Yazar "Esen, Ali Metin" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 3 / 3
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Analysis of all-cause mortality and coronary events in the Turkish Adult Risk Factor Survey 2005(Turkish Soc Cardiology, 2006) Onat, Altan; Karabulut, Ahmet; Esen, Ali Metin; Uyarel, Huseyin; Ozhan, Hakan; Albayrak, Sinan; Keles, IbrahimObjectives: To analyze all-cause and coronary mortality as well as newly diagnosed coronary heart disease (CHD) in the cohort of the Turkish Adult Risk Factor Study which was surveyed in the summer of 2005 and included individuals residing essentially in the regions of Marmara and Central Anatolia. Study design: Information on the mode of death was obtained from first-degree relatives and/or health personnel of local health offices. Diagnosis of coronary heart disease was based on history, physical examination, and 12-lead electrocardiograms. New coronary events were defined as those that developed after the last survey, including fatal or nonfatal myocardial infarction, stable angina and/or myocardial ischemia. Results: Of 1646 participants, 1078 subjects (mean age 54.8 +/- 11.8 years) were examined; information alone was gathered for 507 subjects; 43 subjects (28 men, 15 women) had died, and 18 subjects were lost to follow-up. Incorporation of 3104 person-years of follow-up raised the total follow-up of the survey to 42,600 personyears. Twenty-three deaths were classified as CHD-related. New coronary events were identified in 37 participants. Annual mortality and coronary mortality rates were 13.9 and 7.4 per 1000 adults, respectively. Overall mortality per 1000 person-years was 16.3 in rural areas and 12.0 in urban areas. The high share of coronary deaths among all deaths persisted. In the age bracket of 45 to 74 years, overall mortality declined to 10.6 (p= 0.09) and coronary mortality to 5.5 per 1000 person-years, thus supporting the presence of a consistently decreasing trend of all-cause mortality and coronary mortality. Estimated fatal and nonfatal new coronary events appeared to be high with 18 per 1000 person-years. Conclusion: A rising trend persists in the incidence of coronary mortality and its share in overall mortality as well as in new coronary events. The occurrence of coronary deaths among women seems to be gradually shifting to older ages.Öğe TEKHARF çalışması 2005 taramasına ilişkin mortalite ve koroner olay analizi(2006) Onat, Altan; Karabulut, Ahmet; Esen, Ali Metin; Uyarel, Hüseyin; Özhan, Hakan; Albayrak, SinanAmaç: Türk Erişkinlerinde Kalp Hastalığı ve Risk Faktörleri (TEKHARF) Çalışması’nın temelde Marmara ve İç Anadolu bölgelerinde oturan ve 2005 yazında taranan kohortuna ilişkin tüm-nedenli ve koroner kökenli ölüm ve yeni koroner kalp hastalığı (KKH) verileri analiz edildi. Çalışma planı: Ölüm konusunda birinci derece akrabalardan ve/veya sağlık ocağında çalışan personelden bilgi alındı; yaşayanlarda bilgi edinmekten başka, fizik muayene ve 12-derivasyonlu elektrokardiyografi kaydı yapıldı. Yeni koroner olay, son taramadan sonra gelişen, ölümcül olan veya olmayan miyokard infarktüsü, yeni stabil angina ve/veya miyokard iskemisi olarak tanımlandı. Bulgular: 1646 kişilik örneklemden 1078’i (ort. yaş 54.8±11.8) muayene edildi, 507 kişi hakkında sadece bilgi edinildi ve 43 kişinin (28 erkek, 15 kadın) öldüğü, 18 kişinin takipten çıktığı belirlendi. Yaklaşık 3104 kişi-yılı süreli yeni takip eklenince, toplam izlemede 42 600 kişi-yılına ulaşıldı. Ölümlerin 23’ü KKH kökenli sayıldı. Katılımcılardan 37’sinde yeni koroner olay gelişti. Son tarama döneminde yıllık tüm ölüm oranı bin yetişkinde 13.9, koroner ölüm oranı binde 7.4 bulundu. Tüm nedenli ölümler, kırsal kesimde bin kişi-yılı başına 16.3, kentlerde 12.0 olarak hesaplandı. Yetişkinlerdeki tüm ölümlerde koroner mortalitenin pay yüksekliği sürdü. Kırk beş ile 74 arası yaş kesiminde toplam yıllık mortalite binde 10.6’ya (p=0.09), KKH’den ölüm prevalansı binde 5.5’e geriledi. Böylece bu yaş kesiminde tüm ölümler ile koroner kökenli ölümlerin azalma eğilimi sürdü. Ölümcül olan ve olmayan yeni KKH olayları 1000 kişi-yılında 18 oranı ile yüksek göründü. Sonuç: Kardiyovasküler kökenli ölümlerin insidansı ile tüm ölümlerdeki payı ve yeni koroner olayların ortaya çıkması yükselme eğilimlerini korudu; koroner mortalitenin kadınlarda daha yüksek yaşlara doğru yönelme eğiliminde olduğu görüldü.Öğe Türk yetişkinlerinde serum albümin düzeylerinin geleneksel risk faktörleri ve insülin direnci ile ilişkisi(2007) Yazici, Mehmet; Onat, Altan; Hergenç, Gülay; Esen, Ali Metin; Can, Günay; Uyarel, HüseyinAmaç: Türk yetişkinlerinde serum albümin düzeyleri ile insülin direnci, metabolik sendrom (MS), geleneksel koroner kalp hastalığı (KKH) ve risk faktörleri arasındaki ilişki araştırıldı. Çalışma planı: Serum albumin konsantrasyonları, Marmara ve İç Anadolu bölgeleri nüfusunu temsil eden 1052 kişide kolorimetrik yöntemle ölçüldü ve kesitsel olarak değerlendirildi. Metabolik sendrom tanımı modifiye ATP III (Adult Treatment Panel III) ölçütlerine göre yapıldı.Bulgular: Ortanca yaşı 53 olan örneklemde, MS tanısı erkeklerin %44.7'sinde, kadınların %49.4'ünde kondu. Serum albümin konsantrasyonu erkeklerde ortalama 4.39±0.38 mg/dl, kadınlarda 4.34±0.33 mg/dl bulundu (p=0.01). İkili korelasyonlarda serum albümin, her iki cinsiyette apolipoprotein B, HDL-kolesterol ve toplam bilirübin ile doğrusal; kadınlarda sistolik kan basıncı ile doğrusal; erkeklerde log CRP ile ters yönde anlamlı ilişki sergiledi. On bir değişkeni içeren bir lineer regresyon modelinde, albümin düzeyi için her iki cinsiyette yaş ters yönde, toplam kolesterol pozitif yönde bağımsız belirteç olarak saptandı. Kadınlarda albümin düzeyini bağımsız ve ters yönde etkiler görünen sigara içimi, erkeklerde anlamlılık sınırına yakın bir ilişki gösterdi. Kadınlarda kreatinin pozitif, erkeklerde diyastolik kan basıncı pozitif, log HOMA ters yönde bağımsız belirteç idi. Yaş ve cinsiyet ayarlı analizinde serum albümi ile MS ve KKH arasında anlamlı bağıntı saptanmadı. Sonuç: Türk erkeklerinde serum albümin düzeyinde görülen azalmaya, böbrek disfonksiyonundan bağımsız olarak insülin direnci katkıda bulunuyor olabilir. İnsülin direnci bu bağlamda, oksidatif stres ve subklinik kronik inflamasyona aracılık ediyor olabilir