Yazar "Canyurt, Dilek" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 12 / 12
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Agonistik demokrasinin Suriye için olasılıkları(2020) Canyurt, Dilek; Dalar, MehmetBu çalışmada Suriye krizinin çözülmesi ve Suriye’nin geleceğiyle ilgili önerilen yönetim modellerinden agonistik demokrasi anlayışı üzerinde durulmuştur. Suriye’nin toplumsal yapısını ve yönetim durumu ele alan bu çalışma, özellikle farklı dinsel, mezhepsel ve etnik gruplardan oluşan ülkelerde ortak yaşam biçimi olarak önerilen agonistik demokrasi modelinin Suriye bağlamında mümkün olup olmayacağını analiz etmektedir. Dış güçler tarafından bir devlete müdahale aracı olarak kullanılan ve bilinen demokrasinin tanımı dışında agonistik demokrasi ile hegemonya ilişkisine değinen bu çalışma, üniter Suriye bağlamında agonsitik demokrasinin zayıf ve güçlü yönlerini incelemektedir.Öğe BELÇİKA’DA SİYASİ KRİZLER VE OYDAŞMACI DEMOKRASİ’NİN BAĞLAMLARI(2020) Canyurt, DilekBelçika, Lijphart’ın teorisyenliğini yaptığı oydaşmacı demokrasinin en iyi örneği olarak gösterilen ülkesi iken,ülkede baş gösteren siyasi sıkıntılar bunun böyle olmadığını ortaya çıkartmıştır. Gerçekte olan, Belçika’dayüzyıllardır süren bir mücadelenin ve dilsel özgürlük çabalarının günümüze kadar ulaşan yansımalarından başka birşey değildir. Belçika, Flamanlar ve Valonlar adı verilen, Flamanca ve Fransızca konuşan iki büyük toplumun federalbir devlette yaşadığı bir ülkedir. Ülke tarihi bu iki dil grubunun birbirleriyle olan demokratik hak talebi mücadeleleriile şekillenmiştir. Bu mücadeleler dilsel özgürlükler üzerinedir. Mücadeleler o kadar güçlü olmaktadır ki siyasihayatına üniter bir devlet sistemi ile başlayan Belçika, 1970 yılında yapılan anayasal değişiklik ile dilsel bölgelereayrılmış ve oydaşmacı modeldeki güç paylaşımı özelliğini tam anlamı ile uygulamaya başlamıştır. Ülke 1993’teyapılan anayasal reform sonucunda federal devlete dönüşmüştür. Ayrıca dil ile ilgili haklar bağlamında da defalarcaanayasal değişiklik yapılmıştır. Bu değişimlerden dolayı bazıları, sistemin konfedere bir yapıya dönüşeceğini hattabunun iki tarafın bağımsızlığına kadar varabileceğini iddia etmektedirler. Başlangıçta toplumun gerilimli alanlarınıaşmak ve topluluklara dilsel özgürlüklerini kazandırmak için uygulanan oydaşmacı modelin, ülkeyi birlikte tutmayane zamana kadar gücü yetecektir bilinmez ama yakın zamanda bir ayrılık beklemek de yanlış olacaktır. Bubağlamdan çalışmanın konusu oydaşmacı modelin özellikleri ve Belçika’daki uygulamalarının araştırılması, amacıise Belçika’daki sorunların oydaşmacı demokrasi ile ilintisinin incelenmesidir.Öğe Çok katmanlı toplumlarda demokrasi: Suriye örneği(Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi, 2018) Canyurt, Dilek; Dalar, MehmetSiyaset biliminde yapılan yoğun tartışmalardan biri, farklı alt kültürlere sahip ülkelere, hangi demokrasi modellerinin uygun olabileceği konusudur. Bu bağlamda, "iç savaş" halindeki toplumlarda dahi, toplumlar için gerekli "politik" koşulu sağlamak açısından demokrasinin son modellerini incelemek önemlidir. Suriye'deki "siyasal rejim" sorusunu problem haline getirmek; oydaşmacı, müzakereci ve agonistik demokrasi modellerinin değerlendirilmesinde bize eşsiz bir fırsat sunmaktadır. Bu tür teorik çabalar, bu tezin önündeki pratik gerçeklikler (Batı ile Doğu arasındaki farklılık, kültürel özcülük iddiası ve liberal asimilasyon tuzağı) göz önüne alındığında, ilk bakışta çok riskli görünmektedir. Fakat evrenselcilik veya kültürel özcülüğün popülaritesini yitirmesinden ayrı olarak, radikal kültürel farklılıklara sahip ülkeler veya toplumlar için, en azından ikinci en iyi çözümü ele almak, bu tezin ana gayesi olacaktır. Pek çok kimse tezin konusunu, devam eden iç savaşın gerçekliğinden dolayı, ütopik olarak düşünebilecektir. Yine de, Avrupa'daki din savaşları, Amerika'daki kuzey-güney savaşı gibi iç savaşların bugünkü liberal demokrasilerin oluşumunda çok önemli rolünü vurgulamak, abartmak anlamına gelmemektedir. Nitekim, liberal demokrasilerin meşruiyet krizine bir cevap olarak, hem müzakereci hem de agonistik modeller liberal demokratik rejimlerin deneyimlerinin bir eleştirisi olarak ortaya çıkmıştır. Dolayısıyla bu tez, Suriye'nin politik durumunun trajik karakteri ile uyuşmaktadır. Bu çalışmada, ilgili demokrasi teorileri öncelikle ayrıntılı olarak ele alınmış ve Suriye'nin tarihi yapısı incelenmiştir. Daha sonra Suriye'nin siyasal ve toplumsal dokusu analiz edilmiş, bunu genel olarak medya haberlerinin taranması ve ilgili kişisel görüşmelerin kullanılması yoluyla mevcut sürecin araştırılması takip etmiştir. Bütün bunların ışığında, her üç demokrasi modelinin öğelerini içeren, bir tür "karma" model geliştirilmeye çalışılmıştır. Buna göre; yeni demokratik sistem, müzakereci demokrasi temelinde fikir birliği ideali üzerine kurulmalıdır. Yine de, her toplumun geleneksel liderlerinin verimli komisyonlar oluşturarak bir araya gelebildiği, toplumun entelektüel kaynaklarını dikkate alarak, oydaşmacı araçları yerleştirmek kaçınılmazdır. Farklılıklara yol açmadan toplulukların agonik birlikteliğini de anımsamak çok önemlidir. Bütün bunlara sivil toplumun güçlendirileceği, radikal demokrasi tarafından kabul edilen bir yapıyla ulaşılabilecektir. Farklılıkların ve şiddetli rekabetin toplumda nefret içermemesi gerektiği, bunların hükümet tarafından normal görüldüğü, agonistik modele uygun olarak siyaset içinde tutulduğu bir sistem tasarlanmaktadır. Sonuç olarak; bu üç demokrasi modelinin bazı özelliklerini kullanan karma bir politik sistemin Suriye için uygun olacağı düşünülmektedir. Anahtar Kelimeler: Suriye, İç Savaş, Oydaşmacı Demokrasi, Müzakereci Demokrasi, Agonistik Demokrasi.Öğe Ermenistan dış politikası ve konstrüktivizm: Türkiye örneği(2016) Canyurt, Dilek1991 yılında Soğuk Savaş'ın ardından kurulan genç Ermenistan Devleti'nin, Türkiye ile normal bir ilişki kurması bu güne kadar mümkün olamamıştır. Bunun en temel nedenlerinden biri Ermeniler ve Türkler arasında var olan ortak geçmiştir ve geçmişten günümüze gelen bir takım sorunlardır. Jeopolitik konumu olarak kapalı bir havzada olan Ermenistan'ın Türkiye ile iyi ilişkiler kurması kendi çıkarına olmasına rağmen, gerçekte durum tam tersi gelişmiştir. Özellikle Ermenistan'ın dış politikasını Türkiye ile tarihi yaşanmışlıklar şekillendirmiş ve diasporanın etkinliğinin de katkılarıyla Türk düşmanlığı üzerine bir kimlik inşası ile dış politikalarını kurgulamışlardır. Ermenistan'ın bu kimlik endeksli dış politikası ise uluslararası ilişkiler teorilerinden konstrüktivist yaklaşıma önemli bir örnek olay olmaktadır. Bu makalede, Ermenistan'ın dış politikasının temel bazı özelliklerinin konstrüktivist yaklaşıma iyi bir örnek oluşturduğu gösterilmektedir.Öğe Hafez Assad's decisions: a study in the context of prospect theory(Hale Sivgin, 2022) Canyurt, DilekHafez Assad, who ruled Syria for nearly 30 years, draws attention as an important leader in the political history of the country. Assad was not only a leader, but also the sole power in the country. The regime he built was shaped under the umbrella of the Baath party, and this party became the institutionalized version of Assad, as it were. After his death, the Baath regime continues with his son Bashar Assad in Syria, despite the Civil War environment. Hafez Assad's ability to be this strong is owing to the decisions he made both in his personal life and in his political life Assad's strategic decisions determined the future of Syria as well. Analyzes of leaders have drawn attention as one of the most important fields in political studies. Leadership studies are generally included in decision making theories. In this study, Assad's decisions were analyzed from the perspective of prospect theory through analytical examples, Prospect theory is included in decision-making theories. As a result, it was determined that the important decisions Assad made in his life supported the assumptions of prospect theory.Öğe Hafız Esad’ın Kararları: Olasılık Teorisi Bağlamında Bir İnceleme(2022) Canyurt, DilekSuriye’ye yaklaşık 30 yıl hâkim olmuş olan Hafız Esad ülkenin siyasi tarihinde önemli bir lider olarak dikkat çekmektedir. Esad sadece bir lider değil aynı zamanda ülkede tek güç sahibi de olabilmiştir. İnşa ettiği rejim Baas partisi şemsiyesi altında şekillenmiş ve bu parti Esad’ın adeta kurumsallaşmış hali olmuştur. Ölümünden sonra da Baas rejimi İç Savaş ortamına rağmen Suriye’de, oğlu Beşar Esad ile devam etmektedir. Hafız Esad’ın bu denli güçlü olabilmesi hem şahsi hayatında hem de siyasi hayatında vermiş olduğu kararlar sayesindedir. Esad’ın stratejik kararları Suriye’nin de geleceğini belirlemiştir. Politika çalışmalarında lider analizleri önemli bir alan olarak dikkat çekmektedir. Lider çalışmalarına genellikle karar verme teorileri içerisinde yer verilmektedir. Bu çalışmada da Esad’ın kararları analitik örnekler üzerinden karar verme teorileri içerisinde yer alan olasılık teorisinin bakış açısıyla analiz edilmiştir. Sonuç olarak, Esad’ın hayatında vermiş olduğu önemli kararların, olasılık teorisinin varsayımlarını desteklediği tespit edilmiştir.Öğe İktidarın Gücünün Gözüktüğü Yer: İzleme ve Disiplin(2020) Canyurt, DilekModern dönemlerde teknolojik gelişmelerle doğru orantılı olarak, başkalarıüzerinde iktidar sahibi olmayı isteyen her kesimin imkanları artmıştır. Buçalışmada amaç, son günlerde Facebook ve Twitter gibi popüler sosyal medyamecralarında kişisel mahremiyetin ihlalleri noktasında ortaya çıkanskandalların verdiği ivme ile iktidarın gücü, izlenme, disiplin gibi konularhakkında farkındalığın arttırılmasıdır. Bu yapılırken Foucault’un perspektifitercih edilmiştir. Foucault’un tarif ettiği iktidar biçimi, sadece devlet erkiniifade etmemekte, başkalarına hükmeden her kişi ve kurum bu tarif içerisinegirmektedir. Bu çalışmada izlenme konusuna odaklanılırken, ‘Ponepticonmodeli’ hapishaneler üzerinden, iktidar-suç-izlenme arasındaki ilişkilerevurgu yapılmıştır. Sonuç olarak anlaşılmıştır ki tıpkı eski çağların iktidarsahipleri gibi günümüzde de iktidar olmak isteyenler toplum hakkındaolabildiğince bilgi sahibi olmak için gözetleme/izleme ile ilgili her yöntemikullanmaktadırlar. İzleme ve izlenmenin son derece yaygın hale gelmesi onunnormalleşmesini de beraberinde getirmiş adeta bir alışkanlık boyutunavarmıştır.Öğe KAZANANI OLMAYAN SAVAŞ “SURİYE İÇ SAVAŞI”: NEDEN BİTMEDİ, BARIŞ NASIL GELEBİLİR(2018) Canyurt, DilekSuriye krizi 2011 yılından günümüze bir iç savaşa dönüşmüş ve giderek daha da kaotikbir hale gelmiştir. Bu güne kadar ise henüz barış gelmemiştir. Bu çalışma Suriye krizininneden bitmediğini açıklayarak, arabuluculuk faaliyetlerinde bulunanların barışın gelebilmesiiçin dikkat etmesi gereken bazı konulara değinmektedir. Bunlar: Beşar Esad’a sembolik birliderliğin verilmesi, Suriye’yi bilen objektif bilim adamlarının ve toplumun önde gelenlerinin vetüm tarafların hazır bulunduğu toplantılar yoluyla, ülkenin geleceğinin inşa edilmesi ve radikalkesimler içerisinden diyaloğa açık olanların da barış sürecine katılarak normalleştirilmeleri veekonomik yardımlar gibi dikkat çeken önerileri kapsamaktadır.Öğe Kazananı olmayan savaş “Suriye iç savaşı”: Neden bitmedi, barış nasıl gelebilir?(2018) Canyurt, DilekSuriye krizi 2011 yılından günümüze bir iç savaşa dönüşmüş ve giderek daha da kaotik bir hale gelmiştir. Bu güne kadar ise henüz barış gelmemiştir. Bu çalışma Suriye krizinin neden bitmediğini açıklayarak, arabuluculuk faaliyetlerinde bulunanların barışın gelebilmesi için dikkat etmesi gereken bazı konulara değinmektedir. Bunlar: Beşar Esad’a sembolik bir liderliğin verilmesi, Suriye’yi bilen objektif bilim adamlarının ve toplumun önde gelenlerinin ve tüm tarafların hazır bulunduğu toplantılar yoluyla, ülkenin geleceğinin inşa edilmesi ve radikal kesimler içerisinden diyaloğa açık olanların da barış sürecine katılarak normalleştirilmeleri ve ekonomik yardımlar gibi dikkat çeken önerileri kapsamaktadır.Öğe SURİYE’DE OYDAŞMACI DEMOKRASİ: OLASI RİSKLER VE FIRSATLAR(2020) Dalar, Mehmet; Canyurt, DilekSiyaset biliminde yapılan yoğun tartışmalardan biri, farklı alt kültürlere sahip ülkelere, hangi demokrasi modellerinin uygun olabileceği konusudur.. İçerisinde çok farklı alt kültürleri ve bunlara ait talepleri barındıran Suriye, 2011 yılından beri temelde yönetimsel sorunlarından kaynaklı patlak veren bir iç savaş yaşamaktadır. Ülkenin içinde bulunduğu durum aynı zamanda Suriye için demokrasi tartışmalarının da önünü açmıştır. Bu çalışmada da oydaşmacı demokrasi modeli, Suriye’nin toplumsal, siyasal ve tarihi yapısı üzerinden değerlendirilmiş ve modelin ülke için olası riskleri ve fırsatları ortaya konulmaya çalışılmıştır. Bu çalışmada, ilgili demokrasi teorisi öncelikle ayrıntılı olarak ele alınmış ve Suriye'nin tarihi yapısı incelenmiştir. Daha sonra Suriye'nin siyasal ve toplumsal dokusu analiz edilmiş, bunu genel olarak medya haberlerinin taranması ve ilgili kişisel görüşmelerin kullanılması yoluyla mevcut sürecin araştırılması takip etmiştir. Geleceğin Suriye’si için muhtemel bir model olan ‘consociational’ demokrasi modeli; nispi seçim sisteminin olduğu çok partili sistemde, federal ve ya merkezi olmayan yönetim, güçlü iki meclislilik ve diğer kurumlar ile geniş bir koalisyon kabinesinin temelinde güç paylaşımına vurgu yapan bir sistemi tarif etmektedir. Sonuç olarak modelin ülkedeki ayrılıkların daha bir derinleşmesi ve yeni kurulacak sistemin hantallığından kaynaklı işlevsiz kalması gibi oldukça riskli yönleri de bulunmaktadır. Bununla birlikte oydaşmacı modele ait, toplumun entelektüel kaynaklarını dikkate alarak, oydaşmacı araçları yerleştirmek kaçınılmazdır. Ülkedeki elitlerin etkili oldukları ve uzlaşmaya varabilmek için pazarlıkların yapılması gibi bazı özellikleri, geleceğin Suriye’sinde barış ve istikrarın devamı adına kullanılabileceği düşüncesine varılmıştır.Öğe Swot analizi tekniği ile Suriye'de demokrasi imkanı(2019) Canyurt, Dilek; Dalar, MehmetSuriye krizinin çözu?mu? ile u?lkedeki kalıcı barışın tesis edilmesinde önemli bir faktör olarak göru?len demokrasiyi kısaca analiz eden bu çalışma, Suriye için nasıl bir demokrasinin olabileceğini SWOT (Strengths, Weaknesses, Opportunities, Threats - Gu?çlu? yönleri, Zayıf yönleri, Fırsatlar, Tehditler) analiz bağlamında incelemektedir. Suriye’deki toplumlar arasındaki çatışmalara yol açan faktörlere ve Suriye’deki hu?ku?met ve muhalif unsurlarının demokrasiyle ilgili yaklaşımlarına değinen bu çalışma, Suriye’nin toprak bu?tu?nlu?ğu? dahilinde bu?tu?n farklı etnik, dinsel ve mezhepsel unsurların barış içinde demokratik bir yapıda yaşamaları konusunda fırsat alanlarını araştırmaktadır. Çok katmanlı toplum göru?ntu?su?nu? veren Suriye toplumunun sosyal yapısı ile siyasal özelliklerini dikkate alarak demokrasi yönu?nden Suriye’nin gu?çlu? ve zayıf yönlerini inceleyen çalışmamız bu konuda fırsatların ve tehditlerin neler olduğunu ortaya koymaktadır.Öğe Türkiye'nin Sahra güneyi Afrika dış politikası: Konstrüktivist bakış açısından sivil toplum kuruluşlarının rolü(Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi, 2012) Canyurt, Dilek; Dalar, Mehmet1998 yılında Türkiye'nin aldığı `Afrika'ya açılım planı' kararıyla Türkiye'nin dikkati bu bölgeye çekilmiş, yaklaşık yüz yıl unutulan bir kıta tekrar hatırlanmıştır. Aslında kıtayla ortak bir tarihi geçmişe sahip olduğundan dolayı, ilişkileri ilerletmek pek de zor olmamıştır. Bu bölgede Osmanlının yaklaşık 400 yıl Osmanlının hâkim güç olduğudüşünülürse bu etkinin ilişkilerde kendisini göstereceği kaçınılmaz bir gerçektir. Yine de ilk yıllarda ağır ilerleyen süreç 2000'li yıllara gelindiğinde Afrika, özelde Sahra güneyi Afrika Türkiye için çok yönlü dış politikasının yeni bir açılım kapısı olmuştur. Bu çerçeveden kıtayla ilişkileri arttırma adına karşılıklı üst düzey ziyaretlerin artması ve yeni büyükelçiliklerin devreye girmesi dışında bu bölge ülkelerinden öğrencilere devlet bursu sağlama gibi imkânlar seferber edilmiştir. Bu gibi etkinliklerin siyasi neticeleri de Türkiye'nin Birleşmiş Milletler (BM) genel kurulu geçici üyeliği için Sahra güneyi ülkelerinden blok halinde lehte oy alınmasıyla çok geçmeden görülmüştür. Bu etkinliklerin ekonomik sonuçları da, 12 kat artan ticaret hacmiyle kendini belli etmiştir.Gelişen Türkiye-Sahra Güneyi Afrika ilişkilerinde Türk sivil toplum kuruluşları (STK)'nın ne derece etkin olduğu ise, bölgede etkin birkaç sivil toplum kuruluşunun bölgeye yönelik faaliyetlerinin analizleriyle ölçülmeye çalışılmıştır. Sonuç olarak ise sivil toplum kuruluşlarının Türkiye'nin güvenilen bir ülke olmasına önemli katkıları olduğu gibi, gelişen ticaret hacminde işadamlarının kurduğu sivil toplum kuruluşlarının etkisi tespit edilmiştir. Bu çerçeveden sivil toplum kuruluşlarının bölgeye yönelik etkinlikleri konstrüktivist perspektifle incelendiğinde ise, karşılıklı güven ortamına ve `biz' duygusunun oluşmasına zemin hazırladığı tespit edilmiştir. Ayrıca kamu diplomasisi potansiyelleri açısından sivil toplum kuruluşlarının etkinliklerinin önemli katkılar sağladığı sonucuna ulaşılmıştır.Anahtar Kelimeler: Konstrüktivizm, dış politika, Sahra güneyi Afrika, sivil toplum kuruluşları (STK), kamu diplomasisi.