Yazar "Çiçek, Ayşegül Çopur" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 3 / 3
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Comparison of toxin genes in staphylococcus aureus isolates obtained from patients and carriers(Carbone Editore, 2013) Mengeloğlu, Fırat Zafer; Çiçek, Ayşegül Çopur; Koçoğlu, Esra; Taş, Tekin; Bucak, Özlem; Güçkan, RıdvanIt is important to have information about virulence characteristics of S. aureus isolates obtained from the nasal cultures of carriers in terms of the capability to cause severe infections. In the present study, S. aureus isolates obtained from carriers and isolates obtained from clinical specimens, and which were determined as causative agents of infection, were compared in terms of the genes of staphylococcal enterotoxiiz A and 8 (sea and seb), TSST-I (tst), and PVL (pv1). A total of 44 S. aureus strains isolated from clinical specimens and 44 carrier isolates were tested for the genes with polyinerase chain reaction method. As the results, the most common gene was sea with a rate of 45.5% (40188). This gene was found in 34.1% (15144) of the carrier isolates and in 56.8% (25144) of the clinical group. Furthermore, the presence of the sea gene was found to be significantly higher in the clinical isolates than in the carriers' (P=0.032). The tst, seb, and pvl genes were positive at rates of 18.2% (16188). 4.5% (4188), and 5.7% (5188), respectively. No significant differences were found between the groups according to positivity rates of the tst, seb, and pvl genes (p>0.05 for each gene) To our knowledge, differences between carrier isolates and clinical isolates in terms of toxin genes have not been investigated before the present study. The presence of sea at a significantly higher rate in clinical isolates shows the need for advanced molecular analysis on this topic.Öğe Klinik örneklerden izole edilen acinetobacter baumannii ve pseudomonas aeruginosa suşlarının sınıf 1 ve 2 integron taşıyıcılığı ve yeni bir gen kaseti birlikteliği: blaOXA-11-cmlA7(2014) Mengeloğlu, Fırat Zafer; Çiçek, Ayşegül Çopur; Koçoğlu, Mücahide Esra; Sandallı, Cemal; Budak, Emine EsraAntibiyotik direnç genlerinin bakteriler arasındaki yayılımı, enfeksiyon hastalıklarının tedavisinde ciddi sorunlar oluşturmaktadır. Son zamanlarda bu genlerin integronlarda da taşındığı gösterilmiştir. Ülkemizde, Acinetobacter baumannii ve Pseudomonas aeruginosa klinik izolatlarında sınıf 1 ve sınıf 2 integron taşıyıcılığıyla ilgili çalışmalar sınırlı sayıdadır. Bu çalışmada, Abant İzzet Baysal Üniversitesi Hastanesinde, klinik örneklerden izole edilen A.baumannii ve P.aeruginosa suşlarında, sınıf 1 ve 2 integron taşıyıcılığının araştırılması ve antibiyotik direnç gen kasetlerinin dizi analiziyle karakterize edilmesi amaçlanmıştır. Çalışmaya, Mart 2010-Aralık 2012 tarihleri arasında çeşitli klinik örneklerden (%56 balgam, %19 yara, %11 idrar, %11 kan, %3 kateter) izole edilen 77 A.baumannii ve 60 P.aeruginosa olmak üzere toplam 137 suş dahil edilmiştir. İzolatların tanımlanması ve antibiyogramları Vitek 2 Compact (bioMérieux, Fransa) ve BD Phoenix 100 (Becton Dickinson, ABD) sistemleriyle yapılmıştır. Suşlarda integron varlığı, sınıf 1 (intI1) ve sınıf 2 (intI2) integraz bölgeleri için özgül primer çiftleri kullanılarak PCR yöntemiyle araştırılmış; integron amplifikasyonunun gerçekleştirildiği tüm örnekler, hem klonlanarak hem de PCR ürünü olarak DNA dizi analizine tabi tutulmuştur. Çalışmada, A.baumannii suşlarında en yüksek duyarlılık kolistin (%96) ve tigesiklin (%78), P.aeruginosa suşlarında ise piperasilin-tazobaktam (%97) ve piperasiline (%93) karşı saptanmış; buna karşın A.baumannii suşlarında en yüksek direnç oranı (%95) piperasilin/tazobaktama karşı gözlenmiştir. A.baumannii suşlarının %33 (26/77)’ünde, P.aeruginosa suşlarının ise %10 (6/60)’unda intI1 geni tespit edilmiş; intI1 pozitif suşlarda değişken bölgeler PCR ile çoğaltıldığında sekiz (8/77, %10) A.baumannii ve üç (3/60, %5) P.aeruginosa suşunun antibiyotik direnç gen kaseti taşıdığı belirlenmiştir. Suşların hiçbirisinde intI2 geni saptanmamıştır. İntegron pozitif olan tüm A.baumannii suşlarında piperasilin/tazobaktam, seftazidim, sefepim, seftriakson ve ampisilin/sulbaktama karşı, integron pozitif tüm P.aeruginosa suşlarında ise seftazidim, gentamisin ve siprofloksasine karşı ortak direnç paterni tespit edilmiştir. İntegronların DNA dizi analizleri, A.baumannii [aacC1-aadA1 ve aac(3)-1] ve P.aeruginosa (blaOXA-30-aadA1 ve blaOXA-11-cmlA7) suşlarının ikişer farklı gen kaset dizisi taşıdığını göstermiştir. Ulaşabildiği kadarıyla, P. aeruginosa integron gen kaseti içerisinde tanımlanan blaOXA-11-cmlA7 gen dizilimi ilk kez bu çalışma ile tanımlanmış ve yeni bir gen dizilimi olarak literatüre sunulmuştur.Öğe Seftarolinin MRSA izolatlarına in vitro etkinliği: Çok merkezli bir çalışma(2013) Mengeloğlu, Fırat Zafer; Taş, Tekin; Koçoğlu, Esra; Çiçek, Ayşegül Çopur; Yanik, Keramettin; Güneş, Hayati; Çiftci, Ihsan HakkıMetisiline dirençli Staphylococcus aureus (MRSA), toplum ve hastane kaynaklı ciddi enfeksiyonlara neden olabilen önemli bir patojendir. MRSA’nın neden olduğu enfeksiyonlarda tedavi seçeneklerinin sınırlı kalmasından dolayı alternatif tedavi arayışlarına devam edilmektedir. Seftarolin, MRSA kaynaklı cilt ve solunum yolu enfeksiyonlarının tedavisinde kullanılmaya başlayan geniş spektrumlu yeni kuşak bir sefalos- porindir. Bu çalışmada, ülkemizin farklı illerindeki (Bolu, Samsun, Rize, Tekirdağ, Sakarya, Amasya, Osmaniye) yedi hastanenin mikrobiyoloji laboratuvarında çeşitli klinik örneklerden izole edilen MRSA suşlarına karşı seftarolinin in vitro etkinliğinin araştırılması amaçlanmıştır. Çalışmaya toplam 192 MRSA izolatı (89 cilt/yara yeri/abse, 38 kan, 36 solunum yolu, 29 idrar/steril vücut sıvısı/kateter) dahil edilmiş ve seftarolin duyarlılığı sıvı mikrodilüsyon yöntemiyle araştırılmıştır. Çalışmada, 181 (%94.3) izolatın MİK değeri CLSI duyarlılık sınır değeri olan 1 ?g/ml ve altında saptanarak duyarlı olarak belirlenmiş; 11 (%5.7) izolatın MİK değeri ise 2 ?g/ml olarak saptanarak seftaroline orta duyarlı olarak kabul edilmiştir. İzolatların seftarolin için MİK aralığı 0.25-2 ?g/ml olarak bulunmuştur. Çalışmaya katılan merkezlerde seftaroline orta duyarlı olarak bulunan izolat oranları %0-12.5 arasında değişmektedir. Tüm izolatlar değerlendirildiğinde MİK50 ve MİK90 değerleri sırasıyla 0.5 ?g/ml ve 1 ?g/ml olarak belirlenmiştir. Merkezler arasında ortalama MİK değerleri açısından anlamlı farklılık bulunamamıştır (p> 0.05). MİK50 ve MİK90 değerleri, Samsun ve Bolu izolatlarında genel dağılımla aynı bulunurken, Amasya izolatlarında 0.5 ?g/ml ve 0.5 ?g/ml; Rize, Tekirdağ, Osmaniye ve Sakarya için 1 ?g/ml ve 1 ?g/ml olarak belirlenmiştir. Klinik örnek türüne göre incelendiğinde ise MİK50 ve MİK90 değerlerinin genel dağılıma ait değerlerle benzer olduğu izlenmiş, orta duyarlı olarak saptanan izolat sayıları açısından da gruplar arasında anlamlı fark bulunamamıştır (p> 0.05). Ülkemizin yedi ayrı merkezinden elde edilen izolatların seftarolin MİK değerlerinin dağılım profili ve duyarlılık oranları Avrupa ve Amerika kaynaklı çalışmalarla benzer bulunmuştur. Bu çalışmada, seftarolinin MRSA üzerine etkinliği ile ilgili ilk Türkiye verileri elde edilmiştir. Elde edilen bu ön veriler, seftarolinin Türkiye izolatlarında da etkili olduğunu ve geniş spektrumlu antimikrobiyal kullanımı gereken durumlarda iyi bir seçenek olabileceğini düşündürmekle birlikte daha geniş kapsamlı ileri çalışmalara gerek vardır.