Yazar "Altun, Adnan" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 14 / 14
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Çevrimiçi ortamdaki tartışma kültürüne yönelik bir inceleme: Osmanlı Türkçesi tartışmaları(2015) Altun, AdnanBu çalışmanın amacı örnek bir olaydan (Osmanlıca Türkçesi'nin okullarda öğretilmesi tartışması) hareketle çevrimiçi ortamdaki tartışma özelliği gösteren iletilerin incelenmesine dayalı olarak tartışma kültürüne dair durum tespiti yapmaktır. Araştırmada yöntem olarak nitel araştırma yöntemlerinden durum çalışmasına başvurulmuştur. Çalışmada örneklem belirlenirken amaçlı örnekleme yöntemlerinden "ölçüt örnekleme" tercih edilmiştir. 297 sayfada 81.769 sözcükten oluşan bir veri incelenmiş ve bu veriler 5N1K (Kim, Ne, Nerede, Ne Zaman, Nasıl, Neden) tekniğinden yararlanılarak içerik analizine tabi tutulmuştur. Ayrıca "Neden?" sorusunun cevabı olacak veriler, işlev ve amaçları belirten ifadeler yoluyla söylem analizi ile çözümlenmiştir. Çalışmanın sonucunda birçok kişi tartışmaya katılsa da süreklilik açısından 15-20 kişinin tartışmayı aktif olarak sürdürdüğü; tartışmaya katılan kişilerin "kişisel görüş bildirenler, hakaret edenler, sağduyulular, ciddi tartışmacılar, taraftarlar, gruplar arası tartışanlar ve tartışma tellalları" şeklinde sınıflandırılabileceği, daha da önemlisi kişilerin birbirleriyle gerçek kimliği yada sanal kimliğinden ziyade daha çok temsil ettiği ideoloji, düşünce, toplumsal grup yada inanca göre iletişime geçtiği görülmüştür. Bu temsiliyetler temelinde yapılan tartışma beraberinde Osmanlıca Türkçesi'nin tartışılamaması gibi bir sonucu ortaya çıkarmıştır. Çalışmanın bir diğer sonucu tartışma ortamının iç içe geçmiş birçok tartışmanın aynı anda yürütülmesini sağlayan sanal bir kongre merkezini andırmadır. Ayrıca tartışma sürecine katılan bireylerin söylemleri incelenmiş ve arka planda görüş bildirmenin gerekçesi olabilecek ifadeler tespit edilmiştir. Bunun sonucunda tartışmanın nedenleri "açıklama, eleştiri, destekleme, uyarma, aşağılama/hakaret" gibi beş başlık altında ortaya çıkmıştır. Çalışmanın sonuçlarıyla ilgili birçok olumsuz nokta ifade edilebilir. Bunlardan en önemlisi dinlemeden (veya bilgi edinmeden) hükme gitmesi gereken tartışma sürecinin hükümden konuşmaya (hatta hakarete) doğru bir süreç izliyor olmasıdır. Bu olumsuz durumların üstesinden gelmek için eğitimcileri tartışma kültürünün geliştirilmesine daha fazla önem vermeleri gerektiği düşünülmektedirÖğe İlkokul ve ortaokul öğrencilerinin tarih kavramına ilişkin algılarının yörüngesi(2014) Altun, AdnanBu çalışmanın amacı öğrencilerin "Sence tarih nedir?" sorusuna verdikleri cevaplar üzerinden ilkokul ve ortaokul süresince "tarih kavramına ilişkin algının" nasıl bir yörünge (değişim) izlediğini ortaya koymaktır. Çalışmanın hedefine ulaşması için yöntem olarak bir gelişim araştırması türü olan kesitsel araştırma deseni tercih edilmiştir. Bu desen aynı anda farklı yaş grupları üzerinde çalışmaya imkân vermektedir. Çalışma grubunu sosyoekonomik düzeyleri farklı olan altı okuldan toplam 712 öğrenci oluşturmuştur. Veri toplama aracı olarak ilkokul 1. ve 2. sınıflar için görüşme yöntemine; sonraki seviyeler için de görüşme formuna başvurulmuştur. Elde edilen veriler içerik analizi ile çözümlenmiş ve sonuçta öğrencilerin üç farklı tarih algısına sahip oldukları tespit edilmiştir. Bu algılardan "zaman olarak tarih" algısı ilkokulun başından ortaokulun sonuna kadar ciddi bir biçimde azalma eğilimi gösterirken "güncel bir faaliyet olarak tarih algısı" bunun tam tersine giderek yükselme eğilimi göstermiştir. Tüm bunlara karşın "geçmiş olarak tarih algısının" yörünge boyunca önemli olduğu ve bu önemini az da olsa giderek arttırma eğiliminde olduğu ortaya çıkmıştır. Çalışmada ortaya çıkan önemli sonuçlardan birisi de öğrencilerin ilkokul üçüncü sınıftan itibaren gittikçe artan bir oranda tarihi sahiplenmeye başlıyor olmalarıdır. "Geçmişte olanlar" nitelendirmesi zamanla "geçmişimizde olanlara" dönüşmektedir. Sonuç olarak ilkokul ve ortaokul öğrencilerinin tarih algılarının ağırlık merkezinin bugünden çok geçmişte olduğu ileri sürülebilirÖğe İlkokul ve ortaokul öğrencilerinin tarih kavramına ilişkin algılarının yörüngesi(2014) Altun, AdnanBu çalışmanın amacı öğrencilerin “Sence tarih nedir?” sorusuna verdikleri cevaplar üzerinden ilkokul ve ortaokul süresince “tarih kavramına ilişkin algının” nasıl bir yörünge (değişim) izlediğini ortaya koymaktır. Çalışmanın hedefine ulaşması için yöntem olarak bir gelişim araştırması türü olan kesitsel araştırma deseni tercih edilmiştir. Bu desen aynı anda farklı yaş grupları üzerinde çalışmaya imkân vermektedir. Çalışma grubunu sosyoekonomik düzeyleri farklı olan altı okuldan toplam 712 öğrenci oluşturmuştur. Veri toplama aracı olarak ilkokul 1. ve 2. sınıflar için görüşme yöntemine; sonraki seviyeler için de görüşme formuna başvurulmuştur. Elde edilen veriler içerik analizi ile çözümlenmiş ve sonuçta öğrencilerin üç farklı tarih algısına sahip oldukları tespit edilmiştir. Bu algılardan “zaman olarak tarih” algısı ilkokulun başından ortaokulun sonuna kadar ciddi bir biçimde azalma eğilimi gösterirken “güncel bir faaliyet olarak tarih algısı” bunun tam tersine giderek yükselme eğilimi göstermiştir. Tüm bunlara karşın “geçmiş olarak tarih algısının” yörünge boyunca önemli olduğu ve bu önemini az da olsa giderek arttırma eğiliminde olduğu ortaya çıkmıştır. Çalışmada ortaya çıkan önemli sonuçlardan birisi de öğrencilerin ilkokul üçüncü sınıftan itibaren gittikçe artan bir oranda tarihi sahiplenmeye başlıyor olmalarıdır. “Geçmişte olanlar” nitelendirmesi zamanla “geçmişimizde olanlara” dönüşmektedir. Sonuç olarak ilkokul ve ortaokul öğrencilerinin tarih algılarının ağırlık merkezinin bugünden çok geçmişte olduğu ileri sürülebilirÖğe İlkokul ve Ortaokulda tarihi karakterlere yönelik merakın yörüngesi ve tarih merakının incelenmesi(2018) Altun, AdnanAlan yazında yapılan çalışmalar incelendiğinde merakın temelde ikiye ayrıldığı görülmektedir: algısal merak ve epistemik merak. Algısal merak daha çok ses, görüntü, tat ve ısı gibi duyu organlarını etkileyen ve daha çok olağan dışı gelişmelerle harekete geçerken, epistemik merak bireyin elde ettiği yeni bilgilere dayalı olarak ve göreceli olarak ortaya çıkmaktadır. Epistemik merakın bilgiden ortaya çıkması akıllara şöyle bir soru getirmektedir: "Merak bilgiden ortaya çıkıyorsa farklı bilgi alanları (farklı disiplinler) için farklı merak türleri söz konusu olabilir mi? Örneğin Tarih alanının kendine özgü farklı merak türleri olabilir mi?" Bu hipotezden yola çıkılan araştırma sürecinde katılımcıların tarihi kişi, olay, zaman ve mekâna dair meraklarının gerekçeleri çözümlenerek anlamlı bir örüntüye ulaşmak hedeflenmiştir. Bu amaca ulaşmak için nitel araştırma yöntemlerinden gömülü teori süreci benimsenmiştir. Bu çalışmada da söz konusu gömülü teori sürecinin bir parçası olarak ilkokul ve ortaokul öğrencilerinin tarihi karakterlere dair meraklarına odaklanılmıştır. Tarih merakına dair bir kuram üretmek amaçlandığı için gömülü teori yöntemi tercih edilmiştir. Kuram üretme sürecinin dördüncü halkası olarak görülebilecek bu çalışmada veri toplama, veri analizi ve teori inşa etme süreci eşzamanlı olarak ilerlemiştir. Çalışma grubunda 606 ilkokul ve ortaokul öğrencisi yer almıştır. Veri toplama tekniği olarak görüşme yöntemine başvurulan çalışmanın verileri de sürekli karşılaştırmalı analiz yöntemiyle çözümlenmiş ve kuramsal not yazımı ile desteklenmiştir. Çalışmada öğrencilerin en çok siyasi ve askeri karakterleri merak ettikleri ve bu karakterler arasında da Mustafa Kemal Atatürk ve Fatih Sultan Mehmet isimlerinin öne çıktığı tespit edilmiştir. Ayrıca çalışma sonucunda merak etme gerekçeleri şöyle özetlenmiştir: "tarihsel önem, sıra dışılık, kişisel nitelikler, gerçeklik, empati, sempati, medya etkisi, yetersiz bilgi, çevre etkisi ve antipati". Bu gerekçelerden hareketle de tarih merakına dairÖğe Kanada'daki medya okuryazarlığı eğitimi üzerine bir değerlendirme(2010) Altun, AdnanKanada’da 1960’lı yılların sonlarındaki “Ekran Eğitimi” dersleriyle ortaya çıkan medya okuryazarlığı eğitimi çabaları günümüzde çok daha kapsamlı bir yapıya kavuşmuştur. Medya okuryazarlığı disiplinler arası bir yaklaşım çerçevesince İngilizce Dil Bilimleri, Sosyal Bilgiler, Sağlık Eğitimi ve Bilgi İletişim Teknolojileri gibi programların bir parçası olarak temel eğitim seviyesinde etkin olarak uygulanmaktadır. Kanada’nın medya okuryazarlığındaki lider konumu, bu çalışmanın ortaya konulmasında önemli bir etken olmuştur. Çalışmada, alanda böylesine önemli bir yeri olan Kanada’nın medya okuryazarlığı eğitimi konusundaki deneyimini incelemek ve dikkat çeken yönlerini ortaya koymak amaçlanmıştır. Konuyla ilgili literatür incelendikten sonra Kanada’nın medya okuryazarlığı eğitimi konusundaki deneyimi “medya okuryazarlığı eğitiminin temelleri, medya okuryazarlığı eğitimi kuruluşları, ebeveyn eğitimi, öğretmen eğitimi, öğretim programlarında medya okuryazarlığı eğitimi, öğretim uygulamalarında medya okuryazarlığı eğitimi, ölçme ve değerlendirme ve Kanada deneyiminden sonuçlar” gibi başlıklar altında analiz edilerek sunulmuştur. Sonuç olarak Kanada medya okuryazarlığı eğitimi konusunda önemli birikimlere sahip bir ülkedir. Bununla birlikte iki konuda diğer ülkelere göre çok daha önde olduğu görülmektedir: “Medya okuryazarlığı eğitiminin öğretim programlarıyla ilişkilendirilmesi ve medya okuryazarlığı eğitimi konusundaki kurumsallaşma”.Öğe A Knowledge Literacy Model Proposal for Social Studies Education on the Basis of Social Sciences(Turkish Education Assoc, 2024) Demirtas, Cagri; Altun, AdnanHuman efforts to understand nature originate from a mental scheme that includes data, information, knowledge, and wisdom levels. An individual first perceives everything in nature as data, and this data collection process starts before birth and continues after birth. Throughout human history, individuals have created data sources by recording their perceptions, experiences, and observations about humans, other living creatures, nature, and the world. These data are processed in line with individuals' needs and interests and transformed into meaningful information. Knowledge emerges when the connections between information become stronger and gain meaning. In this way, people create a growing wealth of knowledge about nature and the environment. The effort to understand and interpret nature involves not only the physical environment of humans but also the structure of societies, their cultures, economies, and histories. In this respect, social sciences and social studies are important tools to help us understand this broad perspective. Social sciences guide us in investigating social structures, cultural norms, economic systems, and political processes. Concerning social studies in which social sciences are simplified and presented together as a course in secondary schools, the data and information provided by social studies are of critical importance to understand how people live together and interact and how they have changed throughout history. Social studies reflects people's efforts to understand their social relations, social structures, and historical events and aims to provide skills in understanding and evaluating these issues, which enriches their levels of knowledge and wisdom. It can be indicated that there is no common scheme or model for acquiring knowledge in social sciences. It is essential to structure knowledge in the social science fields included in the content of social studies. In this regard, the objective of the study is to develop a framework model regarding different types of knowledge that 7can improve students' knowledge literacy within the scope of teaching social studies as social sciences. The study was conducted with a grounded theory design, one of the qualitative research approaches. In the study, the literature on types of knowledge was reviewed within the scope of grounded theory design, and the types of knowledge used in social sciences were attempted to be determined by interviewing 25 academicians who were social science experts and social studies educators. An unstructured interview form developed by the researcher was used to collect data. An inductive analysis approach was adopted in the data analysis. The concept analysis (coding) method suitable for the study's purpose was employed in the analysis of the data obtained. As a result of literature readings, knowledge literacy was defined, and as a result of the interviews with domain experts, types of knowledge that can be expressed as the core category used in social sciences were acquired. These types of knowledge can be listed as interpretation, foresight, strategy, concept, inference, and theory.Öğe Kuşak Çalışmalarının Kronolojik Yörüngesi(2022) Gençer, Rıdvan; Altun, AdnanAynı zaman diliminde yaşamış ve benzer toplumsal olaylara tanık olmuş bilişsel ve duygusal olarak aynı dönem etkilerini ve özellikleri sergileyen bireylerin oluşturduğu gruplar kuşak olarak tanımlanmaktadır. Kuşaklar benzer dönem olaylarına maruz kalmış ve bunun etkilerini taşıyan grupları ifade eder. Bu doğrultuda önemli tarihsel dönemlere tanıklık edenlerin oluşturdukları bu gruplar; Gelenekselciler kuşağı, Bebek patlaması kuşağı, X kuşağı, Y kuşağı, Milenyum kuşağı ve Z kuşağı gibi farklı kuşak nitelendirilmeleriyle anılmaktadır. Geleneksel kuşak sınıflandırmalarının dışında medya temelli yeni dönüşümün odak noktada bulunduğu, dijital yerli ve göçmenler, net kuşağı, oyun kuşağı, çekirge zihin, bin yılın öğrencileri ve zıplayan nesil gibi sınıflandırmalarda mevcuttur. Her kuşak kendi döneminin sosyo-politik ve sosyo-ekonomik olaylarının etkilerini taşımaktadır. Bu çalışmanın amacı uzun bir tarihsel süreci kapsayan kuşak çalışmalarının tarihsel kronolojisini incelemek ve tarihsel gelişim yörüngelerini ortaya koymaktır. Çalışma tarama modeli çerçevesinde gerçekleştirilmiştir. Bu temelde alan yazında kuşaklarla ilgili öne çıkan temel çalışmalara ulaşılmış ve bu temel çalışmalar üzerinden kuşak çalışmalarının kronolojik gelişim süreci ele alınmıştır. Alan yazındaki öne çıkan önemli çalışmalar bağlamında kuşakların kronolojik yörüngeleri bütüncül bir yaklaşım ile incelenmiş ve tarihsel perspektifte izlediği gelişim seyri değerlendirilerek tartışılmıştır.Öğe An overview of UNESCO activities in connection with media literacy (1977-2009)(2011) Altun, AdnanUNESCO has provided important contributions in the attracting attention and the development of media literacy education through its conference, symposium, seminar, research and publications which it organized and supported. The efforts had been moved into the international arena with Grunwald Declaration on Media Education in 1982 came to a head with Paris Agenda or 12 Recommendations for Media Education in 2007. UNESCO continues to organize and support activities related to media literacy. In this study, the investigation of activities was aimed. Document analysis method has been applied and, the individual studies supported by UNESCO and the institutional studies organized by UNESCO have been examined. In fact, the latter has been more carefully considered to reveal its view on media literacy education. As a result of this investigation, it has been exposed that UNESCO had a systematic approach to media literacy education. The approach has been analyzed under the specific headings: "concept of media literacy, media literacy education and the recommendations of media literacy education (curriculum, teacher training, research and international cooperation)". Especially the recommendations has provided important clues for states about how should they will follow to process on media literacy education. In conclusion, either policy makers or researchers should know that UNESCO is an actor must be followed carefully for development of media literacy education.Öğe Sosyal bilgiler dersinde problem çözme yönteminin erişiye, kalıcılığa ve derse karşı tutuma etkisi(Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi, 2004) Altun, Adnan; Akbıyık, Yaşar; Emir, Serapvıı ÖZET SOSYAL BİLGİLER DERSİNDE PROBLEM ÇÖZME YÖNTEMİNİN ÖĞRENCİLERİN ERİŞİSİNE, DERSE KARŞI TUTUMLARINA VE KALICILIĞA ETKİSİ Adnan ALTUN Yüksek Lisans: Sosyal Bilgiler Eğitimi Tez Danışmanları: Prof. Dr. Yaşar AKBIYDC Yard. Doç. Dr. Serap EMİR Haziran 2004, 282 + xx sayfa Bu çalışmanın amacı, İlköğretim 6. sınıf Sosyal Bilgiler dersi 'Türkiye Tarihi" ünitesinde Problem Çözme Yönteminin erişiye, kalıcılığa ve derse karşı tutuma etkisinin belirlemektir. Deneysel olarak yapılan bu araştırma, Bolu ili Merkez İlköğretim Okullarından Kültür İlköğretim Okulundan deney grubu (6/B sınıfı - 38 öğrenci) ve kontrol grubu (6/A sınıfı - 35 öğrenci) seçilerek toplan 73 öğrenciye uygulanmıştır. Deney ve kontrol grubu oluşturulurken; öğrencilerin cinsiyetleri, sayılan, grupların 5. smıf geçme notlarının ortalamaları, grupların beşinci sınıf Sosyal Bilgiler dersi yıl sonu not ortalamaları ve ön test sonuçlarına göre denklik sağlanmıştır. Araştırmada "Türkiye Tarihi" ünitesi, deney grubunda Problem Çözme Yöntemi ile işlenirken, kontrol grubunda ise tek yönlü iletişimin egemen olduğu öğretmen merkezli, genellikle anlatım yönteminin kullanıldığı geleneksel öğretim yapılmıştır.vm Araştırmada verileri toplamak amacıyla ünite ile ilgili olarak hazırlanan 13 bilgi, 1 1 kavrama, 4 uygulama, 2 analiz ve 7 sentez düzeyinde olmak üzere toplam 37 soruluk veri toplama aracı öğretimin başmda ve sonunda deneklere uygulanmıştır. Kalıcılığı ölçmek için aynı test uygulama bittikten 21 gün sonra tekrar uygulanmıştır. Veriler ortalama, standart sapma ve t-testi gibi istatistiksel yöntemler kullanılarak çözümlenmiştir. Araştırmada ulaşılan sonuçlar şöyle özetlenebilir: 1. Sosyal Bilgiler dersinde Problem Çözme Yöntemi ile öğretim yapılan grubun bilgi düzeyi erişi ve kalıcılık ile geleneksel öğretimin yapıldığı grubun bilgi düzeyi erişi ve kalıcılık ortalama puanlan arasında deney grubunun lehine anlamlı bir fork vardır. 2. Sosyal Bilgiler dersinde Problem Çözme Yöntemi ile öğretim yapılan grubun kavrama düzeyi erişi ve kalıcılık ile geleneksel öğretimin yapıldığı grubun kavrama düzeyi erişi ve kalıcılık ortalama puanları arasında deney grubunun lehine anlamlı bir fark vardır. 3. Sosyal Bilgiler dersinde Problem Çözme Yöntemi ile öğretim yapılan grubun uygulama düzeyi erişi ve kalıcılık ile geleneksel öğretimin yapıldığı grubunun uygulama düzeyi erişi ve kalıcılık ortalama puanlan arasında deney grubunun lehine anlamlı bir fark vardır. 4. Sosyal Bilgiler dersinde Problem Çözme Yöntemi ile öğretim yapılan grubun analiz düzeyi erişi ve kalıcılık ile geleneksel öğretimin yapıldığı grubun analiz düzeyi erişi ve kalıcılık ortalama arasında deney grubunun lehine anlamlı bir fark vardır. 5. Sosyal Bilgiler dersinde Problem Çözme Yöntemi ile öğretim yapılan grubun sentez düzeyi erişi ve kalıcılık ile geleneksel öğretimin yapıldığı grubunIX sentez düzeyi erişi ve kalıcılık ortalama puanlan arasında deney grubunun lehine anlamlı bir fark vardır. 6. Sosyal Bilgiler dersinde Problem Çözme Yöntemi ile öğretim yapılan grubun toplam erişi ve kalıcılık ile geleneksel öğretimin yapıldığı grubun toplam erişi ve kalıcılık ortalama puanlan arasında deney grubunun lehine anlamlı bir fark vardır. 7. Sosyal Bilgiler dersinde Problem Çözme Yöntemi ile öğretim yapılan grubun tutum ortalama puanı ile geleneksel öğretimin yapıldığı grubun tutum ortalama puanı arasında deney grubunun lehine anlamlı bir fark bulunmuştur. Anahtar Kelimeler: Problem Çözme Yöntemi, Keşfetme Süreci, Geleneksel Öğretim, Sosyal Bilgiler EğitimiÖğe Sosyal Bilgiler Eğitimi ve Bilgi Okuryazarlığı: Bilgi Türlerine İlişkin Bir Uygulama(2022) Demirtaş, Çağrı; Altun, AdnanAraştırmanın amacını, sosyal bilimler olarak sosyal bilgiler öğretimi kapsamında, öğretmen adaylarının (yorum, öngörü, strateji, kavram, çıkarım ve teori) bilgi türlerini deneyimlemesi oluşturmuştur. Sosyal bilgiler öğretmen adaylarıyla, bilgi türlerinin pedagojik açıdan öğretilebilir olup olmadığını belirlemek amacıyla tasarım tabanlı öğretim yaklaşımı temelinde eylem araştırması süreci hazırlanmış ve uygulanmıştır. Eylem araştırması sürecinde öğretmen adaylarının süreci yürütmekte zorlandıkları belirlenmiş, ancak her bir bilgi türüne ilişkin gelişim gösterdikleri görülmüştür. Elde edilen verilerin analizi sonucunda sosyal bilgiler öğretmen adaylarının bilgi türlerine ilişkin kavram yanılgıları ile ilgili farkındalık sahibi oldukları belirlenmiştir. Örneğin öğrenciler “çıkarım” ve “yorum” kavramları arasındaki farkı bu süreçte öğrendiklerini belirtmişlerdir. Ayrıca sosyal bilgiler öğretmen adaylarının eğitim öğretim yaşantılarında ezbere dayalı uygulamalar ile sürekli karşılaştıkları ve bunun bir beklenti ve alışkanlık hâline geldiğini ifade ettikleri bulgusuna ulaşılmıştır. Bu kapsamda bilgi türlerinin basitleştirilerek alt eğitim kademelerinde öğretilmesinin, deneyimlenmesinin gelecek çalışmalarda ele alınması önerilmektedir.Öğe The trajectory of elementary and Middle School Students' perceptions of the concept of history(Edam, 2014) Altun, AdnanThe current study aims to reveal the trajectory (change) of the perception of the concepts of history during elementary and middle school years through students' responses to the question, "What is history in your opinion?" The cross-sectional research design was the preferred method to provide stronger opportunity for the current study to reach its broad target by allowing the simultaneous study of various age groups. The study group consisted of 712 students of various socio-economic statuses from six schools. The data collection tool used for the elementary level first- and second-grade students was an interview, whereas for all higher grades, it was an interview form. Data obtained were analysed through content analysis, resulting in the conclusion that students had three different perceptions of history. Perceptions of history as time exhibited a decline from the beginning of elementary school to the end of middle school, whereas the perception of history as a current activity showed an increasing ascent. Perceptions of history as past remained important all along the trajectory and also showed gradual increases. One of the important results obtained from the current study was that students, from the third grade and above, gradually began to own the history. Their characterization of the past activities transformed to our past activities over time. In conclusion, we contend that the centre of gravity for elementary and middle school students' perceptions of history reside in the past rather than the present.Öğe Trajectory of curiosity towards historical figures in primary and secondary schools and a study on historical curiosity(Turkish Education Assoc, 2018) Altun, AdnanWhen the studies on literature are reviewed, it appears that there are basically two types of curiosity; perceptual curiosity and epistemic curiosity. While perceptual curiosity is generally activated by extraordinary situations, events, factors or developments affecting sense organs such as hearing, seeing, tasting and feeling the heat, epistemic curiosity emerges in various degrees depending on individual and new information obtained by or delivered to that individual. The fact that epistemic curiosity emerges mainly from information brings the following question into the mind: If the curiosity emerges from information, then, can we speak of different curiosity types specific to different types of information or discipline? For example, can there be a different type of curiosity specific to the discipline of history? The present study stemming from this hypothesis aims at reaching a meaningful pattern through analysing the reasons or motives of curiosities of participants towards historical figures, events, times and places. To this end, grounded theory process was chosen out of qualitative research methods. In this study, it is focused on the curiosities of primary and secondary school students towards historical figures as a part of afore- mentioned grounded theory process. As it is intended to generate a theory regarding historical curiosity, grounded theory method was preferred. In this study that can be seen as the fourth phase of "theory generating process", the processes of "collecting data", "analysing the collected data" and "generating a new theory" are carried on simultaneously. The sample group consists of 606 primary and secondary school students. The data collected by means of this study that was conducted by "face-to-face interview method" is analysed through continuous comparative analysis method and the study is supported with theoretical notes. The figures most wondered by the students appear to be the historical ones and those serving in the army, with Mustafa Kemal Ataturk and Fatih Sultan Mehmet occupying the first places. Besides, according to the findings of the study, the reasons of curiosities can be summarized as follows: "Historical importance, extraordinariness, personal qualifications, truth, empathy, sympathy, influence of media, insufficient information, environmental effect and antipathy". Based on these findings, it was reached to the following classification in connection with historical curiosity: "Important curiosity, extraordinary curiosity, experimental curiosity, emotional curiosity, dilemmatic curiosity and environmental curiosity". It is expected that this classification that appeared as one of the most important findings of the present study will contribute to historyteaching, mainly in the fields of writing textbooks and "teachingapproaches" of the teachers.Öğe Unesco'nun medya okuryazarlığı eğitimi faaliyetlerine tolu bir bakış (1977-2009)(2011) Altun, AdnanUluslar arası ölçekte yaptığı ve desteklediği konferans, sempozyum, seminer, araştırma ve yayınlarla medya okuryazarlığı eğitiminin ilgi görmesinde ve gelişmesine şüphesiz en önemli katkılar UNESCO’ya aittir. Özellikle Grunwald Medya Eğitimi Bildirisi (1982) ile uluslar arası arenaya taşınan bu çabalar son olarak 2007 yılı Paris Medya Eğitimi Tavsiye Kararları ile zirveye ulaşmıştır. Öte yandan 25 yıl gibi bir süre sonra aynı tavsiye kararlarının tekrar edilmiş olması da yapılan çalışmaların anlaşılmadığının ya da yaygınlaşmadığının bir göstergesi olabilir. Bu noktadan hareketle doküman analizi yöntemine başvurulmuş ve UNESCO’nun desteklediği bireysel çalışmalar incelenmekle birlikte kurumsal yayınlar üzerinde daha dikkatle durulmuştur. Bu incelemenin sonucunda UNESCO’nun medya okuryazarlığı eğitimine sistematik bir bakış açısıyla yaklaştığı görülmüştür. Bu bakış açısı belirli başlıklar altında analiz edilmiştir: “medya okuryazarlığı, medya okuryazarlığı eğitimi ve medya okuryazarlığı eğitimi stratejisi; öğretim programları, öğretmen eğitimi, araştırmalar ve uluslar arası işbirliği”.Öğe Unesco'nun tarih eğitimi yayınlarına yönelik bir değerlendirme (1947- 2012)(2013) Altun, Adnan; Ata, BahriBu çalışmanın amacı UNESCO’nun kuruluşundan bugüne kadar tarih eğitimi ile ilgili olarak yapmış olduğu yayınları değerlendirmektir. Bu yayınlar, kurumun web sayfasındaki eğitim yayınları içerisinde yer alan makale, kitap, rapor ve dokümanlardan oluşmaktadı r. UNESCO tarafından yayınlanan tarih eğitimi ile ilgili 264 çalışma doküman incelemesi yoluyla değerlendirmeye tabi tutulmuştur. Bu betimsel çalışmada, söz konusu yayınlar; yayın yıllarına, yayın türlerine, temalara ve coğrafi faaliyet alanına göre analiz edilmiştir. Ayrıca bu yayınların incelenmesinde içerik analizine başvurulmuştur. Tarih eğitimi yayınlarının öğretim materyalleri, tarih konuları ve disiplinler arası tarih öğretimi gibi birkaç ana başlık altında yapıldığı sonucuna ulaşılmıştır. Konuya yönelik incelemede ders kitaplarına yönelik çalışmaların tüm çalışmalar içerisinde %25’ten daha fazla bir ağırlığı olduğu görülmektedir. Coğrafi faaliyet alanına yönelik yapılan incelemede ise yapılan çalışmaların %25’inden fazlasının Avrupa kıtası üzerinde yoğunlaştığı ve ülke bazında da en fazla çalışmanın ABD ve Fransa gibi batılı ülkelerle ile ilgili olduğu görülmüştür. Sonuç olarak bir dünya kurumu olarak nitelendirilmesine rağmen UNESCO, tarih eğitimine ilişkin olarak Avrupa merkezli bir yayın politikası izlediği izlenimi vermektedir. Ayrıca UNESCO ilk yıllarındaki dünya ve ulusal tarihlerin tarih ders kitaplarında nasıl yer aldığına yönelik büyük ve sistematik ilgisini son yıllarda herhangi bir tarih eğitimi konusunda gösterememiştir.