Yazar "Karaca, Erkut" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 7 / 7
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Amatör voleybol oyuncusunda anterior superior iliak spine avulsiyon kırığı(2003) Tüzüner, Tolga; Özturan, Kutay Engin; Karaca, Erkut; Ülgür, MeteAdölesan dönemdeki sporcularda pelvis apofizlerindeki avulsiyon kırıkları, büyüme kartilajına bağlı kasların şliddetli kasılması ile meydana gelen nadir yaralanmalardır. Bu yazı da, 16 yaşlarındaki bir erkek hastada voleybol oynarken meydana gelen anterior superior iliak spine avulsiyon kırığı sunuldu. Hasta, yaralanmadan bir gün sonra sol kalça ağrısı ve ağrıya bağlı yürürken zorlanma şikayetiyle başvurdu. Tanı için ön-arka pelvis radyografileri, bilgisayarlı tomografi ve sintigrafi kullanıldı. Hastaya, akut dönemde non-steroid antienflamatuvar ilaç kullanıldı ve yatak istirahatinden oluşan konservatif tedavi uygulandı. iki hafta yatak istirahati ve ilaç kullanımının ardından koltuk değnekleri ile mobilizasyona bağlandı. Dördüncü haftanın sonunda koltuk değneklerinin kullanımı sonlandırıldı ve altıncı haftanın sonunda sportif aktiviteye başlamasına izin verildi.Öğe Avulsion fracture of the anterior superior iliac spine in a volleyball player(2003) Tüzüner, Tolga; Ozturan, Kutay Engin; Karaca, Erkut; Ulgür, MeteAvulsion fractures of the apophyses of the pelvis rarely occur in adolescent athletes as a result of sudden and strong contraction of the muscles attached to the growth cartilage. We present a 16-year-old male patient who had an avulsion fracture of the left anterior superior iliac spine while he was playing volleyball. He presented with complaints of pain in the left hip and difficulty in walking. The diagnosis was made by means of pelvis x-rays, computed tomography, and three-phase radionuclide bone imaging. He underwent conservative treatment with a non-steroidal anti-inflammatory drug and bed rest. After two weeks, ambulation with crutches was allowed. At the end of four weeks, he was able to walk without crutches. He returned to his preinjury level of sports activities at the end of six weeks, without any complaint of pain.Öğe Biomechanical and histological effects of intra-articular hyaluronic acid on anterior cruciate ligament in rats(Elsevier Sci Ltd, 2009) Yücel, İstemi; Karaca, Erkut; Özturan, Kutay; Yıldırım, Ümran; Duman, Seçkin; Değirmenci, ErdemBackground: The histologic and biomechanical effects of intra-articular hyaluronic acid on the anterior cruciate ligaments of rats were investigated. Methods: Thirty rats were divided into three groups, i.e., the hyaluronic acid group, saline group, and control group. The hyaluronic acid and saline groups received a total of four intra-articular injections, whereas no injection was administered to the control group. The hyaluronic acid group was injected with 50 mu g (0.05 cc) hyaluronic acid, and the saline group was injected with 50 mu l (0.05 cc) of 0.9% sodium chloride solution. All of the rats were sacrificed on day 29 and the femur-anterior cruciate ligament-tibia complexes from the right knees were prepared, tested mechanically, and evaluated histologically. Findings: The mode of failure involved the midsubstance of the anterior cruciate ligament in all the specimens. There were no statistically significant differences in the stiffness and ultimate load to failure values between the three groups (P > 0.05). The energy to failure values were evaluated and there was no statistically significant difference between the groups (P = 0.064, chi-square = 3.43). In the histologic analyses, there was a significant difference in the hyalinization values between the hyaluronic acid and saline groups (P = 0.029) and between the hyaluronic acid group and control groups (P = 0.029). Interpretation: The present study shows that intra-articularly delivered hyaluronic acid has no statistically significant effect on the tensile strength of the rat anterior cruciate ligament. Although hyalinization was increased, no difference was found on the other markers for degenerative changes. We conclude that intra-articular hyaluronic acid injections can be performed safely, although the use of a precise injection technique is recommended. (C) 2009 Elsevier Ltd. All rights reserved.Öğe Endoskopik karpal tünel cerrahisinde lokal anestezi tekniği(2005) Tüzüner, Tolga; Özturan, Kutay Engin; Subaşı, Mehmet; Karaca, ErkutAmaç: Lokal anestezi tekniğiyle yapılan; endoskopik karpal tünel cerrahisinin erken dönem sonuçlan değerlendirildi. Çalışma planı: On hastanın (8 kadın, 2 erkek; ort. yaş 43; dağılım 35-58) 14 eline Wood ve Logan tarafından tanımlanan lokal anestezi uygulamasını takiben, Chow'un iki girişli tekniği ile endoskopik karpal tünel gevşetme ameliyatı uygulandı. Beş hastada sağ, üçünde sol, ikisinde iki taraflı tutulum vardı. Ameliyat öncesinde, elektromiyografi sonuçları tüm hastalarda karpal tü¬nelde orta ve ağır düzeyde median sinir basısı ile uyumluydu ve Tinel ve Phalen testleri pozitif bulundu. Olgularda diabetes mellitus, gut, hipotiroidi gibi metabolik rahatsızlıklar ve gebelik yoktu ve bir aylık konservatif tedaviye yanıt alınamaması üzerine cerrahiye karar verildi. Ameliyat sonrasında hastalar ortalama 16 ay (dağılım 10-24 ay) süreyle izlendi. Sonuçlar: İki bilekte (%14.3) keşi bölgesine lokal anestezi desteği ve sedasyon gerekti. Enjeksiyon sırasında parestezi şikayeti olmadı. Lokal anesteziye bağlı sinovyal tabaka kalınlığında artma görülmedi veya serbest sıvı artışına bağlı görüntüde bozulma meydana gelmedi. Olgularda tendon yaralanması, hematom, sempatik distrofi ve sinir yaralanması görülmedi. Ameliyattan sonra bir olguda üçüncü ve dördüncü parmakta nöropraksi görüldü. Ameliyattan sonra erken dönemde iki bilekte ağrı görüldü. Bu süre birinde 10 gün, diğerinde iki ay idi. Tüm olgularda ameliyat öncesindeki şikayetlerin geçtiği gözlendi. İzlem süresi içinde hiçbir hastada nüks görülmedi. Çıkarımlar: Karpal tünel cerrahisinde lokal anestezi tekniği, hızlı, güvenilir ve günübirlik uygulamalara olanak sağlayan bir tekniktir.Öğe Evaluation of the age and gender related changes in the Blumensaat line(Springer France, 2020) Değirmenci, Erdem; Yücel, İstemi; Özturan, Kutay Engin; Karaduman, Zekeriya Okan; Karaca, ErkutPurpose The position of the patella according to the femur is very important in the evaluation of patella-femoral joint disorders. In 1938, Blumensaat (BS) described the BS line to evaluate the patella femoral congruence. This method is still valuable in clinical use. There is a limited number of studies demonstrating the accuracy of BS method as well as the affected variables. The aim of this study was to evaluate o the age and gender-related changes in the BS line. Methods Standard lateral knee radiography was performed to all patients at 30 degrees flexion. The relationship between the BS line and the patella inferior pole was examined and the variability of the measurements according to gender and age groups was investigated by statistical methods. Results Ninety-five patients (43 men and 52 women) were enrolled in the study. Mean age of the patients were 43.7 +/- 14.1 years (48.2 +/- 11.7, 37.9 +/- 14.8 in women and men, respectively). The BS line was passed through the inferior pole of the patella in only 2 (2.1%) of 95 patients. There was a statistically significant difference (p = 0.041) between BS measurement and gender which was found to be higher in females than males. There was no statistically significant correlation with this distance between the age groups (r = - 0.216, p = 0.427). Conclusion In our study, it was concluded that BS measurement differs according to gender but did not have any difference between different age groups.Öğe N-asetil sistein ve E-vitaminin kırık iyileşmesi üzerine etkisi (deneysel çalışma)(Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi, 2004) Karaca, Erkut; Tüzüner, TolgaÖZET Bu çalisma, serbest radikal hasarina karsi vücutta bir savunma mekanizmasi oluşturan antioksidanlardan günümüzde sik kullanilan NAC (N-asetil sistein) ve E-vitamininin kirik iyileşmesi üzerine etkilerini arastirmak için yapilmistir. Çalismada 42 adet erişkin erkek Spraque-Dawley cinsi rat kullanilmistir. Ratlar NAC (N-asetil sistein), E-vitamini, kontrol olmak üzere 3 gruba ayrildi. Her bir grup 14 ratdan oluştu. Ratlarin sag femurlarinda transvers kirik oluşturuldu. İlk 10 gün boyunca 1. gruba NAC, 2. gruba E-vitamini, 3. gruba bir sey verilmedi. Tüm ratlardan deney öncesi 0, 3, 14 ve 28. günlerde MDA (Malondialdehid), 14 günde ise alkalen fosfataz seviyesinin belirlenmesi amaciyla kan örnekleri alindi. 1,3,7,14 ve 28. günlerde ratlarin femur radyolojik görüntüsü alinarak ratlar sakrifiye edildi. Kirik bölgesi klinik ve dizilim açisindan incelendi. Uygun femur piyeslerine üç nokta bending cihazi ile biyomekanik dayaniklilik testi uygulandi ve takiben örnekler histopatolojik incelemeye alindi. Gruplarin her birinden 3. ve 14. günlerde iki tane, 28. günde 10 rat immunohistokimyasal olarak fas ve bcl-2 antikoru ile boyanip inceleme alindi. Radyolojik analiz, kirik dizilim, klinik analiz, histolojik analiz ve kemik spesifik alkalen fosfataz nonparamatrik Kruskal- Wallis testi ile değerlendirildi. Mekanik test, MDA değerleri analizi gruplar arasi Mann-Whitney testi, grup içi sağlam tarafla olan analizler Wilcoxon signed ranks testi ile değerlendirildi. Sonuç olarak NAC (N-asetil sistein)'in kirik erken döneminde düşük kan serum MDA (Malondialdehid) değeri ile diğer iki gruptan daha iyi bir antioksidan etkisi olduğu, geç dönemde gruplar arasinda belirgin bir fark olmadigi gözlendi. NAC grubunda alkalen fosfataz aktivitesinin E-vitamininden az ancak kontrol grubundan fazla oranda olduğu bulundu. Kaynamanin E-vitamini grubunda radyolojik, biyomekanik, klinik ve histolojik olarak çok iyi olduğu, NAC grubunda iyileşmenin histolojik olarak tam gerçekleşmediği, kontrol grubunda iyi oranda olduğu gözlendi. Imminohistokimyasal boyamada NAC grubunda erken dönemdekondrosit ve geç dönemde osteoblast apoptozisinin engellendiği, buna karsin E- vitamini ve kontrol grubunda apoptozisin engellenmediği gözlendi. Antioksidanlarin kirik iyileşmesi üzerine olan etkilerinin farkli olabileceği düşünülmektedir. Bu ajanlar oksidanlari azaltip yok etmeleri yaninda başka bir fizyolojik mekanizmayla (örn. apoptozis inhibisyonu) iyileşmeyi olumsuz yönde etkileyebilmektedirler. Anahtar Kelimeler: Serbest oksijen radikali, antioksidan, E-vitamini, N-asetil sistein, apoptozis, kirik iyileşmesiÖğe The use of local anesthesia in endoscopic release of the carpal tunnel(2005) Tüzüner, Tolga; Ozturan, Kutay Engin; Subaşi, Mehmet; Karaca, ErkutOBJECTIVES: We evaluated the early results of endoscopic carpal tunnel release with the use of local anesthesia. METHODS: Endoscopic carpal tunnel release was performed in 14 hands of 10 patients (8 females, 2 males; mean age 43 years; range 35 to 58 years) using the two-portal Chow technique following local anesthesia described by Wood and Logan. Involvement was in the right hand in five patients, in the left in three, and in both hands in two patients. Electromyography showed moderate or severe compression of the median nerve in the carpal tunnel and the Tinel's and Phalen's signs were positive in all the patients. There was no previous history of metabolic diseases such as diabetes mellitus, gout, or hypothyroidism, nor a coexisting pregnancy. The decision for surgery was given at the end of an unsuccessful conservative treatment for a month. The mean follow-up period was 16 months (range 10 to 24 months). RESULTS: Two patients (14.3%) required further anesthesia with local anesthetic agents and sedation in the incision area. No complaints of paresthesia were seen during injections. Injection-associated problems such as increased thickness of the synovial layer or decreased endoscopic view did not occur. No instances of tendon or nerve injury, hematoma, or sympathetic dystrophy were seen. One patient developed neuropraxia in the third and forth fingers postoperatively. Early postoperative pain was observed in two wrists, appearing 10 days and two months after surgery, respectively. During the follow-up period, all the patients were free of preoperative complaints and no recurrences were encountered. CONCLUSION: Local anesthesia is a rapid and reliable technique in carpal tunnel surgery, enabling hospitalization confined to the same day.