Yazar "Taban, Muhammed Hayati" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 3 / 3
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Adalet ve Kalkınma Partisi Dönemi Türkiye-Suriye ilişkileri(Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi, 2014) Taban, Muhammed Hayati; Kasım, KamerBu çalışmada Adalet ve Kalkınma Partisi Dönemi Türkiye-Suriye ilişkileri neorealizm uluslararası ilişkiler teorisi çerçevesinde incelenmiştir. Bu bağlamda tezin kavramsal çerçevesini neorealizm oluşturmaktadır. Bu sebeple Ak Parti Dönemi Türkiye-Suriye ilişkileri sistem düzeyinde ele alınmış ve Suriye'ye yönelik politikaların oluşumunda uluslararası sistemin yapısının etkisi vurgulanmaya çalışılmıştır. Suriye, Ak Parti Dönemimin "komşularla sıfır sorun" politikasının başarısına örnek olarak gösterilen bir ülke konumundayken bir anda Türkiye'nin en çok sorun yaşadığı ülke konumuna gelmiştir. Türkiye-Suriye ilişkilerinin tarihinde yaşanan sorunların gelişim ve çözülmesindeki sistemsel etkiler bugüne dair yaşanan sorunlara örnek olması açısından önemlidir. Bu nedenle bu çalışmada ikili ilişkilerin tarihinde öne çıkan Hatay, Su ve Terör sorunların sistemsel düzeyde analizi göz ardı edilmemiştir. 2010 yılında Ortadoğu'da ortaya çıkan ve 2011 Mart ayında, Suriye'ye sıçrayan Arap Baharı, Türkiye ile olan ilişkilerin seyrini etkileyen en önemli nedendir. Arap Baharı sonrası ikili ilişkiler tamamen kötüleşmiştir. İşte bu noktada, çalışmanın asıl hedefi Arap Baharı öncesi ve sonrası Türkiye-Suriye ilişkilerindeki değişimin neorealizm temelli sistemsel bir analizle açıklayabilmektir.Öğe CIA İstihbarat Raporları ve Salvador Allende(2022) Taban, Muhammed Hayati; Kasim, KamerSoğuk Savaş Dönemi iki karşılıklı kutbun, ideolojinin, ekonomik sistemin karşı karşıya geldiği bir dönemdir. Bu dönemde uluslararası ilişkiler bu iki kutuplu sistemden etkilenmekle kalmamış, Şili gibi ülkelerin iç siyaseti de bu etkiyle şekillenmiştir. 1823 Monroe Doktrini ile başlayan ABD’nin Latin Amerika’yı kendi etki alanı olarak görme siyaseti ekonomik olarak I. Dünya Savaşı sonrasında politik olarak ise II. Dünya Savaşı sonrasında belirginleşmiştir. Bu belirginleşme ABD’nin kendi normlarını ve kuralları Latin Amerika ülkelerine benimsetmesine yönelik politikalarına yansımış, bu politikalar başarısız olduğunda ise Amerikan Merkezi İstihbarat Teşkilatı’nın (CIA) operasyonları devreye girmiştir. Bu çalışmada 1999 yılında Bill Clinton Başkanlığında alınan bir kararla gizliliği kaldırılan CIA belgeleri incelenerek bu gizli operasyonların boyutu ve etkisi net olarak ortaya konulmaktadır. Böylelikle iç siyasi yapının şekillenmesindeki dış etkinin anlaşılmasına katkı yapılması amaçlanmaktadır. CIA’nın gizliliği kaldırılan 2.200 CIA belgesi incelendiğinde CIA’nın sadece istihbarat toplamakla yetinmediği, ABD’nin kurduğu uluslararası topluma Şili’yi uyumlu hale getirmek amacıyla Şili ordusu, siyasi partileri, medya kurumları ve parti liderleri ile doğrudan temas halinde olduğu görülmektedir. Temasın ötesinde ayrıca CIA gerektiğinde ABD tarafından tehdit olarak algılanan Markist Başkan Salvador Allende’yi engellemek için Allende karşıtı muhaliflere, askerlere ve medyaya maddi, teknik ve stratejik destek vermiştir. Başkan adayı olarak oyların çoğunluğunu aldığı 4 Eylül 1970 tarihinden itibaren CIA Allende’nin başkan olarak atanma tarihi 24 Ekim 1970’e kadar olan süreç için “İki Yol” (Two Tracks) operasyonunu başlatmıştır. Bu operasyonun birinci ayağı (Track I) Allende’nin kongre tarafından resmi olarak onaylanmasını engellemek amacıyla gerçekleştirilen ve Şili’deki Amerikan büyükelçiliği ve ABD Dışişleri Bakanlığı ile koordineli şekilde yürütülen operasyonlardır. Operasyonun ikinci ayağı ise (Track II) doğrudan CIA tarafından elçilik ve bakanlık bilgilendirmeksizin yürütülen ve Allende’ye karşı orduyu harekete geçirmeyi amaçlayan operasyonlardır. Bu operasyonlar kısa vadede Allende’nin başkan olmasını engelleyemese de uzun vadede Allende’nin devrilmesine doğrudan etki etmiştir.Öğe Uluslararası topluma bir entegrasyon aracı olarak Latin Amerika'da darbeler: Şili ve Arjantin örneği(Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi, 2021) Taban, Muhammed Hayati; Kasım, KamerLatin Amerika devletleri bağımsızlıklarını kazandıktan sonra genel olarak demokratik süreçlerin askeri darbelerle kesintiye uğraması gibi bir ortak özellikle karşımıza çıkmışlardır. Her bir ülke için askeri darbenin toplumsal ve ekonomik kökenleri birbirinden farklılık göstermişse de II. Dünya Savaşı sonrası ve özellikle 1970'lerde bu bölgede gerçekleşen askeri darbelerin etkisinde en azından Şili ve Arjantin örneklerinde bir benzerlik göze çarpmaktadır. Bu benzerlik darbelerin ortaya çıkış nedenlerinde değil yapısal özelliklerinde ve darbe sonrası süreçlerde karşımıza çıkmaktadır. Öte yandan demokrasi geleneği ve profesyonelleşmiş (siyasi alandan çekilmiş) ordusu ile Şili ve askeri darbelerin halk tarafından bile benimsendiği ve normalleştiği Arjantin birbirinden farklı içsel özellikler barındırmaktadır. Fakat 1973 Şili ve 1976 Arjantin Askeri Darbelerinin şiddeti ve sonuçları göz önüne alındığında yapısal açıdan birbirine benzerken oluşum süreçleri birbirinden farklılaşmaktadır. Bu benzerlik ve farklılıkların ortaya çıkarılması tezin ulaşmaya çalışacağı amaçlardan ilkidir. Çalışma bu amaca yönelik olarak bu iki askeri darbeyi İngiliz Okulu çerçevesinde ABD tarafından kurulan dönemin uluslararası toplumuna söz konusu ülkelerin entegre olmasındaki işlevleri açısından incelemektedir. İngiliz Okulu uluslararası sistem ve uluslararası toplum ayrımına giden ve normların bu toplumdaki etkisini ortaya koyan bir teoridir. II. Dünya Savaşı sonrası ABD önderliğinde kurulan uluslararası toplumun anlaşılmasında İngiliz Okulu teorisi açıklayıcı olmaktadır. Fakat İngiliz Okulu iç politik ve yapısal gelişmeleri analizine dâhil etmemektedir. Bu noktada İngiliz Okulu tarafından göz ardı edilen dış politika – iç politika etkileşimi Gourevitch'in dış/iç yaklaşımı ile tamamlanmaktadır. Bu çalışmada ele alınan darbelerin bütüncül bir değerlendirmesini yapabilmek için hem İngiliz Okulu hem de Gourevitch'in yaklaşımı bir arada kullanılmış darbeler üzerindeki uluslararası toplumun etkisini açıklarken dış/iç etkileşimi de ihmal edilmemiştir.