Yazar "Ademoğlu, Esra Nur" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 2 / 2
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe A case of posttraumatic acth deficiency that initial skin finding suggesting cushing syndrome(2016) Gorar, Süheyla; Ademoğlu, Esra Nur; Dolu, Süleyman; Uyar, SeyitHipofizer adrenokortikotropik hormon (ACTH) eksikliği sekonder adrenal yetmezlik nedenlerinden birisidir. Genetik nedenler, otoimmünite, infiltratif hastalıklar, kafa travmaları ACTH yetmezliğine neden olabilmektedir. Primer adrenal yetmezlikte hiperpigmente deri lezyonları beklenirken, sekonder adrenal yetmezlikte çok nadirdir. Strialar derinin gerilimine dik olarak yerleşmiş atrofik bandlardır ve patogenezi tam olarak açıklanmamıştır. Çoğunlukla obezite, gebelik, hiperkortizolizm ile ilişkilidir. Hipokortizolemide stria beklenen bir bulgu değildir. Bu yazımızda, her iki koltukaltındaki striaları nedeniyle değerlendirdiğimiz 34 yaşındaki erkek olguyu sunduk. Olgunun öyküsünde 12 yıl önce geçirdiği kafa travması ve ameliyat öyküsü mevcuttu. Bazal kortizol ve ACTH düzeyleri sırasıyla 0,18 ug/dl and <1,6 pg/ml idi. ACTH uyarı testinde, adrenal bezin kortizol cevabı suboptimaldi. Sonuç olarak, striaları nedeniyle Cushing Sendromu düşünerek araştırdığımız olguya, postravmatik ACTH yetmezliğine bağlı hipokortizolemi tanısı koyduk ve takibe aldıkÖğe Subklinik hipertiroidili hastalarda vitamin D düzeyinin ve metabolik parametrelerin incelenmesi(2019) Keskin, Müge; Ademoğlu, Esra Nur; Koca, Arzu Or; Ertuğrul, Derun TanerAmaç: Subklinik hipertiroidi toplumda oldukca sık görülen, atriyal fibrilasyon ve osteoporoz gibi çeşitli komplikasyonlar nedeni ile uzun süreli takip gereken önemli bir sağlık problemidir. Vitamin D ise endokrin sistemi de kapsayan otoimmün hastalıkların patogenezindeki yeri, son yıllarda daha çok araştırılmaktadır. Çalışmamızda, subklinik hipertiroidili hastalarda vitamin D düzeylerini ve çeşitli biyokimyasal parametreleri incelemeyi amaçladık. Ayrıca vitamin D ile biyokimyasal parametreler ve tiroid fonksiyon testleri arasındaki ilişkiyi inceledik. Materyal ve Metot: Nisan 2017?Nisan 2018 tarihleri arasında endokrinoloji polikliniğine başvuran ve subklinik hipertiroidi tanısı almış; toksik adenom, toksik multinodüler guatr (TMNG), toksik diffuz guatr (TDG) tanılı 39 hasta ile 89 sağlıklı kontrol grubu dahil edildi. Kontrol grubu ayrıca TSH düzeyleri 1?TSH<4 (Grup 1) ve 0,5?TSH<1 (Grup 2) olacak şekilde 2 gruba ayrıldı. Tüm hastalarda ve kontrol grubunda serum glukoz, kreatinin, AST, ALT, GFR, vitamin D, tiroid otoantikor düzeyleri hastanemiz kayıtlarından not edildi. Bulgular: Subklinik hipertiroidi ve sağlıklı kontrol grubu arasında vitamin D düzeyleri açısından istatistiksel olarak anlamlı farklılık yoktu (p=0,928). Sırasıyla; açlık kan şekeri (AKŞ), kreatinin, glomerüler filtrasyon hızı (GFR) ve ALT düzeyleri her iki grupta benzerdi (p=0,857, p=0,124, p=0,355, p=0,553). Grup 2? kontrol grubu içerisinde AST düzeyleri grup?1 kontrol grubu ve subklinik hipertiroidi grubuna göre daha düşüktü (p=0,024). Grup 2? kontrol grubu içerisinde kreatinin düzeyi ile vitamin D arasında (r=0,366 ve p=0,007), GFR ile TSH (r=0,345, p=0,011) ve sT3 (r= 0,300, p= 0,028) arasında pozitif bir korelasyon vardı. Subklinik hipertiroidi grubunda (Grup 3) sT3 ile kreatin ve ALT arasında pozitif bir korelasyon mevcuttu (r=0,502 ve p<0,001, r=0,362 ve p=0,024). Sonuç: Çalışmamızda subklinik hipertiroidili hastalarda vitamin D düzeyleri ve metabolik parametreler sağlıklı kontrollerle benzer düzeydeydi. Sağlıklı kontrol grubunda ise farklı TSH düzeylerinde metabolik parametrelerde önemli bir değişiklik saptanmadı.