Yazar "Akar, Fatma" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 7 / 7
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe İletişim Fakültesi Öğrencilerinin İletişim Becerilerinin Çeşitli Değişkenler Açısından İncelenmesi(2023) Akar, Fatma; Akar, HüsamettinÇevresindeki insanlarla etkili iletişim kurabilen kişiler hem sosyal hayatlarında hem eğitim hayatlarında hem de mesleki yaşantılarında daha başarılı olmaktadırlar. Bu çalışmada İletişim Fakültesi öğrencilerinin iletişim becerilerinin cinsiyet, bölüm, sınıf ve genel not ortalaması değişkenleri açısından incelenmesi amaçlanmıştır. Çalışma nicel genel tarama modellerinden kesitsel bir araştırmadır. Araştırmanın evrenini Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde öğrenim gören öğrenciler oluştururken; örneklemini ise bu evrenden basit tesadüfi örnekleme yöntemi ile seçilen 440 öğrenci oluşturmaktadır. Katılımcılardan elde edilen verilerin analizi sonucunda İletişim İlkeleri ve Temel Beceriler ile cinsiyet arasında (t= 3,88; p< ,001) ve yine Etkin Dinleme ve Sözel Olmayan İletişim Becerisi ile cinsiyet arasında (t= 4,10; p< ,001) anlamlı bir farklılaşma olduğu tespit edilmiştir. Diğer taraftan bölüm ve bulunulan sınıfın katılımcıların iletişim becerileri üzerinde anlamlı bir farklılaşmaya yol açmadığı görülmüştür.Öğe KAMUYU BİLGİLENDİRME MODELİ BAĞLAMINDA COVİD-19 PANDEMİSİNE İLİŞKİN YAPILAN BİLGİLENDİRMELERİN ALGILANMASI: BOLU İLİ ÖRNEĞİ(2022) Akar, FatmaBu çalışmanın amacı iki yıldan fazla bir zamandır tüm Dünya’yı ekonomik, psikolojik ve sosyolojik açıdan olumsuz etkileyen Covid-19 pandemisi sürecinde Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı tarafından pandemi ile ilgili çeşitli araç ve ortamlarda gerçekleştirilen bilgilendirme faaliyetlerinin toplum tarafından nasıl algılandığını ölçmektir. Çalışmanın evrenini Bolu’da ikamet eden 15 yaş üstü bireyler ve örneklemini ise bu kişiler arasından rastgele seçilen 355 kişi oluşturmaktadır. Çalışmada elde edilen veriler nicel araştırma yöntemlerinden biri olan anket tekniği ile toplanmıştır. Anket çalışması pandemi şartlarından dolayı Google Anket uygulaması ile çevrimiçi olarak gerçekleştirilmiştir. Çalışmada sonucunda elde edilen verilere bakıldığında katılımcıların %76,1 gibi yüksek bir oranının aşı olduğu, cinsiyet açısından kadınların, yaş olarak 41-60 yaş aralığındaki bireylerin ve aşı olmayanlardan ziyade aşı olanların Sağlık Bakanlığı tarafından Covid-19 pandemisi ile ilgili yapılan bilgilendirme çalışmalarına daha fazla önem verdikleri, ayrıca aşı olanların ve üniversite mezunlarının Covid-19 virüsü ile ilgili daha fazla kaygı ve endişe duydukları tespit edilmiştir.Öğe Kriz Yönetiminde Proaktif ve Reaktif Yaklaşım: Covid-19 KriziÜzerine Bir Değerlendirme(2021) Akar, FatmaCovid-19 pandemisi, yaklaşık bir yıldır tüm dünyayı etkisine almış olan büyük bir sağlık krizidir. Sosyal, siyasal, ekonomik ve psikolojik etkileri çok ağır olan bu kriz, dünyanın en gelişmiş ülkelerinden en gelişmemiş olanına kadar neredeyse tüm ülkeleri çaresiz bırakmıştır. Çalışmada, Covid-19 pandemisinden en çok etkilenen beş ülkenin (Çin, ABD, Türkiye, Almanya, İtalya) pandemiye karşı verdiği mücadele kriz yönetimi bağlamında ele alınmıştır. Söz konusu ülkelerin benimsedikleri yaklaşımın krizyönetim sürecine nasıl yansıdığını belirlemeyi amaçlayan çalışmada literatür taraması yöntemiyle güncel veriler ve kaynaklar taranmış, bu ülkelerin nasıl bir kriz yönetimi yaklaşımını benimsedikleri ve benimsenen yaklaşımın onları başarıya götürüp götürmediği araştırılmıştır. Yapılan inceleme neticesinde, ortaya çıktığı günden itibaren pandeminin ciddiyetini anlayan ve buna bağlı olarak erken tedbir alan ülkelerde vaka ve ölüm oranlarının diğer ülkelere göre daha düşük olduğu, ancak pandeminin ciddiyetini anlayamayan ya da gelmekte olan krizi öngöremeyen ülkelerde ise vaka ve ölüm oranlarının daha yüksek olduğu görülmüştür. Sonuç olarak, krizi proaktif bir yaklaşımla engellemeye çalışan ülkelerin pandemi krizini daha iyi yönettiği, bu süreçte reaktif kriz yönetimi yaklaşımını tercih eden ülkelerin ise pandemi ile baş etme noktasında daha büyük krizlerle karşı karşıya kaldıkları tespit edilmiştir.Öğe The Problem of Digital Disability in E-Municipality: A Study on Metropolitan Municipalities(2023) Tutar, Hasan; Akar, FatmaThe distinctive feature of the digital society is that it can practically use information and communication technologies in many areas of life, and the digital literacy rate is relatively high. The fact that most of the bureaucratic processes in e-government and e-municipality are transferred to virtual environments increases the importance of such topics as digital literacy and digital disability. One of the basic skills of the digital society is the relatively high rate of digital literacy and the increased ability of the members to use information and communication technologies. For this reason, the absence of digital disabilities and the design of web tools for individuals with disabilities are significant in digital accessibility. Suppose web tools are not designed for people with disabilities. In that case, it is inevitable that a new form of disability, which is unique to the digital society and called \"digital disability,\" will emerge. The primary purpose of this research is to examine the web pages of Metropolitan Municipalities in Turkey according to digital disability criteria. For this purpose, the web pages of 30 Metropolitan Municipalities were analyzed in terms of digital accessibility, digital disability, and access performance. Within the framework of the research problem, sampling was determined according to the sampling method. Descriptive statistics and content analysis methods were used to analyze the data collected from the sample. The research findings show that the web pages of Metropolitan Municipalities have some inadequacies in digital accessibility and performance indicators.Öğe Sosyal Medyada Kadın: Suriye İç Savaşı ve Ukrayna-Rusya Savaşı Üzerinden Karşılaştırmalı Bir Analiz(2023) Akar, Fatma; Ekmekçi, ZeynepSosyal medyanın hızı, ulaşılabilirliği ve etkileşime izin vermesi onu propaganda için bir fenomen haline getirmiştir. Günümüzde sosyal medya, kişilerarasında iletişimi ve etkileşimi sağlamanın yanı sıra savaşlarda da taraflar için bir silah işlevi görmektedir. Savaşın tarafları işlerine yarayacak haberleri, fotoğrafları ve videoları sosyal medya hesaplarından paylaşarak kamuoyunu yönlendirmeye ve manipüle etmeye çalışmaktadırlar. Savaş sürecinde propaganda malzemesi olarak en fazla kadınlar ve çocuklar kullanılmaktadır. Taraflar onların mağduriyetleri üzerinden kendi haklılıklarını göstermeye çalışmaktadırlar. Bu çalışmada Suriye iç savaşı ve Ukrayna -Rusya arasında yaşanan savaş sürecinde Suriyeli ve Ukraynalı kadınların Twitter paylaşımlarında nasıl temsil edildiği/sunulduğu ortaya konulmaya çalışılmıştır. Amaçlı örneklem yöntemi ile Suriyeli ve Ukraynalı kadınların yer aldığı toplam on iki Twitter paylaşımı belirlenmiştir. Bu paylaşımlar hem yayınlanan fotoğraflar üzerinden hem de tweetlerin içeriği bağlamında göstergebilim yöntemiyle çözümlenmiştir. Yaşanan savaşlarda hem Suriyeli hem de Ukraynalı kadınların yaşadıkları sıkıntıların paylaşımlara yansıdığı görülmüştür. Çalışma sonucunda Ukraynalı kadınların, Suriyeli kadınlardan farklı olarak erkeklerle beraber ülkesi için savaşan birer kahraman gibi sunuldukları buna karşın Suriyeli kadınların daha çok savaş mağduru ve muhtaç kişiler olarak sunuldukları bulgulanmıştır.Öğe SOSYAL MEDYADA MAHREMİYET ALGISI: ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİ ARAŞTIRMASI(2021) Akar, Hüsamettin; Akar, Fatmaİletişim teknolojilerindeki gelişmelerin bir sonucu olarak ortaya çıkan sosyal medya, insanlar arasında zaman ve mekan sınırlarını ortadan kaldırdığı gibi toplumsal değerlerde de önemli değişikliklere neden olmuştur. Bu değerlerden biri de mahremiyettir. Sosyal medya ile birlikte bireylerin mahremiyet algısı da değişmiştir. Bireyler sosyal medyada yaptıkları paylaşımlar ile özel hayatlarını ifşa etmekte ve bu ifşa ile birlikte mahremiyet algısı daha az önemli hale gelmektedir. Bu çalışma sosyal medyayı yoğun bir şekilde kullanan gençlerin mahremiyet algılarını ölçmek amacıyla gerçekleştirilmiştir. Çalışmanın örneklemini Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi İletişim Fakültesinde öğrenim gören 269 öğrenci oluşturmuştur. Çalışmada elde edilen veriler nicel araştırma yöntemlerinden biri olan anket tekniği ile toplanmıştır. Araştırmadan elde edilen verilere göre öğrencilerin büyük bir kısmı, her gün düzenli olarak sosyal medyada belirli bir süre geçirmektedir. Gençler, sosyal medyayı en çok arkadaşları ve tanınmış kişilerle iletişim kurmak için kullanmaktadır. Araştırma sonucunda elde edilen bir diğer bulgu da gençlerin büyük çoğunluğunun sosyal medyada paylaşımda bulunurken mahremiyet kaygısı yaşadıklarıdır. Öte yandan gençlerin sosyal medyada asla paylaşmam dedikleri içeriklere bakıldığında ilk sırada telefon numarasının geldiği onu gelir durumu ve özel hayatın takip ettiği tespit edilmiştir. Katılımcılara sunulan seçeneklerde yer alan yaşadığım yer, ilişki durumu gibi maddeler ise bunlardan daha sonra gelmektedir. Bu durum günümüzde gençlerin mahremiyeti telefon numarası, gelir durumu ve özel hayat olarak algıladıkları, birçok kişi tarafından daha mahrem olarak görülen, ilişki durumu ve yaşam alanları ile ilgili bilgileri ise daha az mahrem olarak nitelendirdikleri anlamına gelmektedir. Yine katılımcıların cinsiyetleri ile mahremiyet algılarının, sosyal medya kullanım sıklıklarının ve sosyal medya kullanım amaçlarının anlamlı bir şekilde farklılaştığı tespit edilmiştir. Araştırmanın sonucunda günümüz gençlerinin mahremiyet algısının sosyal medya kullanımına paralel olarak belirli bir düzeyde değişime uğradığı söylenebilir.Öğe SOSYAL ZEKÂNIN İLETİŞİM BECERİLERİNE ETKİSİNDE CİNSİYETİN DÜZENLEYİCİ ROLÜ: İLETİŞİM FAKÜLTESİ ÖĞRENCİLERİ ÜZERİNDE BİR ARAŞTIRMA(2023) Akar, Fatma; Erdem, Ahmet TuncaySosyal zekâ ve duygusal zekâ gibi yeteneklerin iletişim becerisi, yaşam tatmini gibi olumlu bireysel algıları güçlendireceği düşünülmektedir. Bu kapsamda araştırmanın temel amacı, sosyal zekâ ile iletişim becerileri etkileşiminde “cinsiyetin” düzenleyici bir işlev görüp görmediğini belirlemektir. Araştırmada “iletişim becerileri ile sosyal zekâ arasındaki ilişkide cinsiyet düzenleyici bir değişken olarak işlev görmekte midir” sorusunun cevaplandırılmasına çalışılmıştır. Araştırma kesitsel bir araştırma yöntemi olup nicel araştırma desenine göre kurgulanmıştır. Araştırma kapsamında veriler basit tesadüfi örnekleme yöntemi kullanılarak elde edilmiştir. Elde edilen verilerin analizinde AMOS ve SPSS programları kullanılmış, ilişki ve fark testleri yapılmıştır. Araştırma bulgularına göre sosyal zekâ ile iletişim becerisi arasında pozitif yönlü etkiler belirlenmiş ve sosyal zekâ ile iletişim becerileri ilişkisinde cinsiyetin düzenleyici bir rolü olduğu belirlenmiştir. Buna ek olarak sosyal zekâ ile iletişim becerisi etkileşiminde erkeklerin kadınlara göre hem sosyal zeka hem de iletişim becerisi algılarının daha yüksek olduğu da belirlenmiştir. Sonuç olarak sosyal zekâ algısı bireylerde olumlu gelişmelere sebep olurken iletişim becerisini de güçlendirerek olumlu davranışları güçlendirmektedir.