±12) alındı. Kardioyovasküler hastalık tanısı anamnezde angina varlığı, istirahat elektrokardiyografisinin Minnesota kodlamasına ve inme öyküsüne dayanılarak kondu. NCEP ATP III tarafından metabolik sendrom çerçevesinde önerilen bel çevresi ölçütlerine ve hipertansiyon tanımına uyuldu. Bulgular: Elli yaş ve üzerindeki her dört erkekten biri, her dört kadından üçü abdominal obeziteli bulundu. Abdominal obezite prevalansı bölgelerimize göre büyük farklılıklar sergilemedi. Abdominal obezitelilerde 3-5 risk faktörünün birlikteliği diğer kümelenmelere göre daha fazlaydı (p<0.001). İncelenen altı risk faktörü de kadında abdominal obeziteyle anlamlı bağımsız ilişki gösterirken, erkekte yalnız sigara, HDL-kolesterol düşüklüğü ve hipertansiyon bağımsız ilişki sergiledi. Erkeklerden farklı olarak, kadınlarda diyabet abdominal obeziteye üç kattan fazla eşlik etmekte ve bu ikisi hiperkolesterolemi ile anlamlı derecede fazla kümeleşmekteydi. Abdominal obezite, kadında koroner kalp hastalığı olasılığını diğer beş risk faktörü aracılığıyla belirlerken, erkekte anılan etmenlerin dışında bağımsız bir belirleyici niteliğine sahipti. Sonuç: Batıda türetilmiş ölçütler kullanıldığında, abdominal obezite Türk kadınında erkeğe kıyasla üç kat daha sık görülmektedir. Cinsiyete özgü önemli bir farkı açığa vuran abdominal obezite-diyabet-hiperkolesterolemi kombinasyonu Türk kadınındaki yüksek koroner kalp hastalığı riskine muhtemelen katkıda bulunmaktadır. Buna benzer bir çalışmanın Türk erkeği için daha önce önerdiğimiz ≥96 cm ölçütüyle tekrarlanmasında yarar vardır.Öğe Obstructive sleep apnea syndrome is associated with metabolic syndrome rather than insulin resistance(Springer Heidelberg, 2007) Onat, Altan; Hergenç, Gülay; Uyarel, Hüseyin; Yazıcı, Mehmet; Tuncer, Mustafa; Doğan, Yüksel; Can, GünayThe aim of this study was to investigate crosssectionally the prevalence and covariates of obstructive sleep apnea syndrome (OSAS) and its relationship to metabolic syndrome (MS), insulin resistance (IR), and coronary heart disease (CHD) in a population sample of 1,946 men and women representative of Turkish adults. OSAS was identified when habitual snoring and episodes of apnea were combined with another relevant symptom. MS was diagnosed based on modified criteria of the Adult Treatment Panel III and IR by homeostatic model assessment (HOMA). OSAS was identified in 61 men (6.4%) and 58 women (5.8%), at a similar prevalence, after adjusting for covariates. Among individuals with OSAS, significantly higher odds ratios (ORs), adjusted for age, body mass index (BMI), and waist girth, were observed for MS, hypertension, and prevalent CHD, but not for HOMA or menopause. Significantly higher C-reactive protein existed only in women with OSAS who were also more frequent smokers. In logistic regression models, waist circumference, but not BMI nor hypertension, was significantly associated with OSAS among men. In women, by contrast, current cigarette smoking and hypertension were the significant independent covariates. Regression models controlling for sex, age, and smoking revealed that MS (and not IR per se) was associated significantly with OSAS (OR 1.94) in nondiabetic individuals. To conclude, abdominal rather than overall obesity in men and smoking among women are significant independent determinants of OSAS in Turkish adults. OSAS is associated with MS rather than IR per se. Relatively high prevalence of OSAS is observed in Turkish women in whom it is significantly associated with CHD.Öğe Popülasyona dayalı bir çalışmada lipoprotein (a): Klinik önemi kadınlarımızda daha mı fazla?(2005) Onat, Altan; Yazıcı, Mehmet; Hergenç, Gülay; Doğan, Yüksel; Karabulut, Ahmet; Sarı, İbrahim; Türkmen, SerdarAmaç: TEKHARF Çalışması 2003/04 kohortunda serumda lipoprotein (a)’nın (Lp (a)) belirlendiği 665 kişide dağılımı, kardiyovasküler risk faktörleri, metabolik sendrom (MS) ve koroner kalp hastalığı (KKH) ile ilişkisi incelendi. Yöntemler: Metabolik sendrom tanısı Adult Treatment Panel III kriterlerine, KKH tanısı anamnezde angina varlığı ve 12-derivasyonlu istirahat elektrokradiyogramlarının Minnesota kodlamasına dayanılarak kondu. Örneklemin %44’ünde MS, %14’ünde KKH mevcuttu. Behring nefelometresiyle ölçülen Lp(a) değerleri normal dağılım sergilemediğinden, analizler log-transformasyonla yapıldı. Bulgular: Ortalama yaşı 55.5 ±12.0 yıl olan 286 erkek ve 379 kadında, geometrik ortalama değer sırasıyla 9.46 ±2.90 mg/dL ve 10.46 ±3.00 mg/dL (p>0.2) olup yaşla hafif artıyordu (r =0.08). Başta apolipoprotein A-I ve B ile düşük yoğunluklu lipoprotein kolesterol (LDL-K) (r =0.15) olmak üzere, total kolesterol, yüksek yoğunluklu lipoprotein kolesterol (HDL-K), sistolik kan basıncı ve log C-reaktif protein ile anlamlı doğrusal, erkeklerde tiroid uyarıcı hormon (r =-0.25), kadınlarda log gama glutamiltransferaz ile anlamlı ters korelasyonlar kaydedildi. Log insülin dahil olmak üzere, Lp(a)’nın 10 parametre ile iki cinsiyette de anlamlı ilişkisi görülmedi. Bağımsız belirleyicileri için lineer regresyon analizinde serum total kolesterol ve sistolik kan basıncı ile Lp(a) arasında pozitif, bel çevresi ile her iki cinsiyette, gama glutamiltransferaz ile Lp(a) arasında yalnız kadınlarda ters anlamlı ilişki kaydedildi. Lojistik regresyon analizlerinde erkeklerde Lp(a) ne MS, ne de KKH olasılığı için ilgi çekici bir ilişki gösterdi. Kadınlarda Lp(a) ile MS arasında yaştan bağımsız sınırda anlamlı bir ters ilişki bulunduğu gibi, Lp(a) >30 mg/dl düzeyi yaş ve MS’ten bağımsız şekilde prevalan KKH için (anlamlılığa yaklaşmadıysa da) 1.62’lik odds oranı (OR) sergiledi. Lipoprotein(a) >30 mg/dl ile LDL-K >150 mg/dl birlikteliği tüm erişkinlerde yaş, MS, sigara içimi ve LDL-K kategorileri için ayarlandıktan sonra, 1.92’lik OR (p<0.19) kaydedildi. Sonuç: Değişkenliğinin ezici bir oranda apo(a) genine bağlı olduğu bilinen Lp(a), bu çalışmada en çok abdominal obezite ölçütü ile anlamlı bağımsız (ters) ilişki içindeydi. Kadınlarda yüksek Lp(a) düzeylerinin MS’in daha az geliştiği bir ortamla eşlik ettiğine dair, KKH olasılığı için ise MS’ten bağımsız bir risk eğilimi gösterdiği yolunda ipuçları elde edildi. Daha geniş incelemelere ihtiyaç olduğu açıktır.