Yazar "Ataman, Muhittin" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 6 / 6
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Bush dönemi amerikan dış politikası: bir aşırı-yayılmacılık denemesi 1
    (2012) Ataman, Muhittin; Gökcan, Özkan
    11 Eylül 2001 günü gerçekleşen saldırılar, ABD ve Amerikan halkı için dünyanın değiştiği gün olarak tarihe geçmiştir. Yaklaşık üç bin sivilin hayatını kaybettiği bu olaydan kısa bir süre sonra Amerikan dış politika anlayışı radikal bir değişim yaşamıştır. Dış politikanın ilke ve önceliklerinin büyük ölçüde değiştiği bu yeni dönemde, George W. Bush ve ekibi daha saldırgan ve tek yanlı bir yönetim sergilemeye başlamıştır. Bu çalışmanın amacı, radikal bir değişimin yaşandığı Bush dönemi Amerikan dış politika anlayışını teorik açıdan analiz etmektir. Bu analiz, Jack Snyder’in uluslararası politikanın ve aşırı yayılmacılığın üç büyük teorisinin varsayımlarını sentezlediği “büyük birleşik teori” temel alınarak yapılmıştır. Analizin sonucuna göre, Snyder’in özellikle Hitler Almanyası’nın dış politika anlayışını açıklamada kullandığı teorisi, 11 Eylül saldırıları sonrası Bush Dönemi ABD dış politikasının nasıl bir eğilim sergilediğini en başarılı şekilde açıklayan teoridir.
  • Küçük Resim
    Öğe
    Civilizational approach to multilateral politics: The European Union and world politics
    (Nova Science Publishers, Inc., 2009) Ataman, Muhittin
    Civilizations, “the highest-level of analysis below that of human species,”1 are the main divisions of humanity and the largest cultural alignments including many countries.2 There are many factors that constitute civilizations. Among others, religion is the principal part determining civilizations.3 Considering civilizations as basic divisions of peoples is not new. What is new is considering cultures and civilizational identities as significant determinants of world politics and conceptualizing international relations in terms of cultural units and civilizations.4 Many recent academic and practical discussions are about inter-civilizational relations. There are various views on this relationship. While some scholars see civilizations as the main source of conflicts, some others consider them as the foundation of peace and stability. With the end of the Cold War, many intellectuals and states suggested that the world was brought at the brink of a global war among civilizations without battlefields and borders. As pointed out by Glenn E. Perry, “the third millennium A.D. has started with the specter of a clash among civilizations haunting humanity.”5 Many other intellectuals and countries asserted arguments that claim dialogue between civilizations in today’s interconnected and interdependent world.
  • Küçük Resim
    Öğe
    Fransız kamuoyunun Türkiye’ye bakışı: AB üyeliği, kimlik ve diğer faktörler
    (2012) Ayhan, Veysel; Dalar, Mehmet; Ataman, Muhittin
    Türkiye’nin AB’ye tam üye olması için Avrupa’nın önemli ve başat ülkesi olan Fransa’nın tavrı ve yaklaşımı önemli rol oynamaktadır. Fransız karar vericilerin davranışlarını, iç ve dış politika kararlarını etkileyen kamuoyunun Türkiye hakkındaki algılamaları, yargıları ve tutumları, Türkiye’nin AB üyesi olması sürecinde etkisini hissettirmektedir. Bu çalışmamız, Fransa’da kamuoyunun Türkiye algılamasını tanımlayan, değerlendiren ve kamuoyunun oluşmasında etkileri olan sivil toplum kuruluşları yetkilileri, yazarları, akademisyenleri ve konuyla ilgili uzman kişilerle birebir yapılan görüşmeler çerçevesinde hazırlanmıştır. Fransızların Türkiye konusundaki olumsuz algılamaların nedenlerini, Türkiye’nin AB üyeliğine, Türk dış politikalarına bakışlarını inceleyen bu çalışma, AB’nin neyi ifade ettiğini, kimlik, din ve kültür etkenlerinin kamuoyunun algılamalarında ne kadar etkili olduğunu, Fransa’da yaşayan Müslümanların ve Ermenilerin Türkiye’ye bakışlarını görüşme yapılan uzman kişilerin değerlendirmeleri çerçevesinde analiz etmektedir.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Orta Doğu'da ABD-AB Rekabeti ve Türk Dış Politikasına Etkileri
    (2006) Ataman, Muhittin
    Sovyetler Birliği’nin çöküşü ve Soğuk Savaş’ın sona ermesi üzerine dünya siyasetinde tek süper güç olarak kalan Amerika Birleşik Devletleri değişen şartları esas alan yeni kavramlar ve politikalar ortaya atmıştır. Bir tek siyasal otorite altında birleşme sürecinde olan ve uluslararası sistemde daha merkezî bir rol oynamayı isteyen Avrupa ülkeleri kendilerini eskiden beri müttefikleri olan ABD ile rekabet eder durumda bulmuştur. Orta Doğu, ABD ile AB arasında rekabete sahne olan en önemli alanlardan biridir. Bölgedeki önemli güçlerden biri ve AB üyeliğine aday ülke olarak Türkiye bu rekabetten önemli ölçüde etkilenmektedir. Bu makalede savunulan görüş Türkiye’nin iki tarafı da reddetmeme siyaseti gütmesi gerektiğidir. Ancak, Türkiye’nin geleceği geniş çapta AB ile “karşılıklı bağımlılığa” yani dayanışmaya dayandığı ve Türkiye’nin ulusal çıkarları AB ülkelerinin çıkarlarıyla büyük çapta örtüştüğü için Türkiye, ABD ile ikili ilişkilerden ziyade, AB ile daha yakın ilişkiler kurmaya öncelik vermelidir.
  • Küçük Resim
    Öğe
    Turkish-Saudi Arabian relations during the Arab uprisings: towards a strategic partnership?
    (2012) Ataman, Muhittin
    This article analyzes the development of Turkish-Saudi Arabian relations from the beginning of the struggle of the al-Saud family to gain power in the Arab peninsula to today. As a result of negative perceptions from both sides, bilateral relations were distant for decades. However, Turkish-Saudi relations began to improve remarkably under the AK Party and King Abdullah governments and a rapprochement started in 2005. Many agreements were signed during visits by political leaders from both sides. After the Arab uprisings began at the end of 2010, both countries took their cooperation further. As the two countries least influenced by the uprisings, Turkey and the Saudi Kingdom have been supporting the newly emerging political elites (Islamic groups) in Egypt, Libya and Syria; they have been maintaining close relations with the Western countries; and they have been trying to preserve regional stability and balance against Iran and its allies. However, there are some differences in their regional policies, such as their perceptions on the pace and scope of changes.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe