Yazar "Türkeli, Vildan" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 6 / 6
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Akut sağ kolon volvulusu: Olgu sunumu(2009) Hasdemir, Ahmet Oğuz; Kordon, Özgür; Çakmaz, Rıdvan; Türkeli, Vildan; Çöl, CavitAkut sağ kolon volvulusu, çoğunlukla tanısı operasyon sırasında konan ve nadir görülen bağırsak tıkanması nedenlerinden biridir. Bu yazıda, sağ kolon volvulusu’nun klinik özellikleri ve tedavi yöntemlerinin tartışılması amaçlandı. İnkarsere sol inguinal herni nedeniyle beş gün önce ameliyat edildiği merkezden karın ağrısı distansiyon ve kusma gelişmesi nedeniyle sevk edilen 81 yaşındaki erkek hasta “ileus” tanısıyla ameliyata alındı. Çekum ve sağ kolonun ileri derecede distandü olduğu, saat yönünde dönerek karnın sol tarafına yerleştiği görüldü. Hastaya genişletilmiş sağ hemikolektomi yapıldı. Sağ kolon volvuluslarına cerrahi yaklaşım tartışmalıdır. Literatüre baktığımızda, sağ hemikolektomi, konservatif yaklaşımlarda rekürrens ve mortalite riski daha yüksek olduğundan, uygun tedavi seçeneği olarak görünmektedir.Öğe Enterovesical fistula secondary to Crohn's disease mimicking bladder tumor(2006) Kandirali, Engin; Şengül, Neriman; Akkoç, Ali; Türkeli, Vildan; Semerciöz, Atilla; Metin, AhmetIntroduction: Although most fistulas in Crohn's disease are perianal or enterocutaneous, a small portion involves the bladder and urinary system. We describe enterovesical fistulas in a patient with Crohn's disease that presented exclusively as urinary symptoms mimicking bladder tumor. A 55 years-old man presented with lower urinary tract symptoms to our clinic. Ulrasonographic examination showed a normal upper urinary tract and 4 cm papillary bladder tumor. TUR-T was performed and an enterovesical fistula was noticed during operation. Patient underwent abdominal exploration and partial resection of the ileum, ileostomy, and primary bladder repair was performed. Urologic manifestations must be recognized of fistulizing Crohn's disease and urologist should be aware that Crohn's disease may involve the bladder as inflammatory tumor.Öğe Hipertiroidi nedeniyle yapılan tiroidektomi sonrası hipokalsemi(2009) Hasdemir, Ahmet Oğuz; Türkeli, Vildan; Kahramansoy, Nurettin; Kordon, Özgür; Erkol, Mehmet HayriTiroid cerrahisi sonrası postoperatif hipokalsemi yaygındır ve sıklıkla geçicidir. Bu durum hastanede kalış süresini ve biyokimyasal tetkik ihtiyacını arttırdığından tiroidektominin maliyetini de yükseltmektedir. Abant Izzet Baysal Tıp Fakültesi'nde 2003-2007 yılları arasında opere edilen 111 hastada tiroidektomi sonrası kalıcı hipoparatirodizm ve hipokalsemi insidansı retrospektif olarak değerlendirildi. Çalışmada postoperatif hipokalsemili hastaların erken biyokimyasal ve klinik bulguları, uzun dönem sonuçlarla ilişkilendirildi. Hastaların 44'ünde postoperatif kalsiyum düzeyinin 8mg/dl altında olduğu gözlendi. On hastada hipokalsemi semptomatikti. Cerrahi girişimden 6 ay sonra 3 (%2.7) hastada kalıcı hipokalsemi mevcuttu. Hipertiroidisi olan hastaların geçici hipokalsemi yönünden daha yüksek risk taşıdığı saptandı (p=0031). Hipertiroidisi olan hastalardaki hipokalsemide, hipoparatiroididen daha çok 'Aç Kemik Sendromu'nun etkisi önemli olabilir. Operasyon öncesi, antitiroid tedavi osteodistrofiyi geri döndürebilir, bu geridönüş haftalar alabilir, oysa hastalarımızın çoğu daha kısa sürede hazırlandı.Öğe İntraabdominal lenfanjiomyiyomatoz(2006) Türkeli, Vildan; Şengül, Neriman; Şenocak, Efsun; Erkol, HayriLenfanjiomyomatozis lenf nodülü, lenfatik ve kan damarlarında hamartamatöz karakterde düz kas hücre proliferasyonu ile giden akciğer, mediasten ve abdomende görülebilen nadir bir hastalıktır (1). Üreme çağındaki genç kadınların hastalığı olarak bilinir. Ekstrapulmoner yayılım oldukça nadir olup en sık renal anjiomyiyomlar görülür. Bu çalışmada genç erkek hastada intraabdominal yerleşimli lenfanjiomyiyomatoz olgusu sunulmuştur.Öğe Mesane tümörünü taklit eden fistülizan Crohn hastalığı(2006) Kandıralı, Engin; Şengül, Neriman; Akkoç, Ali; Türkeli, Vildan; Semerciöz, Atilla; Metin, AhmetCrohn hastalığında genellikle perianal veya enterokütanöz fistüller gelişmesine rağmen, bazen mesaneye veya diğer üriner sisteme fistüller görülebilir. Burada kliniğimize alt üriner sistem belirtileri ile başvurup mesane tümörü ön tanısı ile ameliyat edilen ve sonucunda mesaneye fistülüze Crohn hastalığı tespit edilen bir olgu sunulmuştur. 55 yaşında erkek hasta kliniğimize alt üriner sistem belirtileri ile başvurdu. Yapılan US’de mesane posteriyöründe 4x4 cm. boyutlarında lümene protrüze papiller oluşum tespit edildi. Hastaya mesane tümörü ön tanısı ile TUR-T operasyonu yapıldı. Rezeksiyon sırasında mesane ile intestinal sistem arasında fistül tespit edildi. Çekilen sistografide kontrast maddenin ileuma geçtiği görüldü. Hastaya daha sonra yapılan batın eksplorasyonunda, mesaneye fistülize terminal ileumu tutan Crohn hastalığı tespit edildi ve ileum rezeksiyonu ve mesane tamiri yapıldı. Crohn hastalarında görülen alt üriner sistem bulgularında, hastalığın mesaneye fistülüze olabileği ve sistoskopi sırasında saptanan fistüllerde de Crohn hastalığı mutlaka akılda tutulmalıdır.Öğe Tiroidektomi sonrası serum kalsiyum düzeylerinin araştırılması(Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi, 2008) Türkeli, Vildan; Erkol, HayriVildan Türkeli, Tiroidektomi Sonrası Serum Kalsiyum DüzeylerininAraştırılması, Tıpta Uzmanlık Tezi, Bolu, 2008.Tiroid hastalıkları Türkiye vedünya için çözülmesi gereken endokrin sorunların başında gelmektedir. Tirotoksikoz,bası semptomu ve malignite şüphesi taşıyan hastalarda tiroidektomi en uygun tedaviyöntemidir. Theodor Kocher'in katkılarıyla bu günkü modern tekniğe kavuşantiroidektomi sonrası mortalite çoğu merkezce sıfır kabul edilir. Rekürren sinirparalizisi, hematom ve hipokalsemi tiroidektomi komplikasyonlarının başındagelmektedir.Tiroidektomi sonrası gelişen hipokalsemi semptomlarıyla hastayı, takiptedavigerekliliği yönünden cerrahı, hastanede kalış süresinin uzaması, ardışıklaboratuar incelemeleri, kalsiyum ve D vitamini kullanma zorunluluğu yönündenmaliyeti etkileyerek, hastane ve ülke ekonomisi için sorun yaratmaktadır.Bu tezin amacı, tiroid ameliyatlarında ameliyat öncesi, sırası ve sonrasındakibulgular ile hipokalsemi gelişmesi arasındaki ilişkiyi irdelemektir. Etkili faktörlerintespiti ile alınabilecek önlemlerin belirlenmesi, tiroidektomi sonrası majorkomplikasyonlardan kabul edilen kalıcı hipokalsemi sıklığında ciddi oranda azalmasağlayabilecektir.Çalışmaya İzzet Baysal Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim dalındatiroidektomi endikasyonu konularak opere edilen 30'u erkek 81'i kadın toplam 111hasta alınmış olup, olgular preoperatif dönemde serum alkalen fosfataz, albümin,tiroid hormonlarının durumu, tiroidin yerleşimi, biyopsi sonuçları, peroperatifdönemde tiroidin çevre dokuya yapışıklığı, tiroidektomi tekniği ve genişliği,insidental paratiroidektomi, paratiroid ototransplantasyonu ve postop dönemdebiyokimyasal ve semptomatik hipokalsemi ve patolojik tanı yönündendeğerlendirildi.Tiroidektomi sonrası gelişen hipokalsemide literatürle uyumlu olarakpreoperatif hipertiroidi (p=0,031) ve kadın cinsiyet (p=0,032) bağımsız risk faktörüolarak bulundu.Sonuç olarak tiroidektomi sonrası hipokalsemi etyolojisinde birçok neden roloynar. Özellikle kalıcı hipokalsemi, paratiroid anatomi ve lokalizasyon bilgisiyleviidikkatli bir diseksiyon ve paratiroid beslenmesinden şüphe duyulduğunda usulüneuygun paratiroid ototransplantasyonu ile önlenebilir. Ama her şeye rağmenintratiroideal yerleşimli paratiroid bezlerinin en usta cerraha bile hipokalsemiyaşatabileceği unutulmamalıdır.Anahtar kelimeler: Tiroidektomi, Hipokalsemi, Cerrahi Komplikasyon,Paratiroidektomi, Tiroid Hastalıkları.