Yazar "Ceviz, Emrah" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 4 / 4
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Allogeneic blood transfusion decreases with postoperative autotransfusion in hip and knee arthroplasty(Turkish Assoc Orthopaedics Traumatology, 2010) Atay, Evren Fehmi; Güven, Melih; Altıntaş, Faik; Kadıoğlu, Barış; Ceviz, Emrah; İpek, SerdarObjectives: We aimed to evaluate the effectiveness of postoperative autotransfusion method on prevention of the need of allogeneic blood transfusion in hip and knee arthroplasty. Methods: Seventy-four patients who underwent 77 hip and knee arthroplasty operations were randomized into control and study groups, and evaluated prospectively. In the knee group (39 patients; 30 females, 9 males; mean age 66.6 years), cemented, cruciate retaining, and bicompartmental arthroplasty was performed under tourniquet control; whereas in the hip group (35 patients; 24 females, 11 males; mean age 59.3 years) cementless arthroplasty with posterolateral approach was performed. None of the patients received preoperative and intraoperative allogeneic blood transfusion. The collected blood in the surgical area was transfused with autotransfusion system to the patients in the study groups at the end of the fourth hour postoperatively. The mean amounts of autotransfused blood in hip and knee groups were 413 mL and 480 mL, respectively. Allogeneic blood transfusion was applied to the patients with hemoglobin level below 8 g/dL, hematocrit level below 25%, and clinical symptoms of anemia. Results: Preoperative and postoperative hemoglobin-hematocrit levels did not differ significantly between study and control groups. Allogeneic blood transfusion was applied to one patient (5%) in study and 8 patients (38%) in control groups during knee arthroplasty (p=0.01); whereas 9 patients (53%) in study and 15 patients (79%) in control groups received allogeneic blood transfusion during hip arthroplasty (p=0.044). The amount of allogeneic blood transfusion in study groups was significantly lower than that in control groups (p=0.008 for knee arthroplasty, p=0.048 for hip arthroplasty). Conclusion: The need and amount of allogeneic transfusion were reduced with postoperative autotransfusion in both knee and hip arthroplasty groups with greater extent in knee arthroplasty.Öğe Alt ekstremite uzun kemik kırıklarında minimal invaziv perkutan plak osteosentezi ile biyolojik tespit(Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi, 2010) Ceviz, Emrah; Güven, MelihOcak 2007 ? Haziran 2009 tarihleri arasında Abant İzzet Baysal Üniversitesi Tıp Fakültesi hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı'na alt ekstremite uzun kemik kırığı nedeniyle başvuran 23 hasta (24 alt ekstremite kırığı) çalışmaya dahil edildi. Hastalara minimal invaziv perkutan plak osteosentezi (MİPPO) ile biyolojik tespit uygulandı. Olgularımızın 16'sı erkek, yedisi kadın idi. Yaş ortalaması 43.6 yıl idi.Toplam 24 uygulamanın 17'si tibia'ya, yedisi femura gerçekleştirildi. Tibia kırıklarının dördü proksimal, 10'u orta ve üçü distal yerleşimli; femur kırıklarının ise dördü orta, üçü distal yerleşimli idi. Hastaların beşinde kırık açık idi.Tüm olgularda manuel traksiyon ile indirek redüksiyonu takiben eş boy plak kullanılarak skopi kontrolünde biyolojik tespit uygulandı. Ortalama ameliyat süresi 76.6 dakika, ortalama skopi süresi 183.7 saniye idi. Cerrahi sırasında hiçbir hastada primer greftleme ihtiyacı olmadı. Kısmi yük verme zamanları; femur kırıklı hastalarda beş hastada 6. hafta, bir hastada 9. hafta, bir hastada da 12. hafta idi. Tibia kırığı olan hastaların hepsinde 6. haftanın sonunda kısmi yük ile mobilizasyona izin verildi. Tam yük verme zamanı femur kırıklı hastalarda bir hastada 6. hafta, üç hastada 9. hafta, iki hastada 12. hafta, bir hastada da 6. ay idi. Tibia kırıklı hastaların sekizinde 6. haftada, altısında 9. haftada ve ikisinde de 12. haftada tam yük verdirildi. Radyolojik kaynama süreleri değerlendirildiğinde femur kırıklı hastalarda kaynama ortalama 5,2 ay, tibia kırıklı hastalarda ise ortalama 3,1 ay sonunda elde edildi. Hiçbir hastada ameliyat sonrası erken dönemde yüzeyel ve/veya derin cilt enfeksiyonu ve cilt nekrozu gibi komplikasyonlarla karşılaşılmadı. Hastalarımızda kaynamama, refraktür, osteomyelit görülmedi. Ortalama takip süresi 17.8 ay (12-24 ay) idi. Son takiplerde tibia kırıklı bir hastada 15° valgus deformitesi, femur kırıklı bir hastada 10° valgus deformitesi tespit edildi. Femur kırıklı hastalar, Johner ve Wrush kriterleri, tibia kırıklı hastalar ise modifiye Ketenjian kriterleri kullanılarak fonksiyonel olarak değerlendirildi. Femur uygulamalarında iki hastada orta, üç hastada iyi, iki hastada da mükemmel sonuç elde edildi. Tibia uygulamalarında ise bir hastada orta, üç hastada iyi, 12 hastada da mükemmel sonuç elde edildi.MİPPO tekniği ile biyolojik tespit, metafiz ve eklem içi kırıklar dışında cisim kırıklarında da başarılı sonuçlara sahip alternatif bir tedavi yöntemidir. Bu teknikte eş boy plaklama yöntemiyle uygulanan vida tespiti sayesinde skopi bağımlılığı azalmaktadır.Öğe Can bone quality be predicted accurately by Singh Index in patients with rheumatoid arthritis?(Springer London Ltd, 2012) Bes, Cemal; Güven, Melih; Akman, Budak; Atay, Evren Fehmi; Ceviz, Emrah; Soy, MehmetThe aim of this study was to evaluate Singh index as a simple and inexpensive means of estimation of bone quality in patients with rheumatoid arthritis. Singh index evaluation was made on digital pelvis radiographs in 50 consecutive patients by three observers. Bone mineral density T scores of the spine and left proximal femur were assessed using dual energy X-ray absorptiometry. Singh index was correlated with densitometry measurements after grouping the patients as normal, osteopenia and osteoporosis. Intra-and interobserver agreements were evaluated by kappa correlations. Sensitivity, specificity, positive and negative predictive values and likelihood ratio's of Singh index were calculated. Both intra-and interobserver agreements were 0.71 (range, 0.69 to 0.72) on average. Singh index proved highly sensitive for the diagnosis of osteopenia at the proximal femur (91%) and spine (90%), whereas the specificity of Singh index for identifying of osteoporosis at the femoral neck (93%) and spine (91%) was higher than sensitivity. Predictive values for osteoporosis at the proximal femur and spine were acceptable and positive likelihood ratios of Singh index for osteopenia and osteoporosis at the proximal femur were 2.4 and 10.1, respectively. Singh index can identify osteoporosis with a high specificity in patients with rheumatoid arthritis. However, the patients who are graded as osteopenia by the Singh index should undergo further evaluation with dual energy X-ray absorptiometry.Öğe Kalça ve diz artroplastisinde ameliyat sonrası ototransfüzyon allojenik kan transfüzyonunu azaltır(2010) Atay, Evren Fehmi; Güven, Melih; Altıntaş, Faik; Kadıoğlu, Barış; Ceviz, Emrah; İpek, SerdarAmaç: Bu çal›flmada kalça ve diz artroplastisinde ameliyat sonras› uygulanan ototransfüzyon yönteminin allojenik kan transfüzyonu ihtiyac›n› önlemedeki etkinli¤inin de¤erlendirilmesi amaçlanm›flt›r. Çal›flma plan›: Total kalça ve diz artroplastisi uygulanm›fl 74 hasta (77 artroplasti giriflimi) ça- l›flma ve kontrol gruplar›na randomize edilerek prospektif olarak de¤erlendirildi. Diz grubunda (39 hasta; 30 kad›n, 9 erkek; ortalama yafl 66.6) standart yaklafl›mla turnike kontrolünde çimen- tolu, kalça grubundaysa (35 hasta; 24 kad›n, 11 erkek; ortalama yafl 59.3) posterolateral yakla- fl›mla çimentosuz artroplasti uyguland›. Hiçbir hastaya ameliyat öncesinde ve s›ras›nda allojenik kan transfüzyonu yap›lmad›. Çal›flma gruplar›ndaki hastalarda ameliyat sonras› 4. saatte cerrahi sahada biriken kan ototransfüzyon seti ile transfüze edildi. Kalça ve diz çal›flma gruplar›nda or- talama ototransfüzyon miktarlar› s›ras›yla 413 mL ve 480 mL idi. Banka kan› transfüzyonu; he- moglobin 8 gr/dL’nin, hematokrit ise %25’in alt›nda oldu¤u ve klinik olarak anemi bulgular›n›n efllik etti¤i hastalarda uyguland›. Sonuçlar: Çal›flma ve kontrol gruplar› aras›nda ameliyat öncesi ve sonras› hemoglobin-hematok- rit de¤erlerinde istatistiksel anlaml› fark yoktu. Diz hastalar›nda çal›flma grubunda 1 (%5), kon- trol grubunda 8 (%38) (p=0.01); kalça hastalar›nda ise çal›flma grubunda 9 (%53), kontrol gru- bunda 15 (%79) hastada (p=0.044) banka kan› transfüzyonu yap›ld›. Çal›flma gruplar›nda alloje- nik transfüzyon miktar› kontrol gruplar›na göre anlaml› olarak düflüktü (diz grubu p=0.008, kal- ça grubu p=0.048). Ç›kar›mlar: Diz ve kalça artroplastisinde ototransfüzyon yöntemiyle diz artroplastisinde daha belirgin olmak üzere allojenik kan transfüzyonu ihtiyac› ve transfüzyon miktar› azalmaktad›r.