Yazar "Bayrak, M. Burcu" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 3 / 3
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Komünist Manifesto’daki ‘the Idiocy of Rural Life’ İfadesinin Anlamı Üzerine: Kır Hayatının ‘Aptallığı’ mı ‘Yalıtılmışlığı’ mı?(2020) Bayrak, M. Burcu; Erençin, ArifMarx ve Engels’in kaleme aldıkları Komünist Manifesto adlı eser, yazıldığı dönemdengünümüze kadar güncelliğini korumuştur. Tüm bu zaman boyunca da birçok yanlışanlamanın ve yanlış yorumun konusu olmuştur. Bunun arkasında yatan nedenlerden biri,hatalı çeviridir. Bu çalışmada, Komünist Manifesto’nun farklı çevirilerinde en sık rastlananhatalardan birine konu olan ‘the idiocy of rural life’ ifadesinde yer alan ‘idiocy’ sözcüğü,hem etimolojik bağlamda hem de Komünist Manifesto’nun kapitalist kentleşme sürecineilişkin analizini kendi tutarlılığı içinde doğru anlamak amacıyla ele alınmıştır. Eski Yunanca‘idios’ sözcüğünden türetilmiş olan ‘idiocy’nin anlamı, Hal Draper’ın gösterdiği üzere,zaman içinde değişerek ‘yalıtılmışlık’tan ‘aptallık’a doğru kaymış ve sözcüğün eski anlamıtamamen ortadan kalkmıştır. İngilizce çevirilerde sık rastlanan bu hatalı çeviri sorunu, bukonuda önemli bir istisna olan Nail Satlıgan çevirileri dışında, Komünist Manifesto’nunTürkçe çevirilerinde de görülmektedir.Dolayısıyla Türkçe yazın, gerek konuyu ele almamaları gerekse de yanlış çeviriye dayalıhatayı sürdürmeleri nedeniyle yetersiz kalmaktadır. ‘Idiocy’ sözcüğünün doğru anlamınıyeniden gün yüzüne çıkarmanın iki önemli katkı sağlayacağı düşünülmektedir. İlk olarak,19. yüzyılda kapitalizmin aldığı biçim üzerinde belirleyici bir unsur olan kır-kent çelişkisinive bu çelişkiye burjuvazinin müdahalesini daha doğru bir biçimde anlamak mümkünolabilecektir. İkinci olarak da ‘idiocy’ sözcüğünün Komünist Manifesto’da karşılığının‘aptallık’ olarak çevrilmesi ile Marx ve Engels birlikte; Louis Bonaparte’ın 18 Brumaire’iadlı eserinde ‘bir çuval patates’ benzetmesi nedeniyle de Marx tek başına; köylülere karşıaşağılayıcı ya da küçümseyici bir yaklaşım sergiledikleri yönündeki olumsuz eleştirilerinhedefi olmaktadırlar. Dolayısıyla ‘the idiocy of rural life’ söz öbeğinin doğru çevrilmesive ‘bir çuval patates’ metaforunun bağlamından koparılmadan okunmasıyla bu iki ifadenin, olumsuz eleştirilerin dayanak noktası olmalarının önüne geçilebilecektir. Marxve Engels’in kırsal yaşama atfettiği niteliğin ‘aptallık’ hali olmaktan kurtarılması için doğrubir okumanın yapılması; kır-kent ayrımı bağlamında kırsal emeğin, kentin entelektüelyaşamından ‘yalıtılmışlığı’ üzerinden değerlendirilmesi ve kapitalist kentleşme bağlamındakırsallığın burjuvazi ile doğru biçimde ilişkilendirilmesi gerekmektedir.Öğe Komünist Manifesto’daki ‘the idiocy of rural life’ ifadesinin anlamı üzerine: Kır hayatının ‘aptallığı’ mı ‘yalıtılmışlığı’ mı?(2020) Bayrak, M. Burcu; Erençin, ArifMarx ve Engels’in kaleme aldıkları Komünist Manifesto adlı eser, yazıldığı dönemden günümüze kadar güncelliğini korumuştur. Tüm bu zaman boyunca da birçok yanlış anlamanın ve yanlış yorumun konusu olmuştur. Bunun arkasında yatan nedenlerden biri, hatalı çeviridir. Bu çalışmada, Komünist Manifesto’nun farklı çevirilerinde en sık rastlanan hatalardan birine konu olan ‘the idiocy of rural life’ ifadesinde yer alan ‘idiocy’ sözcüğü, hem etimolojik bağlamda hem de Komünist Manifesto’nun kapitalist kentleşme sürecine ilişkin analizini kendi tutarlılığı içinde doğru anlamak amacıyla ele alınmıştır. Eski Yunanca ‘idios’ sözcüğünden türetilmiş olan ‘idiocy’nin anlamı, Hal Draper’ın gösterdiği üzere, zaman içinde değişerek ‘yalıtılmışlık’tan ‘aptallık’a doğru kaymış ve sözcüğün eski anlamı tamamen ortadan kalkmıştır. İngilizce çevirilerde sık rastlanan bu hatalı çeviri sorunu, bu konuda önemli bir istisna olan Nail Satlıgan çevirileri dışında, Komünist Manifesto’nun Türkçe çevirilerinde de görülmektedir. Dolayısıyla Türkçe yazın, gerek konuyu ele almamaları gerekse de yanlış çeviriye dayalı hatayı sürdürmeleri nedeniyle yetersiz kalmaktadır. ‘Idiocy’ sözcüğünün doğru anlamını yeniden gün yüzüne çıkarmanın iki önemli katkı sağlayacağı düşünülmektedir. İlk olarak, 19. yüzyılda kapitalizmin aldığı biçim üzerinde belirleyici bir unsur olan kır-kent çelişkisini ve bu çelişkiye burjuvazinin müdahalesini daha doğru bir biçimde anlamak mümkün olabilecektir. İkinci olarak da ‘idiocy’ sözcüğünün Komünist Manifesto’da karşılığının ‘aptallık’ olarak çevrilmesi ile Marx ve Engels birlikte; Louis Bonaparte’ın 18 Brumaire’i adlı eserinde ‘bir çuval patates’ benzetmesi nedeniyle de Marx tek başına; köylülere karşı aşağılayıcı ya da küçümseyici bir yaklaşım sergiledikleri yönündeki olumsuz eleştirilerin hedefi olmaktadırlar. Dolayısıyla ‘the idiocy of rural life’ söz öbeğinin doğru çevrilmesi ve ‘bir çuval patates’ metaforunun bağlamından koparılmadan okunmasıyla bu iki ifadenin, olumsuz eleştirilerin dayanak noktası olmalarının önüne geçilebilecektir. Marx ve Engels’in kırsal yaşama atfettiği niteliğin ‘aptallık’ hali olmaktan kurtarılması için doğru bir okumanın yapılması; kır-kent ayrımı bağlamında kırsal emeğin, kentin entelektüel yaşamından ‘yalıtılmışlığı’ üzerinden değerlendirilmesi ve kapitalist kentleşme bağlamında kırsallığın burjuvazi ile doğru biçimde ilişkilendirilmesi gerekmektedir.Öğe Şikago Okulu’nun Düşünsel Temelleri: Albion W. Small ve Georg Simmel(2022) Bayrak, M. BurcuSistematik kent çalışmalarının başlangıç noktası olarak kabul edilen Şikago Okulu; kentsel sosyolojinin kurumsallaşmasını sağlaması ve ABD’de bir ekol oluşturabilen ilk gelenek olması nedeniyle, genel olarak, düşünsel ve tarihsel bağlamından kopuk olarak ele alınmaktadır. Bu durum da sadece kent araştırmaları açısından değerlendirilmesine ve yapılan çalışmaların eksik kalmasına neden olmaktadır. Oysa ki Şikago Okulu, Albion W. Small’un ABD’de bağımsız bir sosyoloji bilimi kurma isteği ve çabasıyla paralel olan ve Amerikan sosyolojisi içinde anlam kazanan bir öneme sahiptir. Şikago Okulu’nu bir ekol haline getiren düşüncelerin özünde Small’un sosyoloji anlayışı, Small’un sosyoloji anlayışının özünde de büyük ölçüde Georg Simmel’in düşünceleri bulunmaktadır. Bu doğrultuda, Şikago Okulu’nun Amerikan sosyolojisinin kurumsallaşması süreciyle birlikte değerlendirilmesi gereğine dikkat çekmeyi hedefleyen çalışmanın iki amacı bulunmaktadır. Birincisi, Şikago Okulu’nun bir ekol olabilmesi için Small’un sağladığı katkı ile yarattığı zemini gösterebilmek ve Small üzerindeki Simmel etkisini ortaya koyabilmektir. İkincisi ise Simmel’in Small üzerindeki etkisinin yanı sıra Şikago Okulu’yla, özellikle de Park ve Wirth ile olan bağını kurabilmektir.