TÜRK HÂKİMİYETİNE GEÇİŞ SÜRECİNDE ANTAKYA VE ÇEVRESİNDE BULUNAN İSLAM HARİCİ DİNÎ CEMAATLER

dc.contributor.authorOcak, Ahmet
dc.date.accessioned2024-09-25T20:13:44Z
dc.date.available2024-09-25T20:13:44Z
dc.date.issued2019
dc.departmentAbant İzzet Baysal Üniversitesien_US
dc.description.abstractTürkler Anadolu üzerine akınlar yapmaya başlayınca Antakya ve yöresi de hedef bölge halinegelmişti. Alp Arslan’ın komutanlarından Afşin emrindeki Türkmenlerle birlikte Fırat nehrini geçip,geniş bir fetih hareketine girişmişti. 1066 yılında Antakya arazisini yağmalamış, 1067-1068tarihlerindeki ikinci bir saldırı ile Bizans’ın Antakya üssünü çökertmişti. Daha sonra TürkiyeSelçukluları’nın kurucusu Süleyman Şah, yerli ahalinin de davet etmesiyle Antakya üzerineyürüyerek şehri fethetmiş ve Türk hâkimiyeti dönemi başlamıştır (1080).Antakya kilisesi, Hz. İsa’nın havarileri tarafından kurulan dört önemli kiliseden birisi olmasıbakımdan önemli bir merkezdi. Bu yüzden, Hristiyanlığın iki büyük mezhebi Katolik ve Ortodokslar(Diofizit) tarafından tanınmayan ve aralarında teolojik yorum farkı bulunan mezheplerin merkezihaline gelmişti. Hz. İsa’nın iki cevherden ibaret tek bir cevher olduğunu kabul eden ve Monofizitinanç olarak kabul edilen Gregoryan, Süryanî, Yakubî, Nasturî ve Melkaniyye mezhepleri kendileriaçısından önemli gördükleri bu merkezde toplanmışlardı. İmparatorluk merkezinden uzak olmasıhasebiyle Bizans’ın baskılarından da kısmen uzak kalabilmişlerdi.Türkler bu şehri fethettikten sonra Hristiyan unsurlara ciddi anlamda din hürriyetisağlamanın yanında onların kendi kültürlerini yaşatmalarına da zemin hazırlamıştır. Bu hürriyetten istifade eden topluluklar kendi mezheplerinin gelişimiyle birlikte kısa sürede eskiihtişamlarına kavuşmuşlar ve cemaatlerini çoğaltmışlardır. Antakya’da Hristiyanların yanındaYahudîlik inancına sahip olanlarla birlikte Mecusîlerin de var olduğu dönemin seyyahları vecoğrafyacıları tarafından nakledilmiştir. Şehir bu haliyle dinler arası bir hoşgörüye sahne olurken,Müslüman idareciler ve halkın hayat tarzının bölge insanı üzerinde etkili olduğu döneminkaynaklarınca da nakledilmektedir. Bu durum Haçlı seferleri sırasında şehirdeki Ermeni unsurlarınihanetiyle birlikte şehrin tekrar Hristiyanların eline geçmesine kadar devam etmiştir (1098).Bahsedilen dönemde bile Müslümanların etkileri dönemin kaynaklarına yansımış ve şehrin 1262yılında Sultan Baybars tarafından fethine kadar sürmüştür.en_US
dc.identifier.endpage20en_US
dc.identifier.issn1015-2105
dc.identifier.issn2548-0154
dc.identifier.issue10en_US
dc.identifier.startpage1en_US
dc.identifier.trdizinid452583en_US
dc.identifier.urihttps://search.trdizin.gov.tr/tr/yayin/detay/452583
dc.identifier.urihttps://hdl.handle.net/20.500.12491/14750
dc.identifier.volume0en_US
dc.indekslendigikaynakTR-Dizinen_US
dc.language.isotren_US
dc.relation.ispartofSelçuklu Araştırmaları Dergisien_US
dc.relation.publicationcategoryMakale - Ulusal Hakemli Dergi - Kurum Öğretim Elemanıen_US
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccessen_US
dc.snmzYK_20240925en_US
dc.titleTÜRK HÂKİMİYETİNE GEÇİŞ SÜRECİNDE ANTAKYA VE ÇEVRESİNDE BULUNAN İSLAM HARİCİ DİNÎ CEMAATLERen_US
dc.typeArticleen_US

Dosyalar