Yazar "Yildirim, Mustafa" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 7 / 7
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Assessment of Risky Exposures to HBV and HCV in Health Care Workers and Cost Analysis(Galenos Yayincilik, 2005) Yildirim, Mustafa; Sencan, Irfan; Ozdemir, Davut; Yilmaz, Zeynep; Kucukbayrak, Abdulkadir; Cakir, SelmaThe aim of this study is to evaluate the reported situation of exposures to potentially infective biological material and its cost of intervention in health care workers (HCWs). Occupational Health Department (OHD) is composed of one infectious diseases specialist and one nurse at April 2001 and all HCWs have been asked for reporting biologically risky exposures to OHD. All of the reported risky exposures were assessed from the point of epidemiologic and cost analysis between 2002 and 2004. Forty-four risky exposures were reported that consisted of fourty sharp and four splah injuries. Risky exposures were reported most frequently in nurses and the hands were found the most injuried parts of the body. The HCWs were exposed by biological risky materials that belong to 10 patients with anti- HCV positivity, 10 patient HBsAg, 10 patient anti-HBs and three patient had not any marker positivity. Source of biological risky materials were not determined at 12 cases. Cost of serological investigation of the source patients and victims, victims that followed up and postexposure prophylaxy are calculated as 10.684 YTL according to current value of ministry of finance of Turkey. 4388 YTL was saved by owing to preexposure prophylaxis. In conclusion, sufficient protective barrier measure should be applied to decrease the level of occupational injuries and re-move medical wastes with proper methods. Careless of vaccination for the preventible diseases with vaccine should be assumed as a malpractice.Öğe Brusellozise bağlı subakut tiroidit olgu sunumu ve literatür değerlendirmesi(2007) Küçükbayrak, Abdülkadir; Yildirim, Mustafa; Özdemir, Davut; Gergin, Rezan; Güçlü, ErtuğrulBrusellozis dünyada yaygın olarak görülen zoonotik bir hastalıktır. Hastalık birçok sistemi tutmakla birlikte tiroid bezi tutulumu nadirdir. Tanı; brusellozise ait klinik bulguları olanlar kişilerde standart tüp aglütinasyon testiyle (endemik olmayan yerlerde >1/1160, endemik yerlerde >1/320 veya >l/640) ve/veya kan, diğer doku veya vücut sıvılarından Brucella spp.'nin izole edilmesiyle konulur. Standart tüp aglütinasyon testinin negatif olması durumunda; uygun klinik bulguların varlığında Brusella Ig M antikorlarının pozitif olmasıyla da tanı konulabilir. Bu yazıda, subakut tiroidit tanısıyla takip edilen 19 yaşında bir bayan hasta sunulmuştur. Brusellozise bağlı subakut tiroidit tanısı; klinik bulgular, tiroid fonksiyon testlerinin, tiroglobülin ve tiroglobülin antikorlarının yüksekliği, Brusella Ig M antikorlarının pozitif bulunması ve tiroid sintigrafisi ile konulmuştur.Öğe Doksisiklin-streptomisin tedavisi sonrası nükseden Brucella abortus'a bağlı brusella hepatiti(2007) Özdemir, Dvut; Küçükbayrak, Abdülkadir; Arabaci, Hakan; Yavuz, Tevfik; Şahin, Idris; Yildirim, Mustafa; Şencan, Irfan-Öğe EVALUATION OF ANTI-BODY RESPONSE OF HEMODIALYSIS AND PERITONEAL DIALYSIS PATIENTS TO HEPATITIS-B VACCINE(Istanbul Univ, Faculty Medicine, Publishing Office, 2007) Alcelik, Aytekin; Bicik, Zerrin; Bahcebasi, Talat; Acikgoz, Elif; Yildirim, Mustafa; Onder, ElifObjective: Hemodialysis patients are at higher risk for Hepatitis B virus (HBV) infection when compared with the rest of the population. Adequate antibody response (approximately 90%) is achieved when healthy individuals are immunized with HBV vaccine; however, the response is about 50% and 70% in chronic renal failure (CRF) patients. In this study, it is aimed to assess the influence of different factors and the type of renal replacement, for antibody response to double dose of recombinant HBV-vaccine in dialysis patients. Materials and methods: In this retrospective study, we included 37 patients (19 males, 18 females) who were in the schedule of hemodialysis and continuous ambulatory peritoneal dialysis (CAPD) at the Dialysis Center of Duzce University Hospital between 2004 and 2005. The patients were administered double doses of recombinant DNA derived HBV vaccine IM for four times at 0, 1, 2, and 6 months. The patients' antibody responses were determined ated by ELISA test. Results: Six of the 37 patients (16.2%) had no response to the vaccine, while 15 patients (40.5%) had low response and 16 patients (43.2%) had complete response. There was no difference between hemodialysis patients and peritoneal dialysis patients in terms of the antibody response (p>0.05). Levels of hemoglobin, total cholesterol, triglyceride and albumin, type and duration of dialysis, and gender were not correlated with the antibody response (p>0.05). Conclusion: As a result, for dialysis patients, antibody response to the HBV-vaccine is lower than that in the healthy population and this decline in response seems to be multifactorial.Öğe First case of continuous ambulatory peritoneal dialysis peritonitis due to Candida sake(2009) Guclu, Ertugrul; Soypacaci, Zeki; Yildirim, Mustafa; Kucukbayrak, Abdulkadir; Ozdemir, DavutFungal peritonitis is a relatively uncommon complication of peritoneal dialysis that contributes significantly to morbidity, drop out from the continuous ambulatory peritoneal dialysis (CAPD) program, and mortality. Candida sake infections were rarely published in literature. We present the first case of peritonitis due to C. sake. A 41-year-old man was admitted to our hospital with abdominal pain, nausea, vomiting, fever, weakness. Abdominal ultrasonography demonstrated a fistula tract, which has an opening at inferolateral of the umbilicus extending 5 cm from the skin into the abdominal cavity with a foreign body (11 × 10 mm length) inside the fistula. The foreign body was removed by surgery being apparently a part of a previously inserted peritoneal catheter. Postoperative specimens revealed polymorph leucocytes and yeast cells in Gram stain, and culture on Sabouraud dextrose agar (SDA) yielded a growth of a fungus, subsequently identified as C. sake with Api ID 32C. Fluconazole (200 mg/day) therapy was started. He recovered after two weeks of therapy. In conclusion, C. sake, a rare type of Candida species, should be considered as a probable peritoneal pathogen in patients with multiple episodes of bacterial peritonitis, previous broad-spectrum antibiotic therapy and diabetes mellitus. © 2008 Blackwell Publishing Ltd.Öğe Hemodiyaliz ve ayaktan periton diyalizi hastalarının Hepatit B aşısına karşı immün yanıtlarının değerlendirilmesi(2007) Alçelik, Aytekin; Bicik, Zerrin; Bahçebaşi, Talat; Açikgöz, Elif; Yildirim, Mustafa; Önder, ElifAmaç: Hemodiyaliz hastaları, Hepatit B virüs (HBV) infeksiyonu yönünden toplumun diğer kesimlerine göre daha yüksek risk altındadır. Hepatit B aşısı ile sağlıklı insanlarda aşıya karşı yeterli antikor yanıtı (yaklaşık %90) alınırken, kronik böbrek yetmezliği (KBY) hastalarında bu oran %50–70 düzeylerinde kalmaktadır. Bu çalışmada, diyaliz hastalarında çift doz rekombinant hepatit B aşısına karşı yanıt oranlarının ve antikor oluşmasında rol olabilecek çeşitli faktörlerle renal replasman türünün etkisinin araştırılması amaçlanmıştır. Gereç ve yöntem: Bu retrospektif çalışmaya, 2004-2005 yılları arasında Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Diyaliz Merkezi'nde hemodiyaliz ve sürekli ayaktan periton diyalizi (SAPD) programında olan 37 (19 erkek, 18 kadın) hasta dahil edilmiştir. Hastalara 0, 1, 2, ve 6. aylarda çift doz (40µg) olmak üzere toplam dört kez rekombinant DNA kökenli HBV aşısı intramusküler olarak yapılmıştır. Hastaların antikor yanıtları son doz aşılamadan bir ay sonra ELISA testi ile saptanan Anti-HBs titrasyon düzeylerine göre belirlenmiştir.Bulgular: Otuz yedi hastanın 6 (%16,2)'sında aşı yanıtı alınmazken; 15 (%40,5) hastada düşük yanıt, 16 (%43,2) hastada tam yanıt saptandı. Hemodiyaliz hastaları ile periton diyalizi hastaları arasında antikor yanıtı açısından fark saptanmadı (p>0,05). Hemoglobin, total kolesterol, trigliserit, albumin düzeyleri, diyaliz türü, diyaliz süresi ve cinsiyet ile antikor yanıtları arasında korelasyon izlenmedi (p>0,05).Sonuç: Hepatit B aşısına yanıt oranı normal popülasyona göre düşük olup yanıtsızlık nedeni multifaktöriyel gibi gözükmektedir.Öğe Kısa bildiri: yatan hastalarda vankomisin ve yüksek düzey aminoglikozid dirençli enterokok taşıyıcılığının ve direnç ile ilişkili risk faktörlerinin araştırılması(2007) Yildirim, Mustafa; Şencan, Irfan; Özdemir, Davut; Öksüz, Şükrü; Yilmaz, Zeynep; Şahin, IdrisBu çalışmada, Düzce Tıp Fakültesi hastanesinde yatan hastalarda fekal vankomisin dirençli enterokok (VRE) kolonizasyonu, yüksek düzey aminoglikozid ve diğer antibiyotiklere direnç durumları ile antibiyotik direncine neden olabilecek risk faktörlerinin araştırılması amaçlanmıştır. Dahili (n: 61) ve cerrahi (n: 44) kliniklerinde yatan toplam 105 hastadan (%54.3'ü kadın; yaş ortalaması: 47.2±24.54 yıl) alınan birer adet dışkı örneği enterokok seçici besiyerlerine (BioMerieux, Fransa) ekilmiş ve tanımlama klasik mikrobiyolojik yöntemler ve APİ 20 Strep test kullanılarak yapılmıştır. İzolatların beta-laktamaz aktiviteleri nitrosefin diskleri ile araştırılmış, antimikrobiyal duyarlılık testleri ise disk difüzyon yöntemiyle yapılmıştır. Hastaların 81'inin (%77) dışkı örneğinden Enterococcus spp. izole edilmiş ve izole edilen türler E.faecium (%60.5), E.faecalis (%13.6), E.gallinarum (%11.1), E.durans (%7.4), E.raffinosus (%2.5), E.mundtii (%2.5), E.casseliflavus (%1.2) ve E.avium (%1.2) olarak tanımlanmıştır. Tüm izolatlar arasında yüksek düzey streptomisin direnci %19.8, yüksek düzey gentamisin direnci ise %9.9, olarak saptanmıştır. Diğer antimikrobiyallere direnç oranları; ampisiline %18.5, penisiline %27.2, nitrofurantoine %34.6, norfloksasine %65.4, tetrasiklin ve siprofloksasine %70.4 olarak bulunmuştur. Hiçbir enterokok susunda vankomisin direnci ve beta-laktamaz aktivitesi tespit edilememiştir. Hastanede uzun süre kalma, antibiyotik kullanımı ve intra-abdominal operasyon hikayesinin, dirençli bakteri kolonizasyonuyla ilişkili olduğu belirlenmiştir. Sonuç olarak, hastanemizde yatan hastalarda fekai VRE taşıyıcılığı bulunmamakla birlikte, dirençli suşların erken, saptanabilmesi için periyodik olarak tarama testlerinin yapılması gerektiği düşünülmüştür.