Yazar "Kara, Adem" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 4 / 4
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe 1802-1804'e Ait Üç Belge Işığında Osmanlı-Fransız İlişkileri(2003) Kara, AdemBu çalışmada, esas itibariyle Antakya’nın X numaralı Şer’iyye Sicil Defterinde karşımıza çıkan üç belgeden yola çıkarak Osmanlı Devleti’nin XIX. yüzyıl başında Fransa ve İngiltere ile ilişkilerini ve cereyan eden hadiseler karşısında aldığı önlemleri ifade etmeye çalıştık.Öğe Hatay'ın anavatana katılması hakkında yeni bir belge(2017) Kara, AdemMondros mütarekesinin imzalamasından sonra başlayan işgal sürecinde Antakya’nın da dahil olduğu İskenderun sancağı İngilizler tarafından işgal edilmiştir. Bölgede konuşlanmış olan Yıldırım Orduları grup komutanı ise Mustafa Kemal’dir. Milli mücadelenin özünü ifade eden ve Son Osmanlı Mebusan Meclisi tarafından da kabul edilen Misak-ı Millide bölge ulusal sınırlarımız içinde idi. Milli mücadelenin verilen mücadele sonrası zaferle taçlandırılması ile başlayan barış görüşmelerinde bazı konularda arzu ettiklerini elde edemeyen Türkiye Cumhuriyeti Devleti, devam eden süreçte bu konularda yapılması gerekenleri yerine getirmek adına mücadele etmiştir. Bu süreçte gündemi en fazla meşgul eden konulardan biriside Hatay meselesidir. Çalışmamızda hepimizin bir şekilde bildiği sürece ilişkin elde ettiğimiz yeni bir belgeden hareketle bu süreci ifade etmeye çalışacağız.Öğe Osmanlı Devleti - Filipin ticari ilişkileri(2013) Kara, AdemOsmanlı Devleti'nin pek çok ülke ile ekonomik ve sosyal ilişkiler kurmuş olduğunu bilmekteyiz. Filipinlerle olan ilişkileri ise çok geç tarihli olup çalışmamızda konu edileceği gibi bu geç kalınmışlıkla bir takım önlem ve çalışmalar yapıldığı görülmektedir. Osmanlı Devletinin bölgeye bir temsilci göndermesi sonrasında mevcut durumun tespitinin yapıldığı görülmektedir. Bölgede yaşayan Müslüman halk ile irtibata geçme yanında bölge halkının ihtiyaç duyduğu gereksinimlerin karşılanması noktasında Osmanlı Devleti'nin insiyatif alması 20 yüzyılın başlarında gerçekleşmiştir. Çalışmamıza konu olan 1910 yılına ait ticaret raporu incelendiğinde bölgeye dair pek çok önemli veriye ulaşmamız mümkündür. Manila Başşehbenderi Necip Halil'in 1910 tarihli ticaret raporu çalışmamıza esas teşkil etmektedir. 1910 senesine ait Filipinlere ait bilgilerin yer aldığı raporda pek çok mühim tespit görülmektedir. Rapordan anlaşıldığı üzere, Osmanlı Devletinin bölgeden haberdar olmadığı ortadadır. Kurulacak ilişkiler sonrası bölgenin ihtiyaçlarının karşılanması ile devlet önemli bir pazar bulacaktır. Necip Halil Bey, bu tespitleri yerinde gözlemleyerek yapmış ve gerekli önerileri de sunmuş görünmektedir. Osmanlı Devletinin var olan potansiyeli ile bölgeye yapılacak ticaret ve bunun getirileri gayet güzel bir şekilde tespit edilmiştir. Bugün dahi Osmanlı Devleti ile Filipinler'in ilişkileri konusunda pek bir çalışma olmadığı göz önünde tutulduğunda çalışmamızın önemli olduğunu düşünüyoruz. Bu niyetle söz konusu Necip Halil tarafından hazırlanmış olan 4 numaralı ticaret raporunu incelemek suretiyle konuyu izaha çalıştık.Öğe XIX. YÜZYILDA ÇORUM’DA GÖÇMENLERİN(2013) Kara, AdemZorunlu olarak karşılaşılan bir süreç olan göç olgusu sebep her ne olursa olsun tüm açılardan değerlendirilmek durumundadır. Bu süreç devlet, göç eden halk ve yerleştirildikleri bölgenin hâkim halkı açısından değerlendirilmelidir. Bu iskân sırasında yaşanmış olan yetersizlikler, ortaya çıkan salgın hastalıklar, görevlilerin yetersizlikleri, yerleşmenin gerçekleştirildiği bölgelerde ortaya çıkan sorunlar nedeniyle insanlarda oluşan hoşnutsuzluk ve talepler birlikte değerlendirilmelidir. 19. yüzyıl Osmanlı coğrafyasında yaşanan siyasi hareketliliğin paralelinde sosyal değişimlerin de hız kazandığı bir dönemdir. Bu asırda, çevre ülkelerin Müslüman halklarınca Osmanlı topraklarına gerçekleştirilen göçler, toplumsal değişimi tetikleyen başlıca etkenlerdendir. 19. yüzyılın ortasından itibaren Kafkasya'dan gelen büyük kitleler de Osmanlı ülkesini yeni yurtları olarak kabul etmişlerdir. Göçlerin yarattığı sosyo-ekonomik, demografik, siyasi ve kültürel sorunlar tek tek irdelenmelidir. Osmanlı Devletinin XVII. ve XVIII. yüzyılda imzalanmış antlaşmalar sonrası kaybedilen topraklar ve başlayan geri çekilişe paralel olarak bu bölgelerden anayurda göçler başlamıştır. Özellikle 19. Yüzyılda Kırım Savaşı sonrası başlayan ve bu yüzyılın sonlarında yoğunlaşan göçlerle milyonlarca insan kurulu düzenini terk etmek, çok kötü şartlar ve eziyetlerle Anadolu'ya göç etmek mecburiyetinde kalmıştır. Çorum bölgesine yerleştirilmiş olan göçmenlerin burada yaşadıkları bir takım hukuki sorunlar sicillere yansımış olup, bunlardan en dikkat çekeni yanlarında getirmiş oldukları cariyelerinin durumlarıdır. Göçlerle ortaya çıkan sıkıntılara, Çerkes göçmenlerin yanlarında getirdikleri cariyelerin satılması konusunda yaşanan hukuki sorunlarda görünmektedir. Bu çalışmada tüm bu konulara değinilmeye çalışılacaktır.